Habip ARTAN
Ekonomik krizler ve insani değerler
Ülkemizin 2001 ekonomik krizinden çıkışı ve toparlanması ile iyimser hava ancak 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsüne kadar sürdü. 2020 yılında Covid-19’dan sonra dünyayı ve ülkemizi saran ekonomik kriz en çok gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkiledi. Pandemi sonrası dünya çapında ekonomik kriz bütün ülkeleri olumsuz etkiledi. Ardından bir türlü durdurulamayan gıda ve sanayi üretimine bağlı enflasyon ile beraber değerli madenlerde de astronomik yükselişler başladı. Ülkemizde düşük faizlerden dolayı biraz da olsun rahatlayan piyasalar döviz kurlarının yükselmesi korkusundan dolayı yüksek faiz kıskacına tekrar girmek zorunda kaldı. Pandeminin olumsuz etkileri giderilmeye çalışılırken 6 Şubat depreminin açtığı yaralar neticesinde ülkemiz düzeltmesi uzun yıllar alacak ekonomik kriz türbülansından hala çıkamadı.
Ekonomideki kötü gidişat insani değerleri yozlaştırdı
Dünyanın hemen hemen birçok yerinde ve özellikle ülkemizde enflasyon, faiz, döviz ve altının astronomik yükselişi ülkemizde üretim ve mali sektör kesimlerinin vicdanlarını elinden aldı. Ekonomideki kötü gidişata paralel olarak ahlaki yapıda da bozulmalar yaşanmaya başladı. Bu bağlamda dolandırıcılık, sahtekârlık ve hırsızlıkta artış oldu. Bir kısım depremzedelerin birikimleri toprak altında kalırken bir kısmının göz göre göre çalındı. Özellikle altındaki aşırı yükseliş açgözlülerin suiistimallerini de beraberinde getirdi. Karz-ı hasen dediğimiz borç alıp verme ve yardımlaşma neredeyse yok oldu. İnsanların bir kısmı cebindeki ihtiyacı olan nakit parayı bile altına bağlayacak duruma geldi. Diğer bir kesim elindeki parayı altına bağlama hırsı ile borçla yaşamaya başlar hale geldi. Altının büyüleyici yükselişi açgözlü insanların başkalarının emanetlerine bile göz dikmesine neden oldu. Deprem bölgesindeki mağdur olan veya olmayan birçok insan devletten ve vatandaştan aldıkları ayni ve nakdi yardımları altına ve faize yönlendirdi. Faizler yükselince el emeğine olan saygı azaldı. Sonradan görmeler çoğaldı. Toplumsal ahlakın omurgası kırıldı. Açgözlüler bir diğerini enayi yerine koyarak onun üzerinden geçinmeye başladılar. Faizlerin ve altın fiyatlarının artışına paralel olarak insanlarda çalışmaya gayret azalarak tembellik arttı. Gençlerin yuva kurma isteği azaldı.
Ekonomik krizin diğer yan etkileri
Pandemi ve deprem sonrasında serbest piyasada fiyat istikrarı bozuldu, enflasyon kontrolden çıktı. Devletin elinde ekonomide kontrol mekanizması olarak döviz kaldı. Bu da sağlam ihracatçının zarar etmesine neden oldu. Borç, çek ve senet ve kamusal cezalardaki tahsilatlarda önemli derecede düşüşler oldu. Özellikle başta deprem bölgesinde ve diğer yerlerde İnsanların musibetlere karşı dayanım gücü ve sabırları azaldı. İnsanlar birbirlerine tahammül edemeyecek duruma geldiler. Hoşgörü ve nezaket azaldı. Bu olumsuzluklardan şehir trafiği bile nasibini aldı. Pahalılık bir musibet olarak üzerimize kara saban gibi çöktü, geçim sıkıntısı arttı. Eline bedavadan para geçen sonradan görmeler diğer insanlara yukarıdan bakmaya başladılar. İnsanların Rablerine tevekkül ve güveni azalarak ahiret inancı da yara aldı. Depremde yakınlarını kaybedenlerin psikolojik travmaları ekonomik krizle beraber daha da derinleşmeye başladı.
Deprem bölgesinde fırsatçı ev sahipleri
Depremde evi yıkılan, kentsel dönüşüme giden, yerinde dönüşüme giden birçok mağdurlar konteynerde kalmaya veya ev kiralamak zorunda kaldılar. Evini kiraya verenler peşin ister oldular. Peşin ödeme isteyen ev sahiplerinin çoğu ele geçirdikleri nakit parayı faize yatırdılar. Kiracılar peşin ödeme yetmiyormuş gibi bunun yanında bir ay depozito bir ay emlakçı, bir ay da taşıma ücreti ödemek zorunda kalarak yıllık peşin ve diğer masraflar ile 15 aylık peşin kirayı tedarik etmek zorunda kaldılar. Sağ olsun devlet yine TOKİ olarak vatandaşın elinden tutarak evi yıkılana, kentsel dönüşüme kapsamında giren yerlere kira yardımı yaptı. Deprem bölgesindeki emlakçılar adeta baron, ev sahipleri ise emlakçı oldular.
Art niyetliler her zaman her yerde hazır
Deprem bölgesinde devlet ve millet mağdur olan herkese ve her kesime ayrıcalık etmeden gerekli yardımları yaptı ve halen de yapmaktadır. Depremde evi ağır hasarlı olanlar kira yardımını iki yıl boyunca aldılar. Kimi depremzede devletin vermiş olduğu kira yardımlarını ev kiralamadığı halde almaya devam ettiler. Hala evlerde son kullanım tarihleri geçmek üzere olan çuvallarca, koliler halinde kuru gıda görmek mümkün. Küçük bir kıyamet şeklinde olan bu depremi gören bazı gözler hala ders almamışa benziyor. Depremde bir evi yıkılan ikinci evi sağlam kalan bazı kişiler hala konteynerde oturmayı tercih ederek elektrik, doğalgaz ve su faturası ve kira bakımından devlete yük olmaya devam ediyorlar.
Netice-i kelam insani değerlerimizin kaybolmaya başlaması pandemiden ve depremden gerekli dersleri çıkaramadığımızın göstergesidir. Bunlara rağmen yine de iyi insanlar, iyi niyetliler, yardım severler, gönlü gözü tok olan insanlar, ele güne avuç açmadan kendi yağında kavrulanlar, yardıma muhtaç olduğu halde dilenmeyenler, hak etmediği yardım ve ödeneklere göz dikmeyen insanlar, sabah akşam dua ve ibadet ile uğraşan kıt kanaat geçinen insanlar var mı? Evet, var. Rabbim onların sayılarını artırsın. Rabbim bizleri, sonucu zarar olan hırstan ve tamahtan muhafaza eylesin. Amin.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.