Hikâyemi mu’cize mi? -2

Beşer bilhassa bu ahir zamanda tamamen sanal bir âleme girmiş gibidir. Rüya âleminde yaşıyor adeta insanlar. Kısmen gerçekleri yansıtan, çoğu da hayali senaryolar üzerine kurulmuş bir dünya.

Şu çocukların bağlandıkları hikâye ve masallar ve çizgi filmler ve sair filmler.
Şu gençlerin bırakamadıkları kahramanlık ve heyecan ve korku veren filmler, diziler.
Şu yetişkinlerin bağlandıkları tarihsel ve ibretamiz diziler ve filmler.
Yediden yetmişe hemen her tabaka çocuklardan başlayarak en yetişkin insanlara kadar çoğu hayal unsuru olan sinema, film, dizi filimler, çizgi filmlerin fevkalade tesirlerinde kalarak onları izlemeden yapamıyorlar edemiyorlar ve devamını iple çekiyorlar.
Biri birine mani olmamak ve tartışma çıkmaması için evinin her odasına televizyon koyan televizyon bağımlıları tiryakileri.

Bütün filimlerde, hikaye ve romanlarda, dizilerde ister yerli ister yabancı kaynaklı olsun her kesin malumu üzere iki genel karakter uygulanır. İki genel tema ana konu var.
İyiler ve kötüler. İyilerle kötülerin savaşı.
Zalimler ve zulümleri ve mazlumlar ve mazlumların mücahede ve mücadeleleri.
Vicdanen herkesin istediği ve neticede arzu ettiği ve bir hadsi kat’i ile arzuladığı kötülerin cezalandırılması, haksızlığa uğrayanların haklarının verilmesi ve zalimlerin müstehak oldukları akibete uğramaları.
Adeta habillle kabilin hikayesi, Nuh (AS) ve kavmi, Musa (AS) ile firavun, Nemrutla İbrahim (AS), Resul-i Ekrem (ASM) ile Ebu Cehil, ve gele gele Deccal ve Süfyan ve Hz. Mehdi. Kıyamete kadar gidecek iyilerle kötülerin daha doğrusu ehli imanla küfür taifesinin mücadeleleri, çarpışmaları, mübarezeleri ve en nihayet zalimlerin feci akibetleri, iyi ve mazlum ve salihlerin necatları.

Suhuflara konu olan ve Sözlerde yer alan iyi huylu, mütevazi ve vazifeperver, alihimmet kardeşle kendini beğenen, asi ruhlu isyankar ve nankör kardeş.
Cenab’ı Hak insanı, meraklı, heyecanlı, şecaat ve cesareti seven, kahraman ve bazen de korkan ve ağlayan ve uzun emel ve arzuları olan ve çok değişik duyguları bulunan duygu ağırlıklı bir varlık olarak yaratmıştır. 
Demek insanın ruhunu yaratan o ruhu garip ve acip duygularla teçhiz eden Hayyı Kayyum, insanın duygularını harekete geçirerek onu etkileme ve yönlendirme ve irşat etmede kıssaların ve kıssa vari şeylerin ehemmiyetli bir tarz ve eğitip öğretme aracı olduğunu ehli irşada bin dört yüz sene evvel mu’cizane ders ile talim ediyor.

Mürşid-i Hakiki olan Kur’an’ın kıssalara verdiği ehemmiyeti kavramada zorlanan bir kısım insanların, televizyon ve radyo ve bilgisayarlarla meydana getirilen ve tüm insanları etki alanına alan sanal ortama dikkat etmeleri halinde Kur’an’ın ne kadar hak ve hakikatle bağlı olduğunu anlayacaklardır.

20.ve 21. asır insanının ehemmiyetini ve önemini anladığı ve tüm insanları etkileme ve yönlendirmede ve hatta ekonomi çarklarını çevirmede en tesirli aracın sanal âlem olduğunu keşfettikleri dikkate alınırsa;
Ümmi olan, kitabet ve kıraat görmemiş ve yazı okuma yazma öğrenmemiş, nazarı istikbale nüfuz edemeyen ve sosyal ilimlerin bulunmadığı bir zamanda bir insanın insanları irşat etmede en tesirli yollardan birisinin hikâye vari bir yol olduğunu, kıssadan hisse ile onları hissedar etmenin ve böyle bir irşat tarzının önemli olduğunu bilemez.
İşte Kur’an’daki Hüccet-i Nebevideki (ASM) binler vechi icazdan biri.

Asırlar sonra insanlığın içine düşeceği ve etkileneceği sanal âlemleri yarının ne olacağını bilemeyen ve nazarı istikbale nüfuz edemeyen ümmi bir insanın his etmesi ve bu doğrultuda hikâyelerle insanları irşat etme tarzını esas alması mümkün değildir.
Şimdi Hikâye tarzındaki film ve çizgi filmlerin, dizi filmlerin, reklâmların ve benzerlerinin bilhassa asrımız insanı üzerindeki tesirlerine bir bakalım.
Demek bütün insanları etkilemede, talim ve terbiyede ve duygularını okşayarak irşat etmede de bu gibi şeylerin önemli bir yer işgal ettiğini ve edeceğini insanın halikı Sani-i Zülcelâli, bu tarzı irşadı ilmi muhitiyle bilmiş mu’cizane olarak bin dört yüz yıl evvel Kur’anın’da talim ederek Habipinin hakkaniyetine hüccet olarak göstermiştir.

İşte Kur’an’ın, biçare beşeri ders ve talim ve irşadındaki bin dört yüz yıldır eskimeyen mu’cizevi yönlerinden birisi.
Her geçen gün Kur’an’ın tazeliğini ve gençliğini ortaya koyan kıssalar penceresinden bir i’caz veçhini sinemalar dünyasından gör ve Hak ve hakikat sendedir ey en büyük Mürşid olan Kur’an’ı Hâkim de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.