Sahi Neydi Samimiyet?

Samimiyet, herkes için önemli bir duygudur. Davranışlarımızın içtenliği, insanlığımızın kalitesi ile doğru orantılıdır. İnsanın öncelikle Rabbiyle olan ilişkisi ile başlar; kendisi, ailesi, akrabası, komşusu ve sosyal hayat içinde muhatap olduğu tüm şahısları içine alan çok geniş bir kitleyi kapsar.

Yaşamın içinde sağlıklı ilişkiler kurmak, devam ettirmek adına duygularımızın samimi olması çok önemlidir. Nasıl ki hava, su gibi ihtiyaçlar yaşamımızın vazgeçilmezi ise; insani ilişkilerimizde de duygusal, ruhsal enerjimizin sağlıklı olması ve devamı da samimi, içten davranışlarımıza bağlıdır.

İnsanın öncelikli görevi, bizleri yokluk karanlıklarından varlık nuruna kavuşturan Rabbimize karşı samimi davranışlar içinde olmamızdır. Kainat denilen alemİ tüm ihtişamıyla yaratıp, bizlerin emrine veren sonsuz kudret, ilim, irade sahibi olan Rabbimize olan samimiyetimiz, aslında insani ilişkilerimizin kalitesini de belirleyecek olan çok önemli kıstastır.

Bizleri dünya denilen bu misafirhanede en güzel şekilde ağırlayan, misafirperverliğini eşsiz bir şekilde gösteren Rabbimize samimi bir şükür, teşekkür etmek insan olmanın vazgeçilmez bir ölçüsüdür.

Kalbimizden geçen en küçük bir arzuyu, duayı işitip en güzel şekilde cevap veren Yüce yaratıcımızın bizden isteklerini yerine getirme konusunda içten, samimi olmak da, yaratılmışlar içinde en değerli olan insana yakışmaz mı? Adına samimiyetin diğer bir adı olan ‘’ihlas’’da denilen duygunun harekete geçireceği bir istekle kulluk bilincini en üst düzeyde yaşamak, insanın değerine daha da değer katmaz mı?

Elbette fazlasıyla değer katar. Çünkü ihlas ile yapılan küçük bir ibadeti, iyiliği, kulluğu binlerce ton ağırlığındaki samimiyetten uzak bir kulluğa tercih ediyor, Rabbimiz. Aynı şekilde Peygamberimiz (s.a.v), ‘’ameller niyetlere göredir’’ buyururken, samimiyetin şaşmaz ölçüsünü de bizlere göstermektedir.

Riya, gösteriş için yapılan ibadetlerin, davranışların, Allah (c.c) katında hiçbir önemi yoktur. Aksine bunun ayrıca bir hesabı vardır. Aman ha unutmayalım!

Şunu da söylemeden olmaz: Rabbimizin, bizim ibadetlerimize ihtiyacı yoktur; asıl ihtiyaç sahibi bizleriz. Küçücük bir mikrobun vücuduna girdiğini; ancak hastalandığı zaman anlayan aciz insan, Rabbinin karşısında kulluğunun kalitesi nispetinde değere sahiptir. Hastalığın ızdırabı ile inlerken, bize şifa verecek olan gerçek gücün karşısında ettiği dualar, gerçek samimiyetin ulaştığı en yüksek noktadır. Görünüşte doktor, ilaçla tedavi olurken; gerçek Şifa verenin Rabbimiz olduğunu hatırlayıp, teslim olmak, insana müthiş bir mutluluk verse gerek. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…

Evet, kulluğumuzun samimiyetinden bahsetmeye devam edelim. Bizim şahsımıza bakan, bizde İslam’ı görmelidir. Bir müslümandan beklenen budur. Rabbimize olan kulluğumuz, kesinlikle riyayı, gösterişi kabul etmez.

Kulluk, namaz, oruç, zekat, hac gibi ibadetlerle sınırlı değildir, elbette. Bir Müslüman, yaşamı boyunca öncelikle insanlığının sonra da Müslümanlığının gereği olarak samimi davranışlar içine bulunmakla mükelleftir.

Gerçek anlamda Rabbine olan sorumluluklarının farkında olup gereğini yerine getiren Müslüman bir kimse, bu duygunun hayatının her alanında geçerli olması gerektiğinin bilincinde olandır.

Öncelikle aile hayatı ile başlayalım. Eşlerin evlik akdi ile bir araya gelerek kurdukları yuvanın temeli dünyada atılırken; devamı ötelere uzanır. Sonsuzluk aleminde başka bir anlam kazanır.

Evlilikte samimiyet demek, huzur, mutluluk, güven gibi bir çok olumlu duyguların yoğun bir şekilde yaşanması anlamına gelir.
Samimiyetin en güzel hali sevgi olarak karşımıza çıkar. Eşlerin birbirlerine olan samimi sevgileri, ailenin diğer bireyleri olan çocuklara da yansır. Böyle bir ortamda yetişen çocuklar demek, geleceğin yetişkin birey adayı olarak, toplumun gerçek sevgi saygı toplumu haline gelmesinde önemli bir role sahip olması demektir.

Samimiyetin kıymetini bilen bilinçli birey, aile dışındaki ilişkilerde (komşuluk, akrabalık, kardeşlik, dostluk gibi) bunu hissettirmek konusunda çok daha başarılı olacaktır.

İçtenlikten uzak ilişkiler sağlam bir temele dayanmadıkları için, kırılganlık oranı çok yüksektir.

Her gün biraz daha yıkılmaya doğru giden dünya denilen geçici hanemizde hiçbir şeyin bizi, samimiyetten uzaklaştırmaması gerekir.
Sahip olduğumuz her şey, bizde emaneten duruyor. Zamanı geldiğinde hepimiz, elimizdekileri bırakıp gitmeyecek miyiz?

Peygamberlere bile kalmayan dünya, bize mi kalacak? Kesinlikle hayır! Öyleyse değer mi kalp kırmaya, gönül yıkmaya? Kıskançlık edip, haset olmaya?

Hiçbirimizin eline nasibinden öte bir şey geçmeyecektir. Bizden daha üstün durumda olan birinin elindekilerini kıskanmak yerine; tüm samimiyetimizle Allah (c.c) daha çok versin, hayrını gör diye bir temenni de bulunmak, inanın hepimize çok iyi gelecektir. İçtenlikle ettiğimiz bu duaya meleklerde bizimle beraber amin derken, aynı zamanda daha fazlasının bizlere de nasip olması için dua ettiklerini unutmayalım!

Mensubu olduğumuz İslam dininin bizlere ne çok güzellikler sunduğunu tam olarak idrak edebilsek, içtenlikten bir an bile tavız vermeyiz, veremeyiz.

Gönülden gelen bir samimiyetle birine nasılsın diye sormak, gülümsemek, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak gibi davranışlar, günlük hayatımızı daha da anlamlı hale getirecektir. Samimi duyarlılık, ebedi alemlerdeki sonsuz mutluluğu, huzuru dünya hayatında da bizlerin yaşamasına vesile olacaktır.

Evet dostlar, bu konuda söyleyecek şeylerin sınırı yok. Rabbimizin rızasını kazandıracak samimiyetin, dünyada ve ahirette kazandırdıklarının, kazandıracaklarının tahmini imkansız.

Samimiyetten uzak bir davranışın, her iki dünyada da geçer bir akçesi yok. Fakat tüm içtenliğimizle yaptığımız iyiliğin, kulluğun, insanlığın sonsuzluk aleminde değerinin sınırı yok. Rabbim, bizleri samimiyetle yoldaş eylesin. Amin…

Farklılığımız, samimiyetimiz olsun. Sevgiyle Kalın…

Azize Çiğdem Eroğlu

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum