Af edilme bayramı

Ramazan baharıyla dirilen dirildi, ona hürmet etmeyen, onu tutmayan, ona tutunmayan da kütük olarak kaldı! Ne kadar edeple yaşandıysa o kadar bayram sevinci, ne kadar hayâsızlık gösterildi ise o kadar ceza! Burası ceza yeri değil kalpte hissedilen karamsarlık ve karanlık asıl cezayı hatırlatan bir numune, bir tadımlık sadece.

Ne yaptık, ne kazandık, hangi güzel hasletle bezendik? İlmimiz arttı mı, amelimiz salihleşti mi, ihlâsımız daha da ulvileşti mi? Bütün bunlar ona gösterdiğimiz hürmet, ihtimam, gayretle alakalı, bayram sevinci bu oranda olsa gerek.

Rahman ve Rahim Allah’ın cömertliği üstüne bir cömertlik yok, dilediği mükâfatı verir, dilediğini af eder, mülk O’nun hamd O’na mahsus. Suskun gönülleri bahar dirilticiğiyle dirilten yine O.

Onun için ramazanın eskisi yenisi yok, o hep taze ve yeni. Zaman geçtikçe Kur’an’ın gençleşmesi onun canlı mucize yönü, canlı gönüler ondan aldıkları ilim ve feyizle hayatiyetlerini devam ettiriyorlar.

Kişinin asıl ramazanı gönlünün bütünüyle Kur’an nuruyla nurlandığı zaman; o nur kütük, çer çöp bırakmaz bulunduğu yerde.

Ömürde bir kadir gecesini ihya edenin kurtuluşa ermesi, bütün ömrünü o geceyi erişmek için yaşamasına bağlı olmalı. Hangi dem, hangi nefestir kurtuluş bilinmez. Yaygın kullanılan bir söz var “her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil” diye.

Böyle bilen bildiğini yaşıyordur ne var ki günlük hayatta nefsimize yenik düştüğümüz, şeytana aldandığımız oluyor, insanız ya imtihan bir şekilde devam ediyor. Dünyayı ayaklar altına almak veya sırtına yüklemek tercihi ile kaç defa karşılaşıyor, kaç defa sınanıyoruz.

Allanıp pullanılan yaşlı kadın misali dünya bir şekilde cazibesiyle çekiyor, ramazanda gönül barajlarını iyi dolduran cazibeden daha uzak oluyor.

Ramazan gelmesine altı ay öncesinde sevinen ve hazırlanan, gittiğinde de altı ay üzülen; neyi sevineceğini neye üzüleceğini biliyordur; neyin kış neyin bahar olduğunu da!

Hicr suresinin son ayeti mealen “yakin gelinceye kadar ibadet et” diyor. Tefsirlik, tevillik bir durum var mı? Elbet ilim erbabı üzerinde konuşur tefsir de eder tevil de.

Ramazan gidiyor diye mi üzülelim bayram geliyor diye mi sevinelim, hüzün karışımı bir sevinç, yine de bayram bayramdır. En büyük bayram af edilmek olmalı, o bayramda buluşmak duasıyla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum