Kitapların şifahanesinde yarım asırlık bir usta...

Kitapların şifahanesinde yarım asırlık bir usta...

Vefa'daki Süleymaniye Cilt Evi'nde çalışan cilt ustası Rafet Güngör kimsenin ellemeye dahi cesaret edemediği tarihi eser niteliğindeki kitapların ciltlerini onarıyor.

Hayatının 50 yılını cilt ustalığına adayan Güngör kitaplara sevdalı cilt ustası Rafet Güngör (67) yıpranmış bir kitabın sayfalarını itinayla onarmakla meşgul. Etrafta cilt kalıpları, fırçalar, ciltler ve eski kitaplar var. Arka kısımda ise ciltçilik için kullanılan 250 yıllık aletler göze çarpıyor. Tarihi kitaplar şifa bulmak için adeta sabırsızlanıyor. Fatih Vefa'daki Süleymaniye Cilt Evi'nde çalışan Rafet Usta'nın yanına yaklaştığımızda 800 yılı aşkın tarihi bir eseri tamir ettiğini öğreniyoruz. Hemen mesleğinin ustalığını gösteriyor bize: "Kitabı tamamen söküp, sayfaları ve cildi ayırdıktan sonra tek tek delikleri Japon kağıdı ile sodalayıp yapıştırıyorum. Dikimini yapıp ciltleme kısmına geçiyorum". O, hayatının 50 yılını cilt ustalığına adamış bir isim olarak kitaplara duyduğu sevdasından söz ediyor. Gençlik yıllarında Süleymaniye Kütüphanesi'ne memur olarak atanınca büyük ustalardan ciltçiliğin sırlarını öğrendiğini gururla anlatıyor. Güngör eski eserlerin patolojik restorasyonu ve bakımı konusunda emek harcarken cilt kenarlarında kullanılan ebru ve hat sanatınıyla da uğraşmış yıllarca. 23 yıl çalıştığı Süleymaniye Kütüphanesi'nden sonra Osmanlı Arşivleri'nde 10 yıl görev alıp emekli olduktan sonra, son 15 yılında Süleymaniye Cilt Evi'nde ustalığının inceliklerini sergiliyor. "Bir cilt ustası ilk neleri öğrenmeli?" diye sorduğumuzda anlatıyor: "Önce kitabı iyi tanıması lazım. Hangi döneme ait? Osmanlı da mı, Selçuk da mı yazılmış? Arapça, Osmanlıca ve Farsçayı da iyi bilmeli. Kağıdı ve ekolleri de tanımalı. Hepsini ustam İslam Seçen'den öğrendim ben." 

SELAHADDİN'İN EL YAZMASI 

Kitaplar dışında levhaların ve hat eserlerinin restorasyonunu yapan Rafet Güngör, birçok ülkeye tarihi eserlerin restorasyonu için de gitmiş. 1985'te Suriye'deki Abdülhamit Han adına yazılan Kur'an-ı Kerim'i tamir etmiş. Şam'da Abbasi döneminde kurulan meşhur Nizamiye Medresesi Kütüphanesi'nin yeni büyük bir kütüphaneye taşınması ardından UNESCO görevlisi olarak 1989'da kütüphanede yeni bir cilt atölyesi kurup öğrenci yetiştirmiş. Hatta Selahaddin Eyyûbi'nin kendi el yazısıyla yazdığı Kaside-i Bürde'nin ve Muhiddin Arabi Hazretleri'nin eserlerinin de restorasyonunu yapmış bir cilt ustası o. Güngör, yedi yılda yazılan, dünyanın en büyük Kur'an-ı Kerim'inin cildini yapma teklifini ise Afganistan'dan almış: "Benden önce İran, Pakistan, Rusya'daki kitap hastenelerine başvurmuşlar ama zorluğundan dolayı cilt ustaları reddetmiş. Ben ise dört ayda bitirdim." diyor. Onun atölyesine koleksiyonerler, esnaf, aileden yadigar eserlere sahip kişiler de geliyor, tarihi film çeken sinemacılar da. En son Bizans konulu bir sinema filmi ve Muhteşem Yüzyıl dizisi için ciltler yapmış. Son olarak raflardaki cilt örneklerini göstererek: "En ihtişamlı kitap ciltleri Memlüklüler ve Fatih Sultan Mehmed döneminde ortaya çıktı. İlmin devamı kitaplarla, kitapların devamı ciltle sürer" diyerek uğurluyor bizi Rafet Güngör.

Sabah - Damla Kayayerli

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.