Abdurrahman CANBEY

Abdurrahman CANBEY

Hayat yolculuğu

İnsanın kendine dönüşü, varlıklarından bir kopuşla başlar. Varlığından kurtulan, yokluğunda varlığını bulur. Tıpkı bir çekirdek gibi. Varlığından vazgeçip, toprağın altında çürümeye razı olduğunda, ağaç olmayı ve ilerde meyve vermeyi hedeflemiştir.

Kavuşmak istiyorsak, yalnızlık bir tetiklemedir. Varmak istiyorsak, ihtiyacımız bize rehberlik eder, bizi kamçılar.

Ruh, bu anlamları kavradıkça yolunda ilerler. Yolculuk, vücut bulmak için bedenden kurtuluştu. Maddi varlıkların geçiciliğinden ve kalıcı olmayan zevklerinden arınmaktı. Kandırmaca bir düzenin, üzüntüsü sevincinden bol yanlışlarına düşmemekti.

Yolun üzerinde dizilmiş hakikatlerin yön levhasına bağlı kalmak ve ona göre ilerlemek, yol güvenliği sağlıyordu. Ruhun aradığı da bunlardı. Yolda, yanlış işaretlenmiş, korsan ve kuşku uyandıran mola yerlerine takılmamak, farklı yön levhalarına sapmamak ve ruhun akışında yola devam etmek, bir tercih ve irade gerektiriyordu.

Yolcu ruhuna uydu, onun kalıcılığına, bedenin geçiciliğine inandı ve ona göre yol aldı. Ruha hitap etmeyen ve ilgi çekmeye çalışan yol manzaralarından uzak durdu. Kaza yapmamak için dikkatini dağıtmamaya özen gösterdi.

Ruh, kendisine yakışan hakikat incilerine dikkat kesildi. Yaptığı,  doğru bir yaklaşımdı. Belirleyici, sürükleyici olanın ruh olduğunu ve aklı kalbin desteğinde ruha teslim etmek gerektiğinin farkındaydı. Başka türlü keşif, inkişaf, gelişim ve yenilenme olması mümkün değildi. Birleştirici olanın ruh olduğunu ve yaratılış sistemi ile bütünleştiğini, birbirini tamamladığını fark etmeliydi. Keşif kapılarını açan ve doyumsuzluk içinde doyuran ve doyumu yaşatanda buydu. İstenen, beden ve fizik ötesi bir tatmin,  bütünlük içinde yolu kavramaktı.

Gerçek ise insanın insan olma nüvesi. Kendisi. Tam olma ise sancılı, acılı bir olgunlaşma serüveni. Yaralar, bereler, acılar fazla olsa da keşfin yenileyici ruhu hepsini sarıp sarmalıyor ve iyileştiriyor. Bir daha geri dönmemecesine, eskiyi yeniye devşirerek yol aldırıyor. Yolda ayrılık olamayacağını da öğrenmeliydi. Bütünden ayrı düşmenin imkansızlığını anlamalıydı.

Yaşanan ve yaşanacak olan sonuçlara da hazır olmalıydı. Ruhun beraberliği bunu ister. Ruhu yaşatmak, ruhu büyütmek, yol arkadaşlığını sürdürmekle mümkün...

"Bir"liğe ulaşarak sükuneti bulan Ruh'un emanetindeki akıl, hayatı kavramaya, davasının yükünü taşımaya ve eksikliklerini tamamlamaya hazır. Sonrası,  yolda  saklı geleceğe ait hayaller, umutlar ve hedeflerdir. Yaşandıkça fark edilecek, öğrenilecek süreçlerdir. Yol,  geleceğe uzanan köprü, akıl mihenk taşı… Ruh mihmandarı olduğu bedenin körüğü ve  yüreği. Heyecanlandıran, coşturan ve düşünceleri ulvileştiren ruhun nağmeleri adeta.

Artık yeni vücut sarayında, maziye ait enkazın altından çıkarılan ve atılan olumsuzlukların yerini, olumlu düşüncelerin geliştirdiği pozitif davranışlar almaktadır. Akıllı sarayın vicdanı, sahip olduğu şuurudur. Yaratılış sisteminin şifreleri, orada saklı.

Hayat yansımalarının okuttuğu bilgiler, vicdan hafızasından alınmaktadır. Orada kayıtlı olan doğru bilgilerle ve tercihlerle “Evet” ile “Hayır” arasında olumlu sonuç veren bir irade ortaya konulmaktadır.  

Yol ve yolcu, ayrılış gibi görünen, ulaşamama endişesinin keskin virajlarından döndükçe, dönüşün yaşandığını fark ediyordu. Yorgun düşüren, terleten ve ateşleyen hakikat yolculuğunun hararetine alışmıştı. Hakikat ateşini yakacak ısınmanın serinletici bir aşamaya geleceğinden emindi. Bunun uzun soluklu olduğunu biliyordu.

Yolculuk, küllerinden kurtulup, yeniden kor oluşa dönüş, doğrunun kor çekirdeğine bir yönelişti.  En merkezde, en yakın bir mesafede, çap olarak küçük, hakikatte büyük bir erişimin  en etkin ve iç içe  varlığının emanetiydi, yakınıydı. 

Dönüşü olmayan yolda, yoldaşı olan hakikat rehberliğini risalelerin kılavuzluğunda yapıyordu.  Rehberle yeniden varoluş, yaşama yeniden dönüş, aranılan ancak bulunması oldukça zor, bir o kadar da bazen kolay olan bir nasipti.

Nasipleniş, dua gücünde hayatı okumaya ve yol almaya devam edecek.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.