Yeryüzü cenneti!

“Ne zaman emekli olurum, ölmeden önce emekli olacak mıyım, kaç para alıyorsun, az alıyorsun, çok alıyorsun” muhabbetleri düşündürüyor; sanki bu dünyaya emekli maaşı almak için gelinmiş. “Evim olsun, arabam olsun.” Olanlar da yarışa girmiş, “sende az bende çok” yarışına!

Varlık iddiası maddeye indirgenmiş!

Madden kadar varsın, neyin var ki, sen nesin? Ev, araba herkesin olması gereken normal ihtiyaçlardan. Bu öyle büyütülmüş, öyle zorlaştırılmış ki alması zor, kiracı olmak başka zor!

Zor dünya!

Dünyada rahat var mı ki? Merhum Dr. Sadullah Nutku Ağabey de imkânı olduğu halde bodrum katında evde kalıyormuş, bir nevi inziva, bir nevi rahata alışmamak, bir nevi kabre yakın olmak niyetiyle olsa gerek! Geniş olsun, rahat olsun, güneş alsın, yerden ısıtmalı olsun, klimalı olsun; bütün bunlar helalinden olacak, hamd ve şükrü arttıracaksa evet olsun.

Harama duyarlılığı yitirme pahasına ev alma ne derece ev almadır; elimizde kor taşıyoruz, ahir zamanın ahir ümmeti olarak!

“Bu zamanda farzları yapan kebairi terk eden kurtulur” okuyup, dinleyip duruyoruz; yaşamaksa öyle kolay değil. Vera ehline namzet, gemiye hizmet eden tayfa şüphelilerden kaçması gerekiyor oysaki!

Münker-Nekir meleklerinin soracağı sorular belli, açık, kopya verilmiş, dersinizi çalışın denilmiş. “Vah vah bir ev de mi alamadın, emekli de olamadın” gibi sorular yok onların defterinde. “Ev aldıysan nasıl aldın, nasıl kullandın, malını nerede harcadın” soruları var.

Üniversite imtihanında 3 saatlik sürede zamanı iyi kullanmada ne kadar dikkatli oluruz; gözümüz, gönlümüz, zihnimiz sorulara odaklanır, dış dünya ile irtibatı keseriz; nihayetinde dünyayı kazanacağız! Baki ukba içinse aynı dikkatliliği ve duyarlılığı göstermeyiz; akıl bu işin neresinde, gönül ne ile oynaşta!

Kordan korunmak için iyi ve helalinden çalışmak, böyle güzel bir işi ve meşgalesi olmak, bunun yanında infak lezzetini tatmak, kanaat ve iktisadı nefse kabul ettirmek, hizmet çarkları içinde bir dişli olmak, kalben zühd ve istiğna içinde yaşamak…

Yeryüzü cenneti! Cennetin yeryüzüne ve yüreğe yansıması.

Cennet sırat köprüsüne geçenlere nasip; her günde her anda o köprüden geçiyoruz, soruların 4 şıkkı yok E şıkkı diye bir şey yok.

Ya heva ya Hüda tercihi var.

Son nefeste emaneti temiz teslim etmek davası en büyük dava, bu dava ile yaşayana diğer dünyevi davalar kolay çözülüyor hatta devaya dönüşüyor vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.