Kurtuluş reçetemiz Kur’ân

"Sizi karanlıklardan, aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık ayetler
indiren O'dur. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametli, çok
şefkatlidir…"(1)

"İşte bu Kur'an muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun ki,size merhâmet edilsin.”(2)
İnsanlığın çorak gönül toprağına rahmet yağmurları yağdıran sonsuz rahmetin sonsuz nuru… Kerim olan Rabbim'den Kerim olarak indirilen sonsuz kerem kaynağı… Tüm yolların rotası O’nu göstermekte. Bütün yıkılışların, kayboluşların hayat bulduğu iksir O... O’ndan gelen ezelî nurla müjdeler dökülmekte mücedditlerin dilinden zaman ve mekânın derinliklerine. Hanslar Hasan olursa, ancak O’nun diriltici nefesiyle olabilir.Obamalar gerçek Hüseynî  ruhuna, O’nun getirdiği şaşmaz adâlet ölçüleri ve prensipleriyle ulaşabilirler ancak… İnsanlık yaratılışına denk düşmeyen hevâ ve hevesin ürünü beşerî kurallarla değil.. Acımasız zulüm ve katliâm iniltileriyle yeri-göğü titreten mazlumların feryatları, ancak O’nunla sükûn bulabilir, güven ve huzura erebilir.

Barışa susamış gönüller, beldeler, kıtalar O’nun yokluğunda derbeder, bîçâre… Bu gün Türkiyemiz, güneyinden kuzeyine, batısından doğusuna huzur istiyorsa, kardeşlik çığlıkları atıyorsa; çaresi Kur’ân’a sarılmaktır. Irkçılık ve etnik yaklaşımlardan vaz geçmektir. İslâm birliğine giden yolda yardımcı ve destek olmaktır.

O’ndan  bir parça taşımayan kalp bomboş bir ev, sanki vîrâne… Rabbim'den en güzel hitapla indirilmiş yer yüzünün barış güvercini, niza ve kavgaların şaşmaz hâkemi, teraziyi müstakîm tutan dosdoğru el… Sahte dostlukların cirit attığı âlem çarşısında en güzel vefâlı dosttur O…

Kur’an hayat’tır, saf ve gerçek güzellik, daimî bir gençlik, tazelik, tükenmez bir enerjidir.
Her şeye rağmen, bütün kozmos kaosların ortasında bocalayan insanlık için, küresel felâketlerin, toplumsal kasırgaların çöl ortamında yol gösterici ışıklı levhalar misâli parlayan güzellik, yaşanan ve yaşatılan hayattır O.

Şu günümüz hâdiselerinde o şaşmaz reçeteye ne kadar da muhtacız.

Hz.Ebû Bekirlerin, Ömerlerin, Mus’apların, Sümeyyelerin, Sümeyrâların, Şâh-ı  Nakşibend’in, Geylânîlerin, İmam Rabbânîlerin, Muhammed Zahit Kotkuların, Bediüzzaman Said Nursî’nin ve daha nice âriflerin, zâhidlerin (kaddesallahu esrârehum) hayatlarına hayat, dâvalarına esas, fikirlerine ışık, kalplerine nur ve sürur olan lâhûtî bir kitaptır O…

Büyük kâinat kitabının ezelî tercümesi, şerh ve izahı… Bütün zaman ve mekânların lisânı.. İnsanlığın gerçek hikmet ve ilim kitabı, mürşidi, hidayetçisi..

Müsbet ilimleri okuyan ve şerh eden, sayısız kürsülerin en yüksek mertebesinden, Arş-ı  Âzam’dan yankılanan sesidir O.

Kur'an, insanları küfrün karanlıklarından imânın aydınlığına, Allah’ın yoluna çıkarmak için (3), Mü’minler için bir şifâ ve rahmet kaynağı olduğu için (4), insanlık ailesinin adalet içinde yaşaması için (5), Kur’ânla Hakk’ın geldiğini, bâtılın yıkılmaya mahkûm olduğunu bildirmek için (6), Allah'ın gösterdiği doğrultuda hükmetmek için (7), daha önce indirilen kitaplardakileri doğrulamak için (8), insanları en doğru yola iletmek için (9), Kur’ân benzeri bir sure getirilemeyeceğini bildirmek ve meydan okumak için (10), inanıp da güzel amel işleyenlere Cenneti müjdelemek (11)… için indirilmiştir.

Gönlünü ve kulağını Kur'an'a açan herkes Kur'an'dan dersini  alır. Güneş, Allah'ın ayetlerinden bir ayettir. Güneşe yönelen her çiçek ondan payını alır. Tıpkı tüm varlıkların istifadesi  gibi…
Bülbül milyonlarca nağme döker, ama biz anlamayız. Anlamayız diye bülbül sesinin güzelliğinden mahrum kalmak istemez, onu hayran hayran dinleriz.

Kur'an-ı Kerim anlaşılmak için indirilmiştir. Kur'an'da geçen yüzlerce ta'kılûn, ya'kılun, ta'lemûn, ya'lemun, yetedebberûn, tetefekkerûn, yetefekkerûn, yefkahûn kelimeleri Kur'an'ın anlaşılmasını istemektedir. 

 Anlaşılmadan okunup zevk alınan tek kitap Kur'an'dır. Dünyada anlaşılmadan zevkle okunan ikinci bir kitap gösterilemez. İsterseniz bildiğiniz harflerle yazılmış yabancı dilden bir kitabı okumayı bir deneyin, okuyamazsınız. Her gün bir cüz okuyarak ayda bir hatim indiren babanız – anneniz veya eşiniz-çocuğunuzdan bir yabancı dildeki kitabı okumasını isteyin. Bir satır okur ve bırakır. Ama Kur’ân öyle değil. Hak dostunun kelamını can kulağıyla  okur, tatlı bir huzur, gül koklar gibi nefis bir lezzet alırız O’nun mânevî ikliminden…

Ya bir de anlayarak okuyabilsek...

“Allah hikmeti dilediğine verir, kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir.”(12) âyetinde derin ve faydalı bilgiye sahip kılınanlar, insanlığa ışık saçar, nur serper, pozitif enerji yayarlar.

Okumakdan zevk aldığımız Kur'an'ı bir anlasak yerimizde duramaz, hizmetten hizmete, nurdan nura koşardık. Mekke'den Medine'ye, Medine'den Kudüs'e, Kudüs'den İstanbul'a koşan sahâbe gibi cihad şevkiyle dolar taşardık

Kur'ân âyetlerine bakarak cehennemi görür gibi (13), cenneti koklar gibi (14) bir ruh hâline girebilseydik; küresel zalimlerin, süfyan ve deccal ruhlu mütegallibelerin önüne geçer, insanlığa dehşet ve göz yaşıyla  cehennemî bir çığır açmaya çalışanların karşısına tıpkı  Ömer (r.a) gibi dikilir, Kur’ânî çağrımızla yer yüzünün cennet olması adına geceyi gündüze katardık. Barışı zedeleyen, ümmetin birliğini zayıflatan, ırkçılığı öne çıkaran davranışlardan şiddetle kaçınırdık.
Kur’ânî sadâlar kâinatta çınlar, gönüller ve kulaklar en güzel bayramını yaşardı.

Ana okulundan üniversiteye kadar, hangi gerekçe ile olursa olsun, İngilizce öğrenen ve hayranlığını ifade eden insanımız, iki dünyamızı da mâmur ve mutlu edecek olan Kur’ânın dilini öğrenmekten geri durmamalıdır.

 O’nu anlama ve mefkûresini pratik hayata geçirme çabaları asla neticesiz kalmaz. Zor bir doğumun sancılarıyla kıvranan insanlığın kutlu doğum müjdesini O fısıldamaktadır.

Yangın yeri hâline dönüştürülen, tek gözlü ve tek dişli canavarların istilasından insanlığı hak, adâlet, eşitlik, hürriyet, insaf, merhâmet, şefkat ve barış eliyle yeniden inşa ve ihya edecek olan hareketin merkezi, kaynağı ve kalesidir O.

Yaralı kalplerin, cehâletin, fakrın, ihtilaf, kavga ve çekişmelerin, horlanmışlığın, yoksulluğun, kimsesizliğin, harabiyetin, kırgınlıkların, istismarcılığın, gasp edilen hakların, akıtılan göz yaşlarının, vurgunun, talanın, rüşvetin, sınır tanımayan şehvetin, geri kalmışlığın, gözü dönmüşlüğün, aymazlığın, vurdumduymazlığın, sorumsuzluğun, atâletin, meskenetin, her türlü âfetin, küresel felâketin, güvenden yoksun memleketin, zekâtsız servetin, şımartılmış saltanatın, başıboş hayatın, zembereği boşalmış saatin, dağılmış dikkatin, zedelenmiş rikkatin, mahzun payitahtın ve kurtuluşu  arayan beşeriyetin tek çâresi ve reçetesi Kur’ân’dır, Kur’ân ahlâkına sarılmak ve O’nunla amel etmektir.

Dipnotlar:

1. Hadid Suresi,57/9
2. el-En'âm,6/155
3. İbrahim,14/1
4. İsrâ,17/82
5. Hadid,57/25
6. İsrâ,17/81
7. Nisa,4/ 105
8. Maide,5/ 48
9. İsra,17/ 9
10. Yûnus,10/38,Hûd,11/13
11. Hûd,11/23
12. Bakara,2/269
13. Tekâsür,102/ 6
14. Muhammed,47/ 6
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum