Hayata Yön Veren İlahi Kurallar: İmanın esası tevhid, İslam toplumunun temeli aile bağıdır

İsra 22- “O hâlde (Ey insan!) Allah’ın yanı sıra başka bir ilâh edinme! Yoksa kınanmış ve yardımsız bırakılmış olarak kala kalırsın.”

Melekler ve mü’minler tarafından kınanır, Allah tarafından da yardımsız bırakılırsın.

İsra 23-“Rabbin kesin olarak şunları emretti: Sadece kendisine ibadet edin ve anne - babaya iyilik yapın. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılık dönemine ulaşırsa onlara sakın ‘öf’ bile deme, onları azarlama ve onlara kerîm söz söyle.”

Onlara öf demek yasak olunca, diğer eziyetlerin de yasak edildiği anlaşılır. Hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda, kaba davranıp onları azarlama. Onlara kerîm söz söyle; onurlarını zedelemeden, saygılı, candan, tatlı dil ve güzel bir üslupla konuş.

İsra 24-“Onlara karşı son derece şefkatli ve merhametli ol ve şöyle de: Rabbim! Onlar beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de (şu yaşlı hallerinde) onlara merhamet et.”

Lafzen, ‘kanadını indir’, şefkat ve merhameti ifade eden bir deyimdir. Peygamber Efendimiz, büyük günahların en büyüğünü haber verirken: “Allah’a ortak koşmak, ana-babaya asi olmak ve yalancı şâhitlik yapmak” buyurmuştur. (Buhârî, Edeb 6; Müslim, İman 143)

Müfessir Nursi bu ayetlerden alınan bir dersi şöyle izah eder : “İşte ey insan! Aklını başına al. Eğer ölmezsen, bir gün sen de ihtiyar olacaksın.Ceza, yapılan işin türünden olur sırrıyla, sen anne–babana hürmet etmezsen, senin evlâdın dahi sana hizmet etmeyecektir. Eğer âhiretini seversen, işte sana mühim bir define; onlara hizmet et, rızalarını tahsil eyle. Eğer dünyayı seversen, yine onları memnun et ki, onların yüzünden hayatın rahat ve rızkın bereketli geçsin. Aksine, onların varlığına tahammül göstermez, ölümlerini temenni eder ve onların nazik ve çabuk kırılan kalblerini kırarsan, bu defa “Dünyasını da, âhiretini de kaybetti!” tehdidine maruz olursun. Eğer Rahmân’ın rahmetini istersen, o Rahmân’ın hediyelerine ve senin hanendeki emanetlerine merhamet et.” (Mektubat, 21. Mektup’tan)

İsra 25-“(Unutmayın ki) Rabbiniz, nefislerinizde (taşıdığınız niyet ve düşüncelerinizi dahi) en iyi bilendir. Eğer salih kimseler olursanız, O, elbette (hatada ısrar etmeyip) kendisine yönelenleri [evvâbîne] bağışlayandır.”

Ey insanlar! Rabbiniz, kalplerinizde bulunan ana-babaya iyilik veya isyan niyetinizi en iyi bilendir. Niyetiniz isyan ve fesat değil de, iyilik olursa Yüce Allah, elbette günahlarından vazgeçip tevbe edenleri bağışlar.

Kalp doğru olduğu sürece, bağışlanma kapısı her zaman açıktır. Ayette [evvâbîne] diye ifade edilen kimseler ise, her hata ettiklerinde Rabblerine dönüş yapıp bağışlanma dileyenlerdir. (Bkz. Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/376)

[Anne-babanın haklarını ortaya koyan surenin akışı, gelecek ayetler ile bütün akrabaya yöneliyor. Bunlara bir de yoksulları ve yolda kalmışları ilave ediyor. Böylece yakınlık bağlarını genişletiyor. En geniş anlamı ile insani bağların hepsini kuşatıyor.]

İsra 26-“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat malını harâma sarf etmek sûretiyle saçıp savurma!”

Allah'ın sizlere yüklediği bu mali yükümlülükleri yapmaktan sakın geri durmayın, bu hususlarda cimrilik etmeyin. Ancak cömertlik yapayım derken malınızı haram olan şeyler için de harcamayın.

Not: Ayet metninde geçen ‘velâ tubeżżir tebżîrâ(n)’ kısmını “büsbütün eli açık olma” şeklinde anlamak ve tercüme etmek isabetli değildir. Müfessirlerin ifade ettikleri üzere buradaki ‘saçıp savurma’ malı haram yolda harcamak demektir. Malı gereksiz ve aşırı harcamak anlamındaki ‘israf’ dinin asla tasvip etmediği bir davranış olmakla beraber buradaki mevzu bu değildir. Zira Katade şöyle der: Tebzîr; malı, Allah'a isyan, haksızlık ve fesat çıkarma uğruna harcamaktır. (Muhtasar-ı İbn Kesir, 2/375, Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 3/376-377)

İsra 27-“Çünkü malını harâma sarf etmek sûretiyle saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı son derece nankördür.”

Çünkü onlar malı bâtıl, şer ve günah yoluna harcarlar. Dolayısıyla onlar şeytanların benzerleridir. Eğer böyle yaparsanız hem Allah nezdinde hem de insanlar nezdinde itibarınızı kaybedersiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.