Bush'a ayakkabı fırlatan Iraklı gazeteci: Ülkemi yok ettiler!

Bush'a ayakkabı fırlatan Iraklı gazeteci: Ülkemi yok ettiler!

Muntazar el-Zeydi, Başkan Bush'a ayakkabılarını fırlattığında direnişin sembolü haline geldi. Yıllar geçse de hiçbir pişmanlık duymuyor

George W. Bush, ABD Başkanı olarak Bağdat'ta Irak halkına yaptığı son konuşmayı yeni bitirmişti. Bir aydan biraz fazla süre geçince, dünyanın en güçlü makamından ayrılacak ve 5 yıl önce başlattığı yıkıcı savaşın sorumluluğunu devredecekti.

Iraklı mevkidaşıyla tokalaştı ve tam kürsüden ayrılmak üzereyken, Muntazar el-Zeydi adlı bir gazeteci hızla ayağa kalktı.

"Bu Irak halkından bir veda busesi, seni it!" diye bağıran el-Zeydi sonra ayakkabısını Amerikalı devlet başkanına fırlattı. Bir saniye içinde uçan ikinci ayakkabısıyla birlikte şu sözleri savurdu:

Bu dullardan, öksüzlerden ve Irak'ta öldürülenlerden.

Bush bu deri mermiyi atlatmayı başarsa da 44 numara ayakkabılar yine de iz bıraktı. El-Zeydi yerel bir kahraman, dünya çapında bir şöhret ve ülkeleri Amerikan istilasıyla harap edildikten sonra birçok Iraklının hissettiği öfkenin bir sembolü haline geldi. ABD'deki Amerikalılar bu öfkeye küçük bir bakış atmış oldu.

Bu ay savaşın başlangıç tarihinin 20. yıldönümü lakin Zeydi hâlâ affetmeye hazır değil.

"Her gün, Irak istilasının her yıldönümünde, kendime neden diye soruyorum. Üzülüyorum ve kızıyorum. George W. Bush neden ülkemi yok etti?" ifadelerini kullanıyor.

zeydi.jpg

El-Zeydi, The Independent'la yaptığı telefon görüşmesinde "İşgal sona erdi ama arkalarında daha fazla yolsuzluk, daha fazla sorun ve birçok milis bıraktılar. Artık her gün daha fazla sorunumuz var. ABD işgali, İran'ın Irak'ı kontrol etmesine neden oldu. Halka hizmet yok, devlet desteği yok. Hastane yok, okul yok" diyor.

El-Zeydi'nin protestosu küçük gibi görülmüş olabilir fakat bir iz bıraktı. Yıllar sonra halen savaşın en unutulmaz karşıtlarından biri olarak ülkesinin sorunlarını dile getiren bir sözcü konumunda.

Tüm bu yıllar boyunca, ülkesiyle ilgili duygularında ve istilanın zararları konusunda dikkat çekici derecede tutarlı oldu. Savaşın en ölümcül kısımlarından bazılarını (Amerikan bombardımanlarının neden olduğu sivil ölümleri ve ardından gelen mezhep cinayetleri) bildirirken istilayı yakından görmüştü.

"Haberlerim işgalin kurbanlarına odaklanıyordu" diyor:

ABD askerlerinin suçlarını haber yaptım. Bazen insanları öldürdüler, buna odaklandım.

El-Zeydi, 2005'te el-Bağdadiye TV muhabiri olarak çalışmaya başladı. Kasım 2007'de kimliği belirsiz saldırganlar tarafından kaçırıldı ve serbest bırakılmadan önce birkaç gün alıkondu. Bu, kaotik güvenlik ortamının sebebiyet verdiği bir dizi benzer saldırıdan biriydi. Ayrıca ABD güçleri tarafından sorgulanmak üzere iki kez gözaltına alındı.

Bu olaylara rağmen, söylediğine göre Bush'u protesto etme fikri aklına yıllar önce gelmişti. Bush yönetiminden yetkililerin, ABD askerlerinin çiçeklerle karşılanacağına dair güvencelerini hatırladı.

"Dünya halklarına işgali güllerle karşılamadığımızı, bilakis ayakkabılarla karşılayacağımızı söylemek istedim" ifadelerini kullanıyor. Birine ayakkabı tabanı göstermenin derin bir saygısızlık işareti olarak görüldüğü Arap dünyasında, protestosu kültürel önem kazandı.

O gün ayağa kalkmadan önceki anlarda el-Zeydi'nin aklından birçok düşünce geçmiş.

"Ailemi, arkadaşlarımı düşündüm, işgalin öldürdüğü insanları düşündüm. Hayatımda yapamadığım her şeyi düşündüm" diye konuşuyor.

Eylemin kendisi çabucak sona erdi. El-Zeydi etraftaki güvenlik görevlileri tarafından yere yıkıldı ve hayatı çarpıcı bir şekilde değişti. Irak Cumhurbaşkanı Nuri el-Maliki'nin personeli tarafından götürüldü ve ağır dayaklara maruz kaldı.

"Çok zor bir andı" diyor:

Burnumu, dişlerimi kırdılar, her yerime vurdular. Sırtımda sandalye kırdılar ve vücuduma soğuk su döktüler. Üç gün boyunca el-Maliki'nin evinde beni dövdüler.

Birkaç gün sonra Irak yargısı onu teslim aldı ve nihayetinde hakkında "ziyaret eden yabancı bir devlet başkanına saldırmaktan" dava açıldı.

El-Zeydi, el-Maliki'nin yanında duran Bush'un "o donuk gülümsemesini" izlerken küplere bindiğini Şubat 2009'da ilk kez mahkemeye çıkarıldığında söyledi. 15 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıyaydı.

Sonraki ay görülen karar duruşmasında, bir yargıç ona masum olup olmadığını sordu. "Evet, tepkim doğaldı, herhangi bir Iraklı da bunu yapardı" cevabını verdi.

El-Zeydi üç yıl hapse çarptırılsa da hikayesi o noktada bitmedi. Onun hapsedilmesi Iraklılar ve Arap dünyasından bir destek dalgası oluşturdu, Bağdat'ta ve dünyanın dört bir yanında serbest bırakılması için gösteriler düzenlendi.

Hapiste geçirdiği süre boyunca şöhreti büyüdü. 15 Eylül 2009'da 9 ay içeride yattıktan sonra hapishaneden tahliye edildi ve onuruna koyun kesen aile üyeleri ve destekçilerinden oluşan bir kalabalık tarafından karşılandı. Serbest bırakıldığı gün düzenlediği basın toplantısında hapisteyken işkence gördüğünü söyledi.

El-Zeydi, 2018'de seçimlerde yarışmak için Irak'a dönmeden önce Lübnan ve İsviçre'de yaşadı. Yolsuzlukla mücadele platformunda görev yaptı ve "hırsız politikacıları" hapse atmaya söz verdi lakin sonunda başarısız oldu.

Günümüzde Bağdat'ta yaşayan el-Zeydi artık gazetecilik yapmıyor. Zaman, Bush veya başlattığı istila hakkındaki görüşlerini yumuşatmadı.

"George W. Bush hapiste olmalı ve ABD, Irak Büyükelçiliği'ni kapatmalı" diyor.

Fırsat bulsa ayakkabısını Bush'a tekrar atıp atmayacağı sorulan Zeydi, "Ayakkabımı bile hak etmiyor" yanıtını veriyor.

Richard Hall-Independent Türkçe

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.