Ahmet Nebil SOYER

Ahmet Nebil SOYER

Erzurum şiirleri

Alvarlı Efe/ Erzurum Kilidi Mülk-i İslam’ın

Erzurum kilidi mülk-i islam’ın
Mevla’ya emanet olsun Erzurum
Erzurum derbend-i ehl-i islam’ın
Mevla’ya emanet olsun Erzurum

Göl yerinde elbet sular bulunur
Yine vardır diye ümid olunur
Bugün yine bin bahaya alınır
Mevla’ya emanet olsun Erzurum

Ramazan’da Al-i Şan ederler
O şehr-i siyami zişan ederler
Fukara gönlümü gülşan ederler
Mevla’ya emanet olsun Erzurum

***

Dedim Emrah Nedir?

Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır dedi ki yok yok

Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok

Dedim ölüm vardır dedi aynımda
Dedim zulüm vardır dedi boynumda

Dedim Erzurum nedir dedi ilimdir
Dedim gider misin dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satar mısın dedi ki yok yok
***
Erzurum ve Sivas Kongreleri 

Biz ki İstanbul şehriyiz,
İşte, arzederiz halimizi
Türk halkının yüce katına.
Mevsim yazdır,
919'dur.
Ve teşrinlerinde geçen yılın
Dört düvele teslim ettiler bizi,
Gözü kanlı dört düvele
Anadan doğma çırılçıplak.
Ve kurumuştu
ve kan içindeydi memelerimiz.

Biz ki İstanbul şehriyiz,
Fransız, İngiliz, İtalyan, Amerikan
Bir de Yunan,
Bir de zavallı Afrika zencileri
Yer bitirir bizi bir yandan,
Bir yandan da kendi köpek döllerimiz:
Ve Damat Ferit
Ve İngiliz muhipleri
Ve Mandacılar,
Biz ki İstanbul şehriyiz,
Yüce Türk Halkı,
Malumun olsun çektiğimiz acılar...
...
...
Erzurum'da on dört gün sürdü Kongre:
Orda, mazlum milletlerden bahsedildi
Bütün mazlum milletlerden
Ve emperyalizme karşı dövüşenlerinden onların.

Orda, bir Şurayı Milli'den bahsedildi,
İradei Milliyeye müstenit bir Şurayı Milli'den.
Buna rağmen
"Asi gelmeyelim" diyenler vardı,
"makamı hilafet ve saltanata."
Hatta casuslar vardı içerde.
Buna rağmen
"Bütün akşamı vatan bir kuldur" denildi.
"Kabul olunmaz," denildi,
"Manda ve Himaye..."
Buna rağmen
İstanbul'da birçok hanımlar, beyler, paşalar,
Türk halkından kesmişlerdi umudu.
Yağdırıldı telgraflar Erzurum'a:
"Amerikan mandası altına girelim," diye.
"İstiklal, diyorlardı, şayanı arzu ve tercihtir, amma

Bugün bu, diyorlardı mümkün değil,
Birkaç vilayet, diyorlardı, kalacak elde,
Şu halde, diyorlardı, şu halde,
Memaliki Osmaniye'nin cümlesine şamil
Amerikan mandaterliğini talep etmeği
Memleketimiz için en nafi
Bir şekli hal kabul ediyoruz."
Fakat bu şekli halli kabul etmedi Erzurumlu.
Erzurum'un kışı zorludur, balam,
Buz tutar yiğitlerin bıyığı.
Erzurum'da kaskatı, dimdik olur adam,
Kabullenmez yılgınlığı...

İstanbul'da hanımlar, beyler, paşalar,
Tül perdeler, kravatlar, apoletler, şişeler,
Çıtı pıtı dilleri ve pamuk gibi elleri
ve biçare telgraf telleri
Devretmek için Amerika'ya Anadolu'yu
Şöyle diyorlardı Erzurum'dakilere:
"Bizi bir başımıza bıraksalar,
Tarafgirlik, cehalet
ve çok konuşmaktan başka müspet
Bir hayat kuramayız.
İşte bu yüzden Amerika çok işimize geliyor.
Filipin gibi vahşi bir memleketi adam etti Amerika.
Ne olacak,
Biz de on beş, yirmi sene zahmet çekeriz,
Sonra Yeni Dünya'nın sayesinde
İstiklali kafasında ve cebinde taşıyan
Bir Türkiye vücuda geliverir.
Amerika, içine girdiği memleket ve millet hayrına
nasıl bir idare kurduğunu
Avrupa'ya göstermek ister.
Hem artık işi uzatmağa gelmez.
Çok tehlikeli anlar yaşıyoruz.
Sergüzeşt ve cidal devri geçmiştir:
Türkiye'yi geniş kafalı birkaç kişi belki kurtarabilir."
...
...
...
Ve böylece, bin dereden su getirdi İstanbul'dan gelen zevat.
Sivas, mandayı kabul etmedi fakat,
"Hey gidi deli gönlüm,"
dedi,
"Akıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm,
Ya istıklal, ya ölüm!"
dedi.

Nazım Hikmet 

***

Aşık Sümmani /Erzurum Destanı 

Dinleyin Erzurum methin edeyim
Nice yüz bin cânı var Erzurum'un
Yârân-ı ahbâba vasfın edeyim
Önünde bir kanı var Erzurum'un

Ne hoş yerde yapılmıştır binâsı
Orda olur erenlerin duâsı
İnsana yakışır suya hevesi
Gazi Abdurrahmân'ı var Erzurum'un

Büyüğü küçüğü eyler hicâbı
Gece gündüz ellerinde kitâbı
Bayı ve gedâsı hep ona tâbi
Böyle Müslümânı var Erzurum'un

Beş on yerde kaynar tekke çorbası
Hakk‟ a zikredici elde âsâsı
Bir ehlullâh Habib Baba türbesi
Kerâmetli insanı var Erzurum'un

İran Turan yolu Gümüşlü Kümbet
Toplanır memleket yaparlar zinnet
Yağlanır pehlivân giyerler kispet
Koçak pehlivânı var Erzurum'un

Bir pehlivân var idi tarat atlı
Kehlân atlar vardır kudret kanatlı
Birbirini sürerler at hareketli
Yiğit kahramânı var Erzurum'un

Dumlu Gölü okşar Cennet Yaylası
Kudret hamâmları var Ilıcası
Yüksektir binası düzdür ovası
Böyle ulu şânı var Erzurum'un

Bayburt Karahisar Gümüşhanesi
Harput Diyarbakır Muş'un ovası
Tortum Gisgim İspir yemiş elası
Ne hoş gülüşânı var Erzurum'un

Seyre çıkar güzelleri periler
Gören der ki bu cennette huriler
Güz olunca şam‟ a gider sürüler
Böyle vezirânı var Erzurum'un

Sular akar âb-ı hayat her yana
İçinde çeşmeler var Haziran'a
Her çeşme ayağı kırk değirmene
Akar bir Seyhanı var Erzurum'un

Gezsem Urfa Üsküdar Halep'i Şam'ı
Rumeli Selanik gezsem her yanı
Her kıral elinde söylenir nâmı
Böyle ulu şânı var Erzurum'un

Budur var Erzurum'un ahvâli hâli
Bu cihân mülkünde yoktur emsâli
Cümlenin ednâsı cihân abdâlı
Sümmân âşığânı var Erzurum'un

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum