İçimizdeki Kudüs İçimizdeki Ayasofya

Kudüs ve Ayasofya’nın İslamlar elinde olması ve misyonlarını icra etmesi elbette mühim.

Acaba Kudüs ve Ayasofya biz kendi kalbimizi dünyadan ve manevi müskirlerden kurtarınca mı kurtulup hür olacak?

Kendi kalbimizi nefsimize hâkim kılamamamızın payı yüzde kaçtır acaba bu esarette?

Ruhum cesedimin esaretinden kurtulursa mahsun Ayasofya ve Kudüs de mi kurtulur acaba?

Her birimizin en birinci vazifemiz kalb ve mide dairesinde değil mi? Sahi kalbimizde at koşturan kim? Dünya ve dünyeviler ve şeytanın telkinâtı ile hareket eden nefis ne garip bir halde bırakmış kalbimizi...

Samed'e âyine olmaya kâbil olan kalbimiz neden bu kadar bulanık?

Kaçımız şahsımızın kusurları hakkında ciddi bir gayret gösterip irade ortaya koyabiliyoruz? Geniş daire meseleleri söz konusu olduğunda ise mangalda kül bırakmıyoruz. Güya şahsen bütün vazifelerimizi bitamamiha yerine getirmiş gibi ve dar dairemizde fiilen abesle iştigal etmiyormuş gibi geniş dairede olup biteni abes görüyoruz.

Herkes baktığı pencereden âlemi ve hâdisâtı görüyor ve asrın vebasından herkes muzdariptir.

Nuh Aleyhisselam'ın gemisi misal olan Risale-i Nur’un şahs ı manevisine girip bu zevkli ve şevkli ihramı giymedikçe yakıcı ve yandırıcı hallerden hâlas olmamız mümkün görünmüyor vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum