Ahmet AKCAN
İnkâr ve İman
İnkâr; hakimane ve kamilane, kusursuz harikulade yaratılan mevcudatın yaratanı Rahman’ı reddetmek, varlıkların tesadüfler sonucunda meydana geldiğini iddia etmektir. Canlı ve cansız tüm mevcudatın Halık’ını inkâr etmek, hayatın anlamını bilememek, amacı üzerinde düşünmemek, fani ve nefsani zevklere yönelmek, ebedi saadeti kazanmak için verilen istidatlarını köreltmektir.
İnkâr; nazarların bütünüyle parçaya yönelmesi, parçanın bütün ile irtibatının görülememesi hatasından neş’et etmektedir. Evet nazarını parçaya hasretmek, bütünü ihata edememek, varlık ailesini gözün gördükleri ile sınırlı zannetmek inkâr karanlıklarına düşmeyi netice vermektedir. Demek kâinatın Halık’ı Rahman’ı inkâr etmek, yani ‘ateizm’ batağına düşmek nazarların darlığını, akılların ihatasızlığını göstermektedir.
Nurlu külliyatta geçen; “Azamet ve kibriya ve nihayetsizlik noktasında, ya gaflete veya masiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli mes'eleleri ihata edemediklerinden, bir gurur-u ilmî ile inkâra saparlar ve nefyederler. Evet o manen sıkışmış ve kurumuş akıllarına ve bozulmuş ve maneviyatta ölmüş olan kalblerine, çok geniş ve derin ve ihatalı olan imanî mes'eleleri sığıştıramadıklarından, kendilerini küfre ve dalalete atarlar, boğulurlar.” * ifadesi bu manayı bildirmektedir.
İman ise; ruhun arayışlarına cevap vermek üzere, şu muhteşem ve mükemmel kâinattaki varlıkların bir Halık’ı olması gerçeğini kabul etmek, Rahman ile kavli, akli ve ameli manada münasebete geçmektir.
Kainatın Maliki Rahman ile insanın “kavli” münasebeti Kur’an ile, insanın Allah ile “akli ve ameli” irtibatı ilim ve dua ile gerçekleşmektedir. Evet iman, sahib-i kâinat ile tesis edilen kudsi bir bağdır. Bu bağın kuvveti ve kudsiyeti, kim tarafından niye yaratıldığını, dünyada niye bulunduğunu, neye aday olduğunu anlamayı iktiza etmektedir.
Kâinatın sahibi Rahman ile aklen, kalben, kavlen ve amelen irtibatı intaç eden iman güçlendikçe hakiki ve halis bir kulluk vücuda gelmekte, heva-i nefsin arzularına yenilmekten, servetin, şehvetin ve şöhretin esaretine düşmekten kurtulmak suhulet içinde gerçekleşmektedir.
Halık-ı Kâinat Rahman ile iman bağını kavi olarak tesis edemeyen, imanda taklide düşen kişiler nefsin arzularına yenilmekte,-şeytanın ordusunda bir nefer gibi- yeryüzünü ifsada medar işler görmektedir.
İman, ruhun hürriyet içinde saadetini; inkâr, ruhun esaretini ve kalbin elemler içinde şekavetini intaç etmektedir. Evet hakiki iman insanı hürleştirmekte, inkâr ise insanı köleleştirmekte, akli, kalbi ve ruhi pek çok sıkıntıya sebebiyet vermektedir.
Evet Evet! İman intisabının kuvveti ve saffeti nispetinde, ruh-u beşer daha dünyada iken cenneti zevketmekte, hakikatin tefekkürü ve temaşası içinde tarifsiz lezzetleri hissetmektedir.
İnanç yönüyle insanlara farklı isimler verildiği görülmektedir:
- Halık’ı red ile imana sırtını dönen münkirler,
- Tevhid hakikatini içlerine sindiremeyen müşrikler,
- Halık’ı lisan ile kabul edip kalp ile reddeden nifak ehli kimseler,
- İman ettikleri halde büyük günahları serbestçe işleyen mücrimler,
- İmanlarına atadan babadan miras yoluyla ulaşan mukallid müminler,
- İmanlarına sancılı bir arayış neticesinde erenler; ilim ve marifet, ibadet ve itaat ile imanları için bedel ödeyen hakiki müminler.
Elhasıl; imanın sureti ve hüviyeti, lisanın ikrarı olup şehadettir. İmanın sireti ve hakikati, kalbin tasdiki olup teslimiyettir. İmanın mahiyeti, aklın tahkiki olup marifettir. İmanın semeratı ve neticesi bedenin itaati olup ibadet ve adalettir. Kelime-i şehadet getirerek elde edilen imanın, hatalı kabuller ve batıl fikirler ile heran kaybedilmesi mümkündür. Dillerine sahip çıkamayan müminlerin dinlerine sahip olmaları müşkilleşmektedir..
İlim ve marifet ile teyid ve tekmil edilmiş bir iman, hulusiyet içinde iffet ile istikameti, hüsn-ü ahlak ile ubudiyeti, takva ile adaleti intaç etmektedir. Hürriyet-i fikir, serbesti-i kelâm hakiki bir imanın muhakkak neticelerindendir. İman, ilim ve marifet ile kuvvetlendikçe hürriyet-i hakikiye ziyadeleşmektedir…
* Şualar, 103
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.