İş nerede başlıyor?

İmam namazı bitirdiğinde cemaatten biri “Hocam güzel haberler var mı” gibisinden soru sordu, hoca da “Cennete gidersek iyi yoksa yandık” dedi. Soruyu çeşitlendirmeye çalışana tekrar cevap verdi; “Bunu bil yeter.”

Başka biri, “ölmeden cennete gidilmez, önce ölmek lazım” dediğinde doğaçlama başlayan sohbettin kıvamı arttı. Seyir “ölmeden önce ölmek” nasıl olmalı, nasıl anlaşılmalıya aktı…

Hoca, İsra suresindeki bir ayetin “Kitabını oku” bölümünü hatırlattı; “yapmadım, etmedim deme bahanesinin olmayacağını, azaların dile gelip konuşacağını onun için büyüklerin her akşam yatmadan önce günlük muhasebelerini yaptıklarını” anlattı, sohbet uzayıp gitti, güzel de oldu…

İmam ve cemaat böyle olmalı, camiler ilim sohbetleriyle şenlenmeli değil mi, hem bu sünnet değil mi? Rehber-i Ekmel, Resul-ü Ekrem Ashabıyla böyle sohbet etmemiş miydi. Ashap rahatlıkla soru sorar cevaplarını alır, hatta ki bir bedevi gelse de soramadıklarımızı sorsa bekleyişi içine girerlermiş.

Şimdi bu halin ne kadar uygulandığı ortada. Vaaz kürsüsünden konuşmak da güzel fakat böyle soru cevap şeklindeki sohbet daha bir iyi, daha bir güzel. Zihin çalışıyor, akıl hareket halinde, ulvi hisler diriliyor, içselleştirmeye daha yakın bir hal alıyor…

Uyuyan olmuyor daha da ayınılıyor!

Böylesi sohbetler “adem” âlemlerine atılmış manevi bir füze. Böylesi füzelere ne kadar ihtiyaç içindeyiz şu günlerde. Nefisle olan savaşın daha şiddetlendiği demlerde; savunma gücümüzü arttırmak, hücum birliklerini harekete geçirmek, lojistik desteği sağlamlaştırmak yapmamız gereken şeylerden…

Mahall-i iman olan “Kalp ülkesini” hevai ve şeytani işgallerden başka nasıl kurtarabiliriz?

Ya zikir ya ilim, üçüncü hal adem!

Üç kişi bir araya geldiğinde “cennetten, cehennemden, marifatullah’dan, muhabbetullah’dan konuşur, böylesi sohbetlerle muhabbetlerini pekiştirirlerse; boykot ileri bir hal alır istiğnaya dönüşür, iktisada tahvil eder, kanaata yaklaştırır, çalışmayı teşvik eder, üretime sevk eder…

Gönül güler, şehir güler, ülke güler, dünya gül gülistan olur!

Gazze’nin gülmeye ihtiyacı var, huzura, sükûna ihtiyacı var. Gazze durumundaki bütün yerlerin, bütün mazlumların da…

Çok konuşmaya, boş konuşmaya, hamasete, slogan atmaya değil…

Camiye gitmek, namazla birlikte ilim sohbetleri yapmak, nefsi tezkiye, kalbi tasfiye etmek, namazı ikame etmek ve bunu yaymak, gönülde ve yeryüzünde ulaşılmadık yer bırakmama niyetiyle yaymaya çalışmak…

İsrail ve benzeri zulüm devletleri var olur mu, olsa da ne kadar yaşar?

İş içte başlıyor ve bitiyor vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum