Fatma Kutluoğlu ‘af’ edecek mi?

İstanbul’un kıdemli Kuran’ı Kerim hocalarından Fatma Kutluoğlu hanım, 31 yıl aradan sonra, üniversiteye geri dönüyor. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü dördüncü sınıfından başörtüsü yasakları sebebiyle ayrılmak zorunda kalan Fatma Hanım, bu sene aynı bölümü kazanan oğlu Semih ile birlikte, yeniden fakülte amfilerine, koridorlarına geri dönecek...
Seksen ihtiali ile birlikte hemen her muhtırada, olağanüstü dönemde, okuluna ara vermek zorunda bırakılmış bir kadın Kutluoğlu. Bekar bir öğrenci olarak başladığı Tarih bölümüne, inkıtalarla birlikte kah doğan bebekleri, kah yurt dışı tahsili ile otuz yılı aşkındır devam etmeye dair verdiği mücadele, filmlere konu olacak boyutta aslında... “Torunumla da olsa, İstanbul Üniversitesi’ni bitireceğim” şekinde özetlediği uzun soluklu hukuk mücadelesi, acaba bu kez, mezuniyetle sona erecek mi? Okulların ders başı yaptığı şu günlerde, öğrencileri olarak kendisine başarılar diliyoruz.

Her yasakta fakültesine ara vermek zorunda kalan Fatma Hanım, tahsiline kendi ülkesinde devam edemediği için, Mekke’deki Ümmül Kura Üniversitesi’ne geçmiş. Vatanında yarım kalan hem de son sınıfta kesilen eğitim macerası, Arap Dili üzerinden dünyanın başka bir köşesinde hem de parlak bir dereceyle sona ermiş... Onun İstanbul’da kurup devam ettirdiği Kuran’ı Kerim okuma ve anlama dersleri (Araştırma ve Kültür Vakfı) ise, kendisini saygıdeğer bir “hoca” ve “vakıf insan” kimliğine taşımıştır. Asiye Dilipak’tan, Av. Gülden Sönmez (İHH), Yıldız Ramazanoğlu, Demet Tezcan (Mazlumder), Tuğba Aksay Albayrak, Av. Şeyma Dövücü, Şeyma Üstün, Av. Elif Koşaroğlu gibi pek çok yazar, sivil toplum lideri ve aktivist kadına yaptığı hocalık ve ilmi himayesiyle tanınan Kuran’ı Kerim hadimi değerli hocamız, bugünlerde başörtüsü yasakları yüzünden ara verdiği üniversitesine geri dönüyor...

***

Basında çoğu kez “öğrenci affı” olarak geçen bu geri dönüş hikayelerini bir de muhataplarının vicdani mahkemesinde dinlemek icapediyor oysa... Yani kim kimi affedecek acaba? Binlerce kız öğrenci, hukuk dışı dayatmalarla, adeta üzerlerinden geçen siyah vesayet silindirleri altında ezilirken, kimsenin gıkı bile çıkmıyordu... Ve çağımızın yeni muhacirleri olarak havalimanlarını, tren garlarını, gemi limanlarını dolduran yasaklı binlerce gencecik kız, gurbetin nice çilelerinden de geçerek, her biri de iç sızlatan ama aynı zamanda onur dolu bir mücadele vermek zorunda kalmışlardı... Çoğu ülkesinde bulamadığı eğitim ve meslek edinme imkanını dışarda kazanıp yeniden geri döndü. Bir kısmı dönmedi. Bazıları dönemedi. Leyla Şahin, yarıda kesilen tıp tahsili için verdiği hukuk mücadelesini Strasbourg’da kaybettiğinde, çoktan doktor olmuştu. Sezin Dilipak, ilkokul birinci sınıfa başlayacak çocuğuyla birlikte ülkesine yıllar sonra geri dönenlerden, o da Tıp Fakültesi beşinci sınıftan başlayacak... Yasaklı süreçte bir kısmı evlendi, bir kısmı anne oldu, çoğunun örtü altında olduğu için göremediğiniz ve hiç göremeyeceğiniz saçlarına aklar düştü... Otuz yıllar sonra bile rüyalarında kendilerini hala, üniversite amfilerinde sınava girerken gören bu kadınlardan bazıları ise, bugünlere yetişemedi. Av. Macide Göç bunlardan... Hayatını yasaklarla mücadeleye adamış bir avukat olarak, bu yolda canını Rabbine teslim etti. Bazen onun EyüpSultan’daki kabrine gittiğimde, yanına yatar, ona olanı biteni anlatırım... Ruhları bizi seyrediyordur eminim...

Ruh?

Sizler bizim ruhlarımızı ne kadar incittiğinizi hiç düşündünüz mü? Şimdi bir de kalkıp, bunca geçmiş yaralı bereli ama herşeye rağmen onurla tahammül edilen hayatların içinden, “af” dileyip duruyorsunuz... Kim kimi affedecek Allahaşkına söyler misiniz?

Otuz bir yıl... Dile kolay... Emile Zola’nın Dreyfüs Davası mı dediniz... Ömer Seyfettin’in Forsa’sı mı dediniz... Begoviç’in zindan günleri mi... İşte size: Sessizce ama yılmadan süren, içten içe, dal dal, yaprak yaprak yürüyen, sabırla, pes etmeden, aşkla süren bir irade davası...

Cunta darbeleri aracılığıyla okullarından ve mesleklerinden edilen tüm kadınları, haklarını aramaya çağırıyoruz...   

Star

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.