Nasıl bir dava adamı?-II

Kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket eden, ehl-i hak meslek sahipleri ile ittifakı zaruri gören, müminler ile ittifakı tevfikat-ı ilahiyenin celbine mühim bir vesile bilen, hakkı batılın savletinden kurtarmak için nefsini ve enaniyetini, yanlış düşündüğü izzetini ve ehemmiyetsiz rekabetkârane hissiyatını terkeden bir dava adamı...

Muhammed (a.s) ümmetini sahil-i selamete götüren sefinede hademe olduğu şuuruna eren, hizmete sadakati ene adına malikiyet iddiası ile değil, Hüve namına aidiyet bilen, emanet bildiği hayatını gayesi uğruna vermekten çekinmeyen bir dava adamı...

Hayata getirilmenin en ehemmiyetli gayesini Kur’an ayetlerini okumak, anlamak olarak belirleyen, hizmette gönüllülük esasını benimseyen, ancak gönlüne ve keyfine göre hizmeti hezimet bilen, mukteza-yı hal ve zamana göre hareket eden, ilmine hizmet değil ilme hizmet eden bir dava adamı...

Kur’an’ı asıl, nurlu eserleri o asla vuslat için en kısa ve selametli bir usul olduğu gerçeğine eren, nurlu eserleri mutlak ve ölümsüz hakikatleri gösteren işaret parmağı gibi gören, münhasıran parmağa değil, parmağın gösterdiği me’haze nazarları döndüren bir dava adamı...

Her nimetin şükrünü kendi cinsinden bilen, vicdani lezzete ve ruhi hürriyete menba olan dine hizmet etmeyi ilahi bir lütuf olarak gören, hizmetini enfüsten afaka, dâhilden harice sevkeden,  lika ve beka sevincini en evvel feza-yı sadrında zevkeden bir dava adamı...

Nimete hamd etmeyi Mün’ime hürmet ve muhabbet alameti telakki eden, hidayet nimeti için hayatını nurlu hakikatlerin neşrine vakfeden, yaptığı yanlışlar kadar yapmadığı doğruların da mesuliyetini farkeden bir dava adamı...

Hizmeti ene ile sahiplenen değil, enesiz bir hizmet için sa’yeden, Kur’an hakikatlerini öncelikle nefsinde hazmeden, aklı azleden değil, akıl ve kalbi rabteden bir dava adamı...

Hizmeti kendi etrafında döndüren değil, hizmetin etrafında dönen, problem üreten değil var olan problemleri çözen, din adına yapılanları gören, yapılmayanları bilen, noksan kalanları tamamlamak için gayret gösteren bir dava adamı...

Nurlu hizmeti ism-i Rahim’e istinad ve ism-i Hakîm’den istimdat ile yürüten, inkâr karanlıklarında kalanlara Kur’ani bir nur, mükedder gönüllere Rahmanî bir huzur götüren dava adamı...

Sonda ödenecek ödülün önde ödenen bedel nispetinde olacağını idrak eden, davası için gereken bedeli ödemekten çekinmeyen, hizmet ettiği için rüçhaniyet bekleyen değil, kendini recul-u facir bilen bir dava adamı...

Külli bir akla ulaşmak ve emr-i ilahiye tabi olmak için meşveret ile hareket etmeye önem atfeden, hizmette rey-i vahid ile hareket etmeyi istibdat olarak vasfeden, her kim olursa olsun nurlu hakikatlere hâkimiyet iddialarını tardeden bir dava adamı...

Feraset ve basiret ile hareket eden, aklı yeren değil Kur’ani bir akla eren, hikmete vuslat için kalbin inkişafına ehemmiyet veren, ülfet ve yeknesaklığa düşmeme, tecdit hakikatini devam ettirme adına yeni fikirler istihsal edebilen, nurlu istikbal için risk almaktan çekinmeyen bir dava adamı...

Sahip olduğu imkânlara değil sahibi olan Rahman’a güvenen, tarihin nesnesi değil öznesi makamına yükselen, zamana ve mekâna göre şekillenen değil, zaman ve mekân unsurlarını dirayet-i ilmiyesi ile şekillendiren, mefkûresini her umurun önünde ve fevkinde gören bir dava adamı...

Elhasıl; mutlak hakikatlerin değişmez kıblesi, dünyada huzur, ahirette saadet vesilesi İslam’a mensup olmak sadece akıl ile alakalanmayı değil, ruh ile de adanmayı istilzam ediyor. İman davasına adanma ise, Kur’ani hakikatlerin kıymetini anlamayı iktiza ediyor. Dava davet etmeyi, davet ise gayret ve hamiyeti istiyor. Davetin lüzumiyetine iman olmadan, imana davet hakkıyla gerçekleşmiyor...

Gözleri kör, kulakları sağır olan adamlardan maddi yangınlara müdahale etmeleri beklenemeyeceği gibi; aklı maddi meşgaleler ile körelmiş, kalbi ve tüm latifeleri günahlar ile körleşmiş insanlardan dalalet ve sefahat yangınlarına karşı müdahale etmeleri beklenemez...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum