Prof. Dr. Niyazi BEKİ

Prof. Dr. Niyazi BEKİ

Kur’an’ın Hilafet Konusundaki İ’caz Parıltısı

Konunun anlaşılmasına yardımcı olan kısa bir giriş:

Hilafet Kavramı ve Kur’an’ın harika bir i’caz parıltısı:

“İşte Rabbimizi bize tarif eden Kur'an-ı Hakîm; şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi… (Sözler, 242 ve âyât-i tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi... (Sözler, 366)

“ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikin miftahı.. ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı..” (İşarat-ül İ'caz, 10)

Bediüzzaman hazretlerinin bu ifadelerinden anlaşılıyor ki, Kur’an-ı hakim, kâinat kitabının ezeli bir tercümesidir. Yani; Allah’ın ilm-i ezelisinde kâinatın nasıl bir şekilde yaratılacağı belli olduğu için, aynı ezeli ilmiyle gönderdiği Kur’an-ı Hakîmin verdiği bilgiler de o tekvînî hadiselerin doğruluğunu tasdik etmektedir.

Kur’an-ı Hakîm söz konusu sahnelerde meydana gelen ve gelecek olan ontolojik, kozmik, jeolojik, biyolojik, sosyolojik ve benzeri olayları kendi dilleriyle açıklayan ebedi bir tercümanıdır.

Keza, Kur’an-ı hakîm kâinat çapında yazılı bulunan ilgili satırların altında gizli hakikatlerin hazinelerini açan bir anahtar hükmündedir. Hülasa olarak diye biliriz ki, Kur’an-ı Mucizu’l-beyan şahadet aleminde cereyan eden gaybi meseleleri gayb aleminden açıklayıp aktaran bir Allamu’l-ğuyûbun şaşmaz bir dersidir.

O halde İslam nazarında çok önemli, Müslümanların ferdi ve sosyal hayatında çok değerli bir mekanizma olan hilafetle ilgili malumatın sarih ve işari yollarla ders verilmesi hikmet dolu Kur’an-ı hakîmin mucizevi cihetini ortaya koyan bir ilahi tasarruftur.

Bu kısa girişten sonra asıl meselemiz olan “Hilafet” konusuna dikkat çeken vurguları ve ilgili tevafukları şöyle nazara verebiliriz:

a). “Hilafet” kelimesin 37 sayısıyla kodlanmıştır. Bu kelimenin ebced değeri: -“Lam”ın meddi hariç-: 1110=30x37’dir. Bu konuda iki halifeden söz edilmiştir:

I-Hz. Âdem ve II-Hz. Davud

I-Hz. Âdem

b) Yer yüzünün ilk halifesi, insanlık camiasının ilk atası ve ilk nebisi olan Hz. Adem’in hilafetinden söz eden Bakara suresinin 30 ayetinin Kur’an’ın 37 tertip numarasının sergilenmesi, yüce Allah’ın “Evvel” isminin ebced değerine de uygun olması Kur’anın tertibinin de sonsuz bir ilim ve hikmetle dizayn edildiğinin göstergesidir.

c)İlginçtir, gerek “hilafet” kelimesinin kodlamasında, gerek ayetin suredeki tertibinde 30 rakamının bulunması manidar bir tevafuk olmuştur. Çünkü, Kur’an’da ilk defa hilafetten bahseden ayet numarası 30 olduğu gibi, pratikte de ilk hilafet kurumunun süreci 30 yıldır.

d) Kuvvetli bir kanaatle şunu diyebiliriz ki, Peygamber efendimizin (s.a.v) buyurduğu;

اِنَّ الْخِلاَفَةَ بَعْدِى ثَلاَثُونَ سَنَةً

Nübüvvet hilafeti (raşid halifeler dönemi) benden sonra 30 yıl sürecek” (Ebu Davud, 4646; el-Bezzar, 3828) manasındaki hadisin ihbarında bu ayetin işaretinden destekleyici bir ilham da söz konusu olabilir.

Demek ki, hadis-i şerifte anlatılan hakikate işaret etmek üzere bu ayetin suredeki tertip numarası 30 olmakla beraber, Kur’an’ın başından itibaren bu ayetin tertip numarası da 37 olarak tespit edilmiştir. Evet, Bakara suresindeki hilafet mevzuu Kur’an’ın başından itibaren 37. Sırada olmasına rağmen, surenin 30. Ayetinde zikredilmesi, Hz Muhammed’e(s.a.v) harfiyen tabi olan raşid halifelerin hilafet müddeti olan 30 yıla işaret etmek içindir.

e) Keza, hakikatlerin iptida ve intihasının birlikte nazara verildiği bir kitapta nübüvvet sahnesi itibariyle yeryüzünün ilk halifesi ve ilk nebisi olan Hz. Âdem’i anlatırken, onun yeryüzündeki hilafet makamından bahsedildiği yerde, son peygamber ve soyundaki nübüvvet halkalarının son halifesi Hz. Muhammed’e de işaret etmesi Kur’an-ı hakîmin sonsuz, şümullü hikmetine çok yakışan bir i’caz parıltısıdır. Yeryüzünün ilk nebisi ve ilk halifesi ile birlikte son nebisi ve son halifesini nazara verecek işaretlere yer verilmemesi düşünülemez.

f) Kur’an’daki ayetlerde hilafet konusu 37 rakamına uygun bir formatta gösterildiği gibi, pratikte de halifelerin sayısı 37 olarak tespit ve tahdid edilmiştir. Örneğin, İslam âleminin tarihinde en büyük rolü alan ve sevad-ı azamı temsil eden ve İslam tarihinin merkezine oturmuş Abbasi ve Osmanlı Devletleridir. İlginçtir, Abbasi devletinde halife olanların sayısı 37 olduğu gibi, Osmanlı devletinde hilafet makamına gelenlerin sayısı da: 37’dir.

(Not: Bazılarına göre, Osmanlı devletindeki resmi hilafet, Sultan Selim’le-1517’de başlamıştır. Dolayısıyla Osmanlı halifelerinin sayısı:37 değildir. Buna cevabımız şudur:

a). Evvela İlmi Literatürde “el-hükmü lil-ekser= Hükümler çoğunluk nazara alarak verilir” şeklinde bir kaide vardır.

b) Pratikteki unvanların halife-sultan arasındaki farklılık çok önemli bir boyutta değildir. Nitekim, Kur’an’da halifelerin sayısı gibi, Sultanların sayısı da 37’dir.

Tabii ki, bu kelimelerin mana açısından farlılığı vardır, fakat literal olarak lafızları aynıdır. Hatta 37. Sıradaki sultan kelimesi “Heleke anni sultanıye=Benim saltanatım yıkıldı” şeklinde manaya uygun bir ifadeye yer verilmiştir.

II- Sad Suresi ve Hz. Davud’un Hilafeti:

Bakara suresindeki ilgili hilafet ayeti ile Sad suresinin ilgili ayetlerinin birbirine bakması, birbirini desteklemesi, Kur’an’ın aşağıdaki şu vasıflarına tamamen uygundur: “Güya serbest her bir âyetin, ekser âyetlere bakar birer gözü, müteveccih birer yüzü var. Kur'an içinde binler Kur'an bulunur ki, her bir meşreb sahibine birisini verir. (Nursi, Sözler, 138 )

Aşağıda meali verilen Sad suresinin 26 numaralı ayetinde görülen tevafuklar:

يَا دَاوُودُ إِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلِيفَةً فِي الْأَرْضِ فَاحْكُم بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ الْهَوَى فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ إِنَّ الَّذِينَ يَضِلُّونَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا نَسُوا يَوْمَ الْحِسَابِ

“Ey Dâvûd! Biz seni yeryüzünde halife yaptık; onun için insanlar arasında adaletle hükmet! Nefsin isteklerine uyma, sonra seni Allah yolundan saptırır. Kuşkusuz, Allah yolundan sapanlara, hesap verme gününü unutmaları yüzünden çok ağır bir azap vardır.” Bu ayetle ilgili tevafukları şöyle izah etmek mümkündür:

1). Ayetin tertip numarası:26’dır.

2) Ayetin başında yer “ يا دَاود” şeklindedir ki ebced değeri: 26’dır. Ki bu sayı ayetin tertip numarasıyla tevafuk etmektedir.

3) Bu ayette görülen 37 tevafuku:

a). Hatt-ı Osmanide yazıldığı şekildeki (يدَاوُود ) kelimesi ile (Hesap günü) anlamındaki ( يَوْمَ الْحِسَابِ) kelimesi bir sayılır, ayetin toplam kelime sayısı:37’dir.

b) Hz. Davud’un nefsani heveslere tabi olmaması istenirken kullanılan “ وَلَا” kelimesinin ebced değeri de: 37’dir.

c). İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’in hilafet konusu, Bakara suresinin 30. Ayetinde zikredilmiştir. Bu ayetin Kur’an’daki tertip numarası: 37’dir.

Sad suresinin 26. ayetinde “Ey Dâvûd! Biz seni yeryüzünde halife yaptık; onun için insanlar arasında adaletle hükmet; nefsin isteklerine uyma!” manasına gelen ilk cümlesinin ebced değeri:3996=108x37’dir.

d) Kur’an’ın başından itibaren bu ayetin tertip numarası da: 3996=108x37’dir.

e) Bu ayetin hem ebced değeri, hem Kur’an’daki tertip numarasının 108x37 olmasında harika bir i’caz parıltısı vardır. Şöyle ki:

“Yakında biz onlara hem dış dünyada hem de insanların kendi iç âlemlerinde ayetlerimizi göstereceğiz; ta ki Kur'an'ın hakkın(gerçeğin) ta kendisi olduğu onlar için de gün gibi ortaya çıksın. Aslında, Rabbinin her şey üzerinde şâhit olması ve her şeyin O'na işaret etmesi en büyük delil olarak yetmez mi?” (Fussilet, 41/53) mealindeki ayette: Allah’ın kâinat çapında ve insanın kendi bünyesindeki hakikatleri öyle bir tarazda gözler önüne serer ve pratikteki varlıkların Kur’an’daki ifadelerle o kadar uygun bir tevafuk gösterir ki, -akl-ı selim sahibi kimseler- Kur’an’ın Allah’ın hak kelamı olduğunu tasdik edecekler. “…ta ki Kur'an'ın hakkın(gerçeğin) ta kendisi olduğu onlar için de gün gibi ortaya çıksın” mealindeki “حَتّٰى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُ الْحَقۜ” cümlede yer alan “hak” kelimesinin ebced değeri: 108’dir. Ve hilafetten bahseden Sad suresindeki ayetin tertip numarası da: 3996=108x37’dir.

Yukarıda da zikredildiği üzere, Bediüzzaman hazretlerinin “Güya serbest her bir ayetin, ekser ayetlere bakar birer gözü, müteveccih birer yüzü var. Kur'an içinde binler Kur'an bulunur ki, her bir meşreb sahibine birisini verir. (Nursi, Sözler, 138 ) şeklindeki tespitinin doğruluğu da katiyet kesp ediyor. İlginçtir; “hak” kelimesinin ebced değeri olan 108 aynı zamanda 2x54’tür. Ve bu ayetin tertip numarası, 53’tür. Besmele ile birlikte 54’tür. Bu tevafuklar da Kur’an’ın hak Allah kelamı olduğunun şahitleridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum