Norşin hala Güroymak

Hatırlarsanız üç-dört yıl önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bitlis’in Güroymak ilçesine “Norşin” dedi diye fırtına kopmuştu.

 

Birçok yazar ve çizer özellikle “Ergenekon” yandaşı basın bu ismin telaffuz edilmesini eleştirmiş “Said Nursi hatırlatması yapılıyor” diye tenkit etmişti.

 

Biz de kaleme aldığımız bir yazımızda Said Nursi-Norşin ilişkisini anlatmıştık.

 

Amacım o günkü tartışmayı bugüne taşımak değil. Sonuçta menfi ya da müspet söylenen söylenmiş ve olay tarihe bırakılmıştır.

 

Benim bu hadiseyi hatırlatmamdaki asıl neden hala bu ismin değişmemiş olmasıdır. Yani gerçek adı Norşin olan bu ilçenin; yöre halkı tarafından bu isimle anılmasına rağmen ve meclise de değişmesi yönünde önerge verildiği halde hala Güroymak olarak kalmış olmasıdır.

 

“Açılım” bu kadar yavaş mı yürüyor. Bu kadar basit bir değişim veya dönüşüm sağlanamıyorsa adına açılım denen demokratik gelişme nasıl sağlanacak?

 

Sadece Norşin değil Türkiye’nin birçok il ve ilçesi (sadece doğu ve güneydoğu ile sınırlı da değil) adını değiştirmek isteyen batıda da birçok ilçe ve köy var. Onlar da henüz değişmedi.

 

Mesela Nurs köyü, Bediüzzaman Said Nursi’den dolayı şöhret olmuş bu köyün ismi de hala “Kepirli” olarak geçiyor. Bunun içinde meclise önerge verilmiş ama sonuç yok…

 

Konu çok basit gibi görülebilir. Oysa “Kalite detaylarda gizlidir” hakikatini unutmamak gerekir.

 

Bir ülkede bu kabil yanlışlar düzelmemişse o ülkede demokrasinin kâmil manada yaşadığını/yaşatıldığını söylemek mümkün olmaz.

 

Denebilir ki, “Türkiye artık Anayasa değişikliği sürecine girdi hallolacak”… Umuyoruz ki, hallolur.

 

Tek derdimiz bu isimlerin değişmesi değil asıl endişe ettiğimiz verilmeyen diğer haklar nedeniyle bu ülkenin nerelere sürükleneceğidir.

 

Mesela dil konusu gittikçe kangrenleşiyor. Ana dilde eğitim konusu hayli dikkat çekiyor. Sanki sürecin en can alıcı noktası gibi görünüyor.

 

Bir köye verilen ismin değiştirilmesinde bu kadar sorun çıkıyorsa her şeyi kökten değiştirecek olan ana dilde eğitim meselesi nasıl çözülecek?

 

Devletin bu işte yavaş kalmasındaki asıl neden sanırım “Verirsek arkası gelir” endişesidir.

 

Bir anlamda doğru olabilir. Ancak, gelecek ile ilgili endişe duyarken bugün meydana gelen gelişmeleri görmezden mi gelelim?

 

Devlet veya hükümet çözüm merciidir. Problemlere çözüm bulacak ki, yola devam etsin aksi halde bir yerlere gelindiğinde sistem tıkanır. Artık normal yürüyüşünü bile devam edemez duruma düşer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.