Düşman içerdeyse

Dışarıdan taarruz eden düşmana karşı mücadele etmek daha kolaydır. Düşman içeride ise mücadele daha zor oluyor. Zira içerideki düşman içerideki diğer cihazlara tesir eder. Onların düzgün çalışmasına mani olur. 

Günahlar iç âlemimizi teşviş edip akıl, kalb, ruh, vicdan gibi cihazlarımızın düzgün çalışmasına mâni olurlar. 

Sağlıklı düşünemeyen bir aklın karşısında hangi fevkalade hakikat olsa da bir anlam ifade etmez. Sağlıklı düşünemeyen bir akıl ya hakikati anlamaz veyahut başka garazlara alet eder, tamir yerinde tahrip eder. Sağlıklı olmayan bir akıl için marifetullah delillerinin Allah’a götürmesi mümkün olmaz. 

Sağlıklı çalışmayan bir kalb Muhabbetullahdan hisse alamaz. Alsa da kalbde başka şeyler hüküm sürdüğü için o muhabbet müsbet değil menfi neticeler verir. Allah’a yakın olacağım derken mehdiliğini ilan etmek gibi bâlâpervazane davalara girer. 

Ruh ise her zaman safi ve vâsi bir ayinedir. Eğer ceset üzerinde hâkim olsa fevkalade güzel neticeleri vardır. Eğer cesede ruh yerine nefis ve şeytan hâkim ise ruh adetâ bir kenarda yetim bir çocuk gibi büzüşür kalır. 

Vicdan insanın en kuvvetli bir şuurlu fıtratıdır ki aklı örtülen, kalbi mühürlenen bir insanda bile en son tefessüh eden cihazdır. Eğer vicdanın sesi dinlense hak ve hakikate sevk eder. Dışarıdan gelen pozitif uyaranların hepsi (Kur’an, Efendimiz (asm), âlimler, mübarek eserler, kâinatın safahatı -safhaları, halleri-, hayırhahlar, güzel arkadaşlar ve bunun gibi) vicdanı tahrik ederler. Hatta Risale-i Nur’un kelimeleri her biri birer elektrik düğmesi gibi vicdanı tahrik etmektedirler. 

Vicdan marifet bürhanlarından biri olmasına rağmen Risale-i Nur’da sadece enfüsi tefekkürün yol haritasını veren Mesnevi-i Nuriye mecmuasında tafsil ile zikredilmiştir. Sair kitaplarda ise kainat, Kur’an ve Efendimiz Aleyhissalatü vesselam üç külli muarrif ve bürhan olarak zikredilmektedirler. Allah’u a’lem bu asırda vicdanların sesini işitmenin önünde pek çok maniler bulunduğundan belki de böyle oldu. 

Her birimiz temiz ve saf ve daim Allahımızdan haber veren, bizi Allah ile bağlayan ve Allah’tan gelen haberleri işaretleri ve yol göstermeleri, sevk etmeleri idrak edebilen bir vicdan sahibi olsak ne güzel olur ve dünyanın hem maddi hem manevi havası nasıl da değişir. Şimdi ise ekseriyetimiz bu halde değiliz bir kısmımız ise şeytanın kumandası altında iken kendimizi ilahi sevke göre hareket ediyor tevehhüm ediyoruz heyhat sonumuz hayra çıka inşallah.

Kendi içinde kalıp kendini sadece kendi küçük âleminde büyük biri tevehhüm etmek şahsın ferdî hayatını ve kulluğunu tehdit eden bir hâl iken kendi mübarekiyetini bir şekilde kabul ettirenlerin halleri ise bütün müminleri tehdit etmektedir. 

Günahlarımızın akıl, kalb ve ruhumuzu nasıl yaraladığı ve vicdanımızın sesini işitmemize ne suretle mâni olduğu önemli bir inceleme araştırma konusudur. 

İkinci Lem’a, Onüçüncü Lem’a, Gençlik Rehberi, Onbeşinci Söz ve Yirmidokuzuncu Söz gibi konu ile ilgili yerlere çalışmak ve günahlarımızdan gelen yaralarımızı yakinen görüp tövbe etmek ve nihai olarak “yubedullullahi seyyiatihim hasenât” sırrına mazhar olabilmek duası ile… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum