Fabrika ayarları

Her türlü güzellikler ve çirkinliklerin bir arada olduğu yer dünya deniyor.

Zıt kutupların bir arada olduğu yeryüzünün varlığı bile insana ders ve ibret için yeterli ama görmesini bilene.

Çünkü, insanoğlu da çeşit olarak tıpkı yeryüzü gibi.

Eşref-i mahlukâta yakın olanlar da var, esfel-i safiline yakın olanlar da.

Bunlardan hangi taraf ağır basıyorsa, dünyaya o zihniyet hakim oluyor.

İnsanlık ve dünya düzeninin gidişatını bu zıt kutuplar belirliyor.

Mesela, dünya şu anda büyük bir küresel ekonomik krizin içinde.

Bunun sorumlusu kim?

Atmosferi delen, okyanusları petrolle kirleten, denizlere şehirlerin pisliğini akıtan, maden ararken, elektrik santrali kurarken çevreyi yaşanmaz hale getirenler kim?

Uzaylılar değil herhalde!

*

Toprak, su, hava, güneş, bunlar bütün canlı varlıkların ortak malı.

Bunları korumak da hem tek tek insanoğlu'nun hem de insanların kurduğu en büyük örgüt olan devletlerin yani herkesin görevi.

*

Evrenin sahibi aslında düzeni kurmuş.

Pislik ve kirlilikten beslenen canlılarla yeryüzünü temizletiyor.

Ancak insanı serbest bırakmış.

Yani pislik ve kirlilikten beslenen bir insan türü yaratmamış.

Onu eşref-i mahlukat olarak yaratmış.

Yani yarattıklarının en şereflisi olarak.

İnsanoğlu'nun fabrika ayarlarıyla yanlış yapmasına imkan yok.

Dünyanın en şerefsiz mahluku olabildiği gibi, fabrika ayarlarında kalarak en şerefli halini muhafaza edebiliyor.

Kendi çaba ve gayretiyle doğru ve yanlıştan yana tercih yapıyor.

Evrenin sahibinin burada müdahalesi yok.

Tercih hakkı tamamen bize ait.

*

İyi şeyler de yapıyoruz.

Örneğin bu yıl Orman Bakanlığı tohum hariç 500 milyon fidanı toprakla buluşturacak. Türkiye'yi sedir ormanlarıyla kaplayacak.

Bu başarısından dolayı da Birleşmiş Milletler 10. Dünya Ormancılık Zirvesi'ni Türkiye'de yapmaya karar vermiş.

Orman Bakanlığı Türkiye'yi Sedir ormanları ile kaplamaya kararlı.

İzmit Belediyesi de Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) ile yürüttüğü 'Bitkisel Atık Yağlardan Biodizel Üretim Projesi' ile 3 yılda 320 milyon 500 bin ton suyun kirlenmesini önlemiş.

Bunlar insanoğlunun fabrika ayarlarında çalıştığının örnekleri.

Birde fabrika ayarları bozuk insanların yaptıkları var.

Onlar da şöyle yapıyor:

Çok para kazanmak için şehir kenarlarındaki ormanları yok ederek, oralara siteler inşa edebiliyor.

Deniz kenarlarını betonlaştırarak kişiye özel mülkler haline getirebiliyorlar. Akarsu ve derelerin yatağını değiştirerek oraları ev ve işyerleriyle doldurabiliyorlar.

Bu yerlerin bütün insanlığa ait yerler olduğunu unutarak ya da es geçerek buraları işgal edebiliyor.

*

Bireysel olarak bunlara dur deme gücümüz yok.

Durdurmaya çalışmak gibi bir gayret içine de giremeyiz.

Neden?

Çünkü yasalar, böyle durumlarda kimin müdahale edeceğini belirlemiş.

Toplumun zararına olan faaliyetleri engellemek, halkın sağlığını, değerlerini korumak vazifesini devlet denen kuruma vermiş.

*

Şimdi ben Zeytinburnu'nda yapılan gökdelenlerin zihinlerdeki İstanbul silüetini ve Sultanahmet Camii'nin görüntüsünü bozmasını engelleyemem.

Şişli'nin simgesi olan Şişli Camisi'ni gölgeleyen Karagözyan Ermeni Vakfı'na ait 6.5 dönümlük araziye otel ve rezidans yapılmasına da mani olamam.

İstanbul'un silüetini korumak benim görevim değil.

Ama benim için çalışan ve çalışması gereken devletin görevi.

Yüksek kazanç hırsıyla fabrika ayarları bozulan insanları bu ayarlara döndürme vazifesi de devletlerin.

Yani devlet arabasına talip olan siyasilerin.

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.