Hilye-i şeriflerimiz Vatikan'da

Tellal çıkar, gür sesiyle bağırırdı. İlk sözü şu olurdu: "Duyduk duymadık demeyin".

Sonra da halka ne söylenmesi istenmiş, ne tür sipariş verilmişse onu ilan ederdi.

Şimdi biz de söze öyle başlayalım.

Duyduk duymadık demeyin, yurt dışında ilk defa hilye sergisi açıldı.

Kısaca şunu söylemek mümkün: Vatikan, Vatikan olalı böyle sergi görmedi.

*

Hat sanatının zirvesi kabul edilen hilye, bildiğiniz gibi Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) yazıyla tasvir edilmesidir.

İstanbul'da doğan bu sanatın, hem klasik hem de modern olmak üzere çok önemli örnekleri "Aşk-ı Nebi Sanat Olunca" başlığıyla Vatikan'da sergileniyor.

*

Vatikan Büyükelçiliğimizin himayesinde gerçekleşen ve Uluslar arası Kültür ve Sanat Derneği'nin açtığı sergide, otuz hilye-i şerif ile seksen nadide tespih yer almakta.

Büyük hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi'den iki adet hilye-i şerifin de bulunduğu sergi, 19 Ekim'e kadar açık kalacak.

Roma'nın en saygın mekânlarından biri olan Cancelleria Sarayı'nda açılan sergiye Roma'daki sanat çevrelerinin yoğun ilgi gösterdiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.

Açılışa 25 ülkenin büyükelçisinin katılmış olması memnuniyet vericiydi.

*

Mekân olarak seçilen bu sarayın, Rönesans tarzında yapılan ilk saray olduğunu belirtelim.

Tespihler de klasik ve son dönem olmak üzere iki çeşit.

Seçkin Osmanlı tespih örneklerinin yanı sıra, tasarım ve malzeme bakımından klasik çizgiden farklı modern tespih yorumları da serginin önemli bir özelliği.

*

Vatikan dedikleri, malumunuz, avuç içinden biraz daha büyükçe bir ülke.

Katolik dünyasının merkezi olması, sınırlarına bakarak fikir yürütmeyi yaya bırakıyor.

Birkaç gündür UKSD yöneticileri ve gazeteci arkadaşlarla beraber Roma ile Vatikan'da bulunuyoruz.

Tarihî eser bakımından son derece zengin olduğunu biliyorduk ama bunu bir de gözlerimizle görme şansımız oldu.

*

Ayakkabılarımız dahi yorulana kadar sokak sokak yürüdük.

Nehir gezisi de noksan kalmadı, Yahudi gettosu da.

Gördük ki burada her taraf -adeta- Sultanahmet.

Adım başı kilise, müze, vesaire.

Dini yapılar o kadar çok ki bir yerden sonra saymayı bıraktık.

Bundan sonra biri karşıma geçip İstanbul'da çok cami olduğunu söylerse, birbirine yakın camilerin gereksizliğine işaret etmeye kalkışırsa, hemen belirteyim ki iki elimle birden alnını karışlarım.

*

Bir yıl içinde sadece Roma'ya gelen turist sayısı, Türkiye'ye gelen toplam turist sayısından fazla.

İstanbul'da birkaç tane üstü açık turist otobüsü mevcutken, burada bir caddede rastlanan turist otobüsü daha çok.

Bir yerde meşhur çeşme, öte yanda bol basamaklı merdiven...

Onları görmek için toplanan kalabalığın hesabı yok.

Alman'ı, İngiliz'i, Japon'u, kim varsa gelmiş.

En son biz noksan kalmıştık, biz de geldik, tamam oldu.

Fırsat olursa, yediğimiz içtiğimiz pizzayı makarnayı değil ama gördüklerimizi bir ara anlatırım.

*

Hilye-i şerif ve tespih sergisi için Vatikan Büyükelçimiz Sayın Kenan Gürsoy'a, UKSD'ye, koleksiyonundaki eserleri ve katkılarını esirgemeyen Mehmet Çebi'ye, klasik eserlerle katkıda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğü'ne teşekkür borçluyuz.

Ayrıca Kültür Bakanlığı, THY ve Avea'yı da desteklerinden ötürü şükranla anmak durumundayız.

Hilye-i şeriflerin yanlarında İtalyanca ve Türkçe çevirilerinin de yer alması, sergiyi daha bir anlamlı kılıyor.

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.