Muhammed Numan ÖZEL

Muhammed Numan ÖZEL

Ortak ruh olan Şahs-ı Manevî üzerine

Bu yazımız inşaallah bir serinin ilk yazısı olarak mukaddeme hükmünde olacaktır.

Şahs-ı manevî kavramı özellikle Risale-i Nur Külliyatı'nda Üstadım Bediüzzaman Said Nursî tarafından sıkça vurgulanan bir kavramdır ve bir topluluğun, cemaatin veya bir grup insanın ortak irade, gaye ve manevi birikimle oluşturduğu kolektif kimliğini tüzel kişiliğini ifade eder.

Bu kavram, insanların tek başlarına yapamayacağı işleri, ortak bir ruh ve şuurla gerçekleştirebilmesinin önemini ortaya koyar.

Bu manayı Üstadım Bediüzzaman hazretleri şöyle ifade ediyor:

Zaman cemaat zamanıdır.

Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî daha metindir ve tenfiz-i ahkâm-ı şer'iyeye daha ziyade muktedirdir.

Halife-i şahsî, ancak ona istinad ile vezaifi deruhde edebilir.

Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî eğer müstakim olsa, ziyade parlak ve kâmil olur.[1]

Şahs-ı manevînin önemi üzerine şu noktalar öne çıkar:

Kolektif Güç ve Birlik: Şahs-ı manevî, insanların bir araya gelerek oluşturduğu manevi bir güçtür.

Tek bir kişinin sınırlı kapasitesine karşılık, bir topluluğun ortak aklı, iradesi ve enerjisi çok daha büyük bir etkiye sahiptir. Bu, özellikle iman ve hizmet gibi yüksek idealler için birleşen cemaatlerde daha belirgindir. Çünkü ortak bir adanmışlık hissiyle hareket edilmektedir.

Süreklilik ve Kalıcılık: Şahs-ı manevî, insanlardan bağımsız olarak varlığını sürdürür. Tek bir kişi vefat etse veya ayrılısa bile, cemaatin ortak ruhu ve misyonu devam eder. Bu, bir davanın sürekliliği için kritik bir özelliktir.

Manevi Dayanışma: Şahs-ı manevî, insanların birbirine destek olması, kusurlarını örtmesi ve ortak bir hedefe yönelmesiyle güçlenir. Bu dayanışma, hem bireylerin manevi gelişimine katkı sağlar hem de topluluğun etkisini artırır.

Hakikatin Temsili: Üstadım Bediüzzaman’a göre, şahs-ı manevî, hakikatin ve doğrunun daha güçlü bir şekilde temsil edilmesini sağlar. Canlıdır, ruhludur. Bir cemaat, ortak bir şuurla hareket ettiğinde, hakikat daha geniş kitlelere ulaşır ve daha etkili olur. Mesela bir hizmet planlaması yapalım. Bu hafta herkes çevresinde en az bir kişiyi derse davet edecek. Bu saikle hareket edilsin denilse. Adanmışlık hissiyle hareket ederek herkes o hafta birilerini davet etmiş olsa derse ve onlar da gelse. Ortak şuurla hareket edilmenin bir misali olur.

Veya Risale-i Nur Külliyatı’nı sadeleştirme meselesinde tüm nur talebeleri bu teşebbüsün yanlış olduğunu ifade etti. Ortak bir noktaya herkes parmak bastığı için yankısı da büyük oldu.

Uhuvvet ve İhlas: Şahs-ı manevînin müstakim bir şekilde var olabilmesi için uhuvvet ve samimiyet yani ihlas şarttır. İnsanların nefislerini arka plana atarak ortak bir gaye için çalışmaları, şahs-ı manevînin gücünü artırır.

"Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsi, asrın içtimaî ve ruhî ve dinî hastalıklarını teşhis etmiş ve müzminleşmiş içtimaî illetleri tedavi edecek şekilde Kur'an-ı Hakîm'in hakikatlarını İlahî bir emirle, bu zamanda yaşayan bütün insanlara arzetmiştir."[2]

Hülasa: şahs-ı manevî, bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu manevi bir birliktelikle, hem dünyevi hem de uhrevi hedeflere ulaşmada büyük bir potansiyel taşır. Şahs-ı manevi, adeta cemaatin ruhudur. Bir şahıstan çok daha büyük bir tesir icra eder. Bu nedenle, özellikle manevi hizmetlerde, cemaatin ortak ruhu ve dayanışması vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Ortak ruh geliştirilip tekamül ettirilemezse zaten “hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.[3] Yani hizmet cemaat olarak değil hobi olarak devam eder. Bu sebeple şahs-ı manevi tekemmül ettirilip ortak ruh inkişaf ettirilmelidir.

Ne mutlu şahs-ı maneviden hissesi azim olana.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum