Ömer Halisdemir

ÖMER gibi şecâatli, Ebubekir gibi HALİS,
DEMİR gibi sarsılmaz, unutulmaz Şehidimiz.
Ölüm kat’î, emir kesin, Memleket istikbâli,
Millete bir örnektir, HALİSDEMİR’in hâli.
Bir an tereddüt etmez, emir baş-göz üstüne,
Helâlleşip de gider, Şehadetin üstüne.
Elebaşı âsî’yi gebertir ensesinden,
Şehadet şerbetini içer; Resûl Elinden. (A.S.V.)

omerhalisdemir.jpg
Kalkışma güdük kalır, akim kalır teşebbüs,
Başına bir taç konur, Milletinden güzel süs.
HALİSDEMİR herkese, bir hüsn-ü misâl olur,
HALİSDEMİR’de herkes, hep kendisini bulur.
Şimdi ziyaret yeri, Makberi her gün dolu,
Her nereye giderse; herkesin düşer yolu.
Yeni doğan çocuklar; oluyor ÖMER HALİS,
Uyandı Milletimde; Hâlis denilen o his.
İhlâs ile sarıldı Devletine Milletim,
Kalmasın diye Millet, Hürriyetsiz bir yetim.
HALİSDEMİR çok artık, Milletimin içinde,
Şehit olmak ister Millet, her nasıl, ne biçimde.
O’nun resmi, duvarları, panoları süslüyor,
O’nun şahsında Millet; hep o ruhu besliyor.
O ruh kaybolmadıkça; fırsat bulamaz itler,
Minarelerde Ezan, dilde Tekbir ve Tevhidler.
Allah’ım rahmet etsin, Haşretsin Peygamberle, (A.S.V.)
Söylensin ömür boyu; unutulmaz Şiirlerle. 

15 Temmuz gecesi Ömer Halisdemir’in şehadeti:

Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Semih Terzi, 15 Temmuz'da görev gereği Silopi'de idi. 15 Temmuz sabahı ısrarla Zekai Paşa'yı aradı. "Kayınpederimin durumu kritik Ankara'ya gelmek istiyorum" dedi. Paşa, normal zamanlarda makul karşılayacağı bu talepten şüphelendi. Aynı gün darbeci General Terzi'nin eşi de bir bahane ile Zekai Paşa'nın eşini arayıp ikna etmeye çalışmıştı.

Zekai Paşa için tuhaf gelen başka olaylar da vardı. Terörle cansiperane mücadele eden Zekai Paşa, sürekli arazide idi. O günü yakın arkadaşlarına şöyle anlattı: "Ben, son bir yıldır, düğüne bayrama gitmiyorum. Ancak kanser tedavisi gören bir arkadaşımızın düğünü vardı. Bana da görev verdiler. 'Komutanım, sizden başka kıdemli kimse yok. Genelkurmay adına hediye çekini siz takdim eder misiniz?' dediler. Doğrusu tuhaftı. Çünkü Ankara'da benden kıdemli çok sayıda komutan vardı. Düğün salonuna girince şüphelerim daha da arttı. Hem kıdemli komutanlar oradaydı hem de salonda bulunmaması gereken kişiler de gelmişti. Hızlıca protokol görevini yapıp çıktım."

Aksakallı'nın makam aracı, Külliye'ye giden yol üzerinde 3 araç tarafından sıkıştırıldı. Paşa, zaten tedirgindi ve yakın ekibini önceden uyarmıştı. Darbecileri atlattılar. Zekai Paşa, o gece bir kalkışma olduğunu Özel Kuvvetler Karargâhı’nın da ele geçirilmek istendiğini öğrenir öğrenmez hem en güvendiği adamını aradı hem de karargâhtaki nöbetçi subaylara ulaşmaya çalıştı. Tabii aynı anda, ÖKK'den en sadık adamlarına da silahlarını alarak komutanlığını önüne gelmeleri emrini verdi.

Zekai Paşa, karargâhı aradığında, şok bir cevapla karşılaştı. Terzi, "Ben oraya geliyorum. Kışlanın emniyetini sağlayın, içeriye komutanlardan kimseyi almayın, gerekirse ateş edin" emrini vermişti.

Zekai Paşa, "Siz görevden alındınız, artık Semih Paşa'nın emrini dinliyoruz" diyen albaya, "Emrimi dinlemiyorsun, FETÖ'cülerin emirlerini dinliyorsun, sen paralelcisin" diye bağırdı.

İşte o andan itibaren yaşananları Zekai Paşa gözyaşları içinde şöyle anlattı: "Başçavuş Ömer Halisdemir'i aradım, Ömer benim koruma astsubayımdır. Ömer'e, "Sana, vatanımız ve milletimiz adına tarihi bir görev veriyorum. Tuğgeneral Terzi vatan hainidir, isyancıdır. Onu, karargâha girmeden öldür! Bunun sonunda şahadet var. Biliyorsun seninle 20 yıllık beraberliğimiz var. Hakkını helal et" dedim.

Ömer Başçavuş, sonu ölüme varan emir üzerine vakur bir sesle Zekai Paşa'ya hitaben, "Baş üstüne komutanım, hakkım helal olsun. Siz de helal edin" dedi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.