Ahmet Nebil SOYER

Ahmet Nebil SOYER

Pankartlar

Fatih Camiinin önündeyiz, ellerimizi kaldırıp dua ediyor ve İstanbul’u İslam vatanı yapan bu büyük insana halimizi arzediyoruz. Ey Atamız, kalk senin vatan yaptığın topraklarda birisi bütün peygamberlerin atasını cahillikle suçluyor, sen bilirsin?

Bayazıt Meydanındayız. Ey meydan ve adını bir büyük hükümdardan alan meydan. Bu meydan istiklal savaşının hazırlandığı, Halide Edip‘in konuşma yaptığı, vatanı uyandırdığı meydan. O uyanan insanlar bu vatanı toprak yaptı. Adem babamızı ve hayatın mimari Havva anamızı aşağılayan bir insan bu topraklardan çıkıyor, artık sen bilirsin.

Erzurum çifte Minare önündeyiz. Ey meydan sen bize büyük Selçuklu’nun hatırasısın. Dokuzyüz yıl önce bu toprakları İslam yurdu yaptınız. At sırtında Kur’an okuduk, savaştık, şehid olduk buralar vatan oldu. Ey kutlu minare, bir cahil Hazreti Adem’i sıradan bir insandan daha aşağı vadilere koyuyor artık sen bilirsin.

Ey Alvarlı Efe, sen neler yaptın? Köy köy dolaşıp şehir şehir dolaşıp Muhammedin bildirisini anlattın, şevk verdin, heyecan verdin. Kalk da bak senin topraklarından birisi bir peygamberi hem de İslamın dip koçanı bir peygamberi aşağılıyor artık sen bilirsin.

Ey Eyyüb Ey Ensari Hazretleri kalk, senin ta uzaklardan kalkıp gelip İstanbul’un İslam topraklarına katılman için çırpınmanın bayrağı olan Kur’an‘ın baş kahramanı Adem baba ve Hava anayı aşağılayan bir insan çıktı bu topraklardan, halimize bak bize ne oldu, artık sen bilirsin.

Ey Yavuz, Sultan Anadoluyu vatan yaptın, mezhep kavgalarına son verdin, belde-i Nebeviye gittin, bu kutlu millete halifeliği getirip İslam’ın bayraktarı yaptın kalk bak. Senin kutsal makberinin beldesinde bir densiz senin uğruna koştuğun kitabımızın baş kahramanı ve insanlığı ilk adımı Hava Anamız ve Adem Babamızı aşağılıyor kalk da bunlara ders ver sen bilirsin.

Ey kutlu ata, sefere giderken yolda askerlerin heybesinde haram bir meyve görmediğin için şükrettin ve “haram yiyen askerle savaşılmaz” dedin. Ey atamız sokaklar Ebu Cehil dolu, ne yapalım bize imdad edin.

Ey Sakarya savaşının kumandanları, Yunan istilasından bizi kurtardınız, memlekete düşman çizmesi girmedi.

Ey Niğboğlu vadisi sende atalarımın kanı ve kemiği mukaddes emanet gibi duruyor sen onların niçin öldüklerini biliyorsun. Kur’an bu dini mübininin beyannamesi ve Allah’ın kelamıdır, ey kemikler ve kanlar kalkın birleşin bizi bu aşağılık insanlardan kurtarın.

Ey Bediüzzaman 31 Mart’ta isyan eden taburların önüne çıkıp onları durdurmaya çalışan, Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem diyen büyük zat. O mukaddes Kur’an’ın birinci şahsı kahramanı bir peygamber aşağılanıyor kalk da halimize bak bize heyecan ver.

Ey Ulubatlı Hasan İstanbul surlarına sancağı diktin o şehrin mührü oldun, kalk o burçlardan baktığında bir peygamberi aşağılayan ve aşağılamayı kutlayan zenaatci kişiyi bir gör halimize bak o bayrağı bir daha dik o surlara.

Ey Çanakkale vadisi ve beşyüz bin askerin şehid olduğu topraklar siz savaştınız hainler İstanbul’a girmesin diye. O İstanbul’da sizin gayenizi hafife alan insanlar çıktı peygamber aşağılıyorlar, bakın halimize bir Çanakkale daha mı yapalım? Arif Nihat, ya Resulallah her köşede bir Ebu Cehil var diyor. Gelin bu cahil adamlarla mücadele edin, münafık kafirden eşeddir, işte böyle.

Ey Seyit onbaşı, koca bir topu hiç bilgin olmadığı halde topa koyup koca bir savaş gemisini Allah’ın izniyle batıran büyük asker. Sana teklif edilen hediyelere, paralara itibar etmeyip ben Allah için yaptım dedin, kalk bak bazı insanlar nasıl mukaddes değerlerimizle oynuyorlar, bir daha bir top at bu hainlere.

Ey birinci büyük millet meclisi, Mehmet Akif istiklal marşını okuyor, herkes dinliyor ve marş olarak kabul ediliyor. Şair utancından dışa çıkıyor, bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli diyor büyük şair, dinin temeli Hz. Adem ve Havva onlar hakarete maruz ey meclis kalk halimize bak. Ey Koca Akif bir şair Allah’a kötü kelimeler kullanıyor diye onun adını anmıyorsun, şimdi bak bizim halimize mukaddeslerimiz nasıl aşağılık insanlarla aşağılanıyor.

Ey Bedir savaşında ölen büyük şehitler kalkın İslam’ın bin yıl bayraktarlığını yapan milletten ne garip insanlar türedi, o savaşı bir şekilde bir daha yapın.

Ey Uhud meydanı senin kudsiyetine hürmet etmeyen, ölenlerin gayretini hafife alan, ölüm nedeni Kur’an’ın izzeti için onu tahfif eden insanlarla ne yapalım kemikler, kanlar, şehitler bizi koruyun bu insanlardan.

Ey Goethe hayran olduğun Kur’an ve Hz. Muhammed’in vatan yaptığı bu topraklardan ne garabetler türedi, halimize bak, Türkler ne kadar değişmiş diyeceksin.

Bütün büyük atalarımız, evliyalar, Ahmet Yeseviler, Mevlana’lar, Ahmedi Haniler, Ahmet Paşalar…

Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi
Senin uğrunda ölen ordu budur Ya Rabbi
Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyet namın
Galip et çünkü bu son ordusudur İslam’ın” dörtlüğünü söyleyen ve ordumuzun muzafferiyetine şiirle dua eden büyük şair kalk bak İslamın bu büyük ordusundan ne kadar utanmazlar çıktı bir bak.

Kalkın milyonlarca İslam’a baş vermiş, şehit olmuş, şehitler ve topraklar bu terbiyesizlere tavır koyun Allah aşkına…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum