Güzel Gören

"Öfkelenen suçlu peki öfkelendirende hiç mi suç yok. Ben değil asıl onlar tedavi görmeli. Baksana haksızlığa; hem adamı çileden çıkarıyorlar hem de tedavi görmen lazım diye hastaneye yatırıyorlar."

Böyle düşünüyordu Rıdvan doktor odasının önünde beklerken. Üç gün önce biriyle kavga etmişti. Sinir krizi geçirirken bir anda gözlerini psikiyatri kliniğinde açmıştı. Birkaç gün izole bir odada ilaç tedavisi verildikten sonra 10 dk kadar önce bir güvenlik görevlisi kontrolünde odadan çıkarılmış ve kliniğin içindeki doktor odasının önüne getirilmişti. Bugün doktorla görüşme günüydü. Sırasını beklerken ayaklarını titretiyordu. Daha önce de ailesinin zoruyla öfke kontrolü için bir kaç defa doktora gitmişti. Ama o zamanlar da ilaçlarını kullanmamıştı.

Birden kapı açıldı. İçerden başka bir hasta çıktı. Kendisinin ismi seslenildi. Kalkıp içeri girdi. Oda da bina gibi eskiydi. Masanın arkasında uzman hekim vardı. Biraz yaşlıca bir adamdı. Tebessüm ediyordu ama ciddi bir insan olduğu belliydi. Onun arkasında ise bir pencere vardı. Karşıda ise rahat bir koltuk... Doktor oturmasını işaret etti, Rıdvan da oturdu.

- Ee Rıdvan kendini nasıl hissediyorsun?
- İyi, sağolun.
- Öfke problemin için yatırdık. Ailen de istedi. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Hâlâ öfkeli misin?

Aslında çıkmak için sakinleştiğini söylemeyi düşünüyordu kapının önündeyken. Ama ailesinin de buraya yatmasına muvafakat ettiğini duyunca sinirlendi.

- Ben öfkeli değilim. Nasıl davranmam gerekiyorsa öyle davranırım.
- Birisi sadece bir kişiye saldırıyorsa anlık bir öfkeden, haktan, hukuktan bahsedebiliriz. Ama sence de senin öfkelendiğin kişilerin çeşitliliği ve öfkelenme sıklığın biraz fazla değil mi?

Rıdvan bir şey söylemedi. Öylece odanın sağındaki duvarda bulunan tabloya bakıyordu. Doktor devam etti.

- Bunun için öfkelenmene, kötü hissetmene gerek yok. Bu senin vücudunda biraz fazla bulunan maddelerle ve alışkanlıklarınla ilgili. Burada bir süre daha kalacaksın. Bu süreçte ilaçlarla seni destekleyeceğiz. Psikolog arkadaşlar da duygularını daha sağlıklı bir şekilde ifade etmeni sağlayacak alıştırmalar yapacak.

Rıdvan yine konuşmadı. Doktor onun tabloya baktığını farketti.

- Sanat ne güzel bir şey değil mi? Allah'ın gücünün ve yaratıcılığının muhteşem eserlerinin altını çizmek, parantez içine almak gibi bir şey.

Rıdvan doktora şöyle bir baktı ama yine bir şey söylemedi. Doktor devam etti.

- Örneğin bu manzara tablosu dünyada Allah'ın yarattığı nice güzel manzaraların bir gölgesi. Bir aşığın yazdığı şiir, türüne göre Allah'ın yarattığı güzel bir insanın veya incelenmeye layık duyguların aktarımı. Bir film Allah'ın hayatın içine serpiştirdiği trajedilerin bir aktarımı. Kur'an'da diyor ya Elhamdülillah yani bütün övgüler ve teşekkürler Allah'adır diye. Aslında sanatın tasvir ettiği ya bizzat güzel şeyler veya incelenmesi güzel şeyler tamamen Allah'ın kainatta yarattıklarının bir tasviri sadece. En sevdiğin film hangisi mesela?
- Hababam Sınıfı olabilir.
- Evet mesela o filmdeki dayanışma, arkadaşlık, güzel şakalaşmalar Allah'ın bizzat güzel yarattığı şeyler. Hilekarlık, kopyacılık, alay etme de Allah'ın emrettiği dürüstlük ve saygıya riayet edilmemesinden çıkan ama neticede yine Allah'ın yarattığı şeyler. Mahmut hocanın verdiği cezalar da bu dünyada kısmen görülen adalet tecellilerinin bir yansıması.
- Doğru hocam hiç böyle düşünmemiştim.
- Ben sana teşekkür ederim. Çünkü dikkatini tabloya verdin. Güzele baktın biz de güzeli konuştuk. Eğer onun yerine odadaki çöp kovasına dikkatini verseydin ve onun hakkında konuşmaya çalışsaydık midemiz bulanacaktı.

Doktor bunları söylerken gülümsedi. Rıdvan dikkatle dinliyordu.

- Her şeyin güzel tarafına bakmayı alışkanlık haline getirmek gerekiyor. Böylece daha mutlu bir hayat sürebiliriz. Sorunları da daha mantıklı şekilde çözmemiz kolaylaşır.
- Haklısınız hocam, çok teşekkür ederim.
- Aslında yumuşadığını ben de görüyorum ama yine de emin olmak için seni birkaç gün daha misafir edelim.
- Olur, siz bilirsiniz.
- Babandan eskiden çok kitap okuduğunu duydum. Sana bir kitap hediye etsem, burada misafirken zaman da geçmiş olur. Okur musun?
- Güzel olur hocam tabi ki.

Doktor kalktı. Masadaki çantasının içinden bir kitap çıkardı. Ön kapağın arkasına "Rıdvan'a sevgilerle... Doktor İsmail Suphi" yazdı. Sonra Rıdvan'a döndü:

- "Dili biraz ağır gelebilir o yüzden lügat da ödünç vereceğim. Ama unutma lügatımı geri ver." dedi doktor gülümseyerek.
- "Tamam hocam çok teşekkür ederim." dedi Rıdvan.
Kitabı aldı ve vedalaşarak odadan çıktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum