Diziler, Programlar ve Reklam Arası

Televizyonda gösterilen bazı diziler ve programların çocuklar ve gençlerin eğitim ve ahlakı üzerinde oldukça olumsuz ve yıkıcı etkilerini eğer toplum olarak idrak edebilseydik sanırım bir kaç kanaldan başka televizyon izlemez ve kalan diğer tüm kanalları silerdik. Televizyon programları ve dizileri üzerinde dikkatli bir araştırma yaparsanız karşınıza hiçte iç açıcı bir tablo çıkmadığını göreceksiniz. Neden mi? Komedi programlarından başlayalım isterseniz; “insanlar sadece izleyip eğleniyor, bunda ne var?” diyebilirsiniz. Lakin bir zaman sonra karakterlerin yaptığı çokça olumsuz ve komik davranışlar, kullandığı argo ve belaltı kelime ve cümleler, ahlakla bağdaşmayan davranışlar izleyici üzerinde zamanla olumsuz etki yapmakta ve bu olumsuz etkiler izleyicinin hayatına olumsuz aksetmektedir. İzleyenler kendini bu tür programlara kaptıra kaptıra imani hakikatlerden habersiz derin bir gaflete sürüklenmektedir. İnançlı bir insan her ne kadar; “ben bu tür program ve dizileri izlerim, lakin kendimi korumayı da bilirim” dese aslında kendini kandırmış oluyor, daha doğrusu şeytanın tuzağına düşmüş oluyor. Buda şeytanın taktiklerinden sadece bir tanesidir.

Analizlere baktığımızda, ekranlardaki komedi programları ve uygunsuz dizi dünyası ağına takılanların el kol hareketleri değişti, yüz mimikleri değişti, konuşmaları değişti ve en önemlisi ciddiyetlik hali ortadan kalktı. Özellikle de gençler üzerinde bu etki daha çok oldu. Öğrenci olsun veya başka gençler olsun, konuşmalarını dikkatlice takip ettiğimizde izlenilen komedi programların ve dizilerin kalıntıları açıkça görülmektedir. Birbiri ile dalga geçmeler, şaka adı altında küçük düşürmeler, argo ve belaltı kullanılan sözcükler, kızların erkek gibi konuşması, erkeklerin kızlar gibi davranması ve daha sayamadığımız birçok olumsuz örnekler… Evet, bu öyle bir hal aldı ki hayatımız sonunda komedi oldu. Mesele sadece komedi programları da değil, aynı şekilde gençlere, karşı cinse ilgiyi uyandıracak program ve dizilere de ağırlık verildi yıllarca. Örneğin lisede aşk dizileri temalı konular işlendi ve işlenmeye devam ediyor. Bu tür işlenen konular aslında gençler üzerinde ahlak ve namus kavramı üzerine öyle olumsuzluklara sebep oldu ki, şöyle bir düşüncenin ortaya çıkmasına sebep oldu; “kaç yaşında olursa olsun, mutlaka bir sevgilin olmalı veya bir gizli aşkın olmalı, gerekirse aşkın için anne ve babanı bile feda edeceksin. ” Evet, ne acı bir tablodur ki böyle bir zihniyet oluştu. Şu dizilere, reklamlara, programlara bir el atılsaydı uygunsuz, gereksiz, müstehcen ve nefsanî hisleri uyandırmaya sebep olan görüntülerden arındırılsa, insanlık adına çok faydalı bir adım atılmış olunurdu. Çünkü bu çözülmesi gereken büyük bir sorundur ve bu sorun gençliği ahlaken kötü ahlaka teşvik ediyor.

Çoğu televizyon kanallarının program ve dizilerine baktığımız zaman, eğitim dışında, örnek insan olma dışında, topluma faydalı olma dışında her şey işleniyor. Söyler misiniz; gençliği konu edinen dizilerde lise öğrencisine bile karşı cinse haram yollarla yaklaşmayı konu edinip ve bunu dizilerde alalen gösteren zihniyettin amacı neydi acaba? Tabi ki eğitimi unutturup sadece nefsanî duygulara köle olan bir gençlik yetiştirmekti, böylelikle düşünemeyen, eğitimden yoksun, geleceğini umursamayan, gününü gün etme peşinde koşan bir toplum ortaya çıkarmaktı amaçları. Yıllarca komedi ve yasak aşk temalı film ve diziler izletile izletile toplumsal olarak ahlaken ilerleyemedik ve geri kaldık. Sonuç; hayatı idrak edemeyen, imandan ve hakikatten bihaber bir gençlik zuhur etti.

Dizilerle uyuyan dizilerle kalkan, aklı fikri dizilerde olan bir aile yapısı şekillendi. İzlenilenler kurgu ve hayalden başka bir şey değildi. Başkalarının kurgu ve hayalleriyle meşgul olmak yerine gerçek hayata bakılmalıydı. Gençlik boşa harcanmamalıydı. Çünkü gençlik taze bir meyve gibidir, eğer Hak yolunda kullanılsa ebediyete uzanan meyvelere çekirdek olur ve gençlik ebedi âlemde ebedi kalır. Aksi takdirde gençlik, şeytan ve nefsin elinde fani olur, tükenir ve sadece dünya ile sınırlı kalır.

Hâsılı, zamanımız gençliğinin en büyük sorunu; Rabbinden habersiz yaşaması ve Rabbini tanımamasıdır. Vaktinin büyük bir kısmını boş ve yararsız işlere ayıran, günde dört beş saatini televizyona rahatlıkla veren çoğu insan, ebedi hayatını kurtarmak için günde bir saatini Rabbine ayırmayı çok görüyor. Oysaki ayette Rabbimiz buyurur ki; “Boş ve yararsız olan sözü’ işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve: “Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz. ” derler. ”[1] Hakiki müminlerin hayatlarında böyle bir şuur açıklığı hâkim olduğu için her anlarını Allah (cc) yolunda hayırlı ve hikmetli konuşmalarla ve salih amellerde bulunarak geçirirler. Çünkü mümin, kendisine sunulan hayatı Allah (cc) yolunda sarf ederek, O’nun rızasını kazanmaya çalışır. Ömrünü sermaye bilip o sermayeden nasıl kar edebilirim bilincinde olur.

Gençlik katiyen gidecek, lakin bizi bekleyen ebedi bir gençlik var. Şimdiki gençlik ebedi gençliği kazanmak için bir imtihandır. Bakın Üstad Bediüzzaman Hz. ne diyor: "Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada [2] kalmazsanız, o gençlik zâyi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik mânen bâkî kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak. "

Yolda yürürken, haramlara nazar etmeden yürüyen bir gençliğe ihtiyaç var. Her adımında Allah'ı hatırlayan ve kalbi ürperen bir gençliğe ihtiyaç var. İman sahibi ve iffetli gençlere ihtiyaç var, çünkü iffetsizlik ve ahlaksızlık her yerde serbestçe yapılır hale gelmiş, ancak böyle gençler ve insanlar ile dünya düzelir.

Netice olarak; toplumu ahlaki yönden çökerten, gençleri nefsin istek ve arzularına esir ve köle eden televizyon ekranlarındaki müstehcenliğe ve ahlaksızlığa dur demek, hepimizin üzerine düşen önemli bir vazifedir. Temiz ahlaklı gençler yetiştirmek yarınlar için çok önemli.. ! Hem yarınlar için hem ebedi yarınlar için... Ebedi yarınlarımız için üstümüze düşen önemli vazifeleri ihmal etmeyelim.

Hatalar, kusurlar bize, tüm güzellikler Allah’a aittir.

 

 

[1] Kasas Suresi 55. Ayet

[2] Daire-i Meşrua: Helal daire

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum