İnsan Dediğin Ya “Ol”malı Ya da “Öl”meli

Leyla bitimsiz bir deniz.

Mecnun o denizden kana/ya kana/ya içmiştir.

./.

Leyla’nın gözleri denizdir.

Baktığı her yeri deniz görür Mecnun.

İçindeki susuzluğu ve sesleri dindirmek için çöllere düşmüştür.

Leyla’nın gözleri ordudur.

Güneş çöl akıncısıdır.

Ne ki Mecnun için yenilmiş olarak dönmek vardır denizin cephelerinden.

Çöllerce yürür.

Altın sarısı kaygan çakıllar toplar eteklerine.

Her serabı deniz sanıp eteklerindekini bırakır.

Bir üzüm tanesi bulmak için asmalara bağlanarak binlerce çöl tokadı yemeye hazırdır.

Kendinden önce giden binlerce akıncının ayak izlerini görür kumlarda.

Fakat battıklarını fark edemez.

Ufuklarına kadar gidemeyecektir Leyla’nın.

Çünkü Leyla’nın ufku yoktur.

Mecnun denizde boğulmayı göze almıştır.

Çölün sıcaklığını yüreğinde duymaktadır.

Ölürsem de denizde öleyim, demektedir.

Seraplarda boşalttıklarına karşılık yalnız kendisi için anlamı olan taşları toplamaya devam eder.

Eteğinde dünyasını toplar.

Şimdi Zülkarney çıksa karşısına, taşların kıymetini anlatsa.

Yol uzadıkça, zaman geçtikçe Mecnun’un gönlündeki bulutlar buğulanmaya başlar.

Bir zaman sonra yağmur olarak yağar yanaklarına.

O an deniz, meltem meltem gamzelerinden öper.

İki yağmur arasında: Vurgun.

Yedeğindeki pusulayı kumların üstüne yatırır:

  1. 35’ 70’’ 1’’’

(Bir saat, otuz beş dakika, yetmiş saniye, bir salise. )

Kelimelerin esrarından, rakamların sırlılığından tıkanır.

Hayreti gibi biri tepelerden girizgâh yapar:

Bir saat senin bu dünyadaki hayatındır.

Otuz beş dakika yaşamının yarısıdır.

Ölüm senin için genel bir kelimedir.

Sana göre sen bu genelin hiçbir zaman öznesi olmayacaksın.

Yetmiş saniye ölüm–hayat arasındaki karelerdir.

Bir salise ölüme ellerinle dokunduğun çizgidir.

Hayatın yaşadığın andan ibarettir.

Çünkü sürekli o çizgiye dayanıyorsun.

Mecnun ‘Aldandım’ der.

Bir zaman bende aldandım, der Hayreti.

Meğer hayat ve aşk üzerine bal sürülmüş zehirmiş, der Mecnun.

Yüreğinde yâreler vardır Mecnun’un yârların açtığı yâr yâr.

Hayreti’nin söylediklerini düşünmemek için hislerini iptal eder.

Pusulanın gösterdiği yöne Leyla enindeki adımlarla yürür.

Aşkta insan büyük ve enli adım atar.

Mecnun her serapta eteklerindekini boşaltmayı ihmal etmez.

Her ayrılıkta gölge misali bıraktığı seraptan bir sonrakine varıncaya dek yine toplar.

Serapları aşa aşa gelin denizin duvaklarına gelir.

Elleri titreyerek, kalbi tekleyerek ve cesaret korktuğunu göstermemektir, meselini kendine ölçü edinerek denizin duvağına dokunur.

Birden teni çekilir, olduğu yere öylece yığılır.

Zamanlarca uyur.

...

Uyanır.

Eteklerindekiler dağılmış, kıyının kaburgalarına sıkışmıştır.

Tekrar toplar.

Bir eliyle eteğini tutarken, diğeriyle yeniden denizin duvağına atılır.

Haki gözlü, ay yanaklı, yosun dudaklı Leyla karşısındadır.

Bakar, bakar, bakar...

 

Şaşkın, üzgün, kırgındır.

İçindeki güneş söner.

Dili lâl kesilir…

Eteklerindeki taşları denize döker.

Yelkenlerini indirir, donanmasıyla ülkesine döner...

Leyla’nın gözleri dalgalanır bu defa.

Lavlar gibi Mecnun’ un ardından akar.

Mecnun’un sırtı alev alır.

Arkasına bakar.

Leyla kumları savura savura gelmektedir.

Neden benden kaçmadasın Ey Mecnun?, der Leyla.

Mecnun yılların yorgunluğu ile inler:

Ey deniz suretli Leyla,

Senin kıyında durmak ateşi avuçta tutmak gibidir.

Aşkınla yıllarca yandım.

Serinlemek için senden deniz değil damla istedim.

Anladım ki, isteyen de istenen de aciz.

İçimdeki harla beraber eteğimdeki taşları da sana bıraktım.

Şimdi serinledim.

Üzerimdeki ağırlıkları attım.

Peşimden gelmek, yanımda olmak ve ölmek istersen cilvelerinden sıyrılarak derinliklerinle gel.

Benim sana verdiklerimle gel…

Leyla vermeye değil almaya alışmıştır.

Hâlbuki Leyla’da ne varsa hep Mecnun’dandır.

Leyla Mecnun’dan başkası değildir.

Leyla bunların farkına varır.

Dakikalarca Mecnun’a baktıktan sonra dile delir:

Bana verdiklerinle sana geliyorum.

Ben senden doğdum ve senden başkası değilim.

Sen olmasaydın ben olmazdım.

Sana kendimi, sana seni getiriyorum.

Yanında olmaya ve ölmeye geliyorum.

İnsan dediğin ya "ol"malı yada "öl"meli.
İnsan dediğin ya sevdiğinin yanında olmalı ya da ölmeli.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum