Birey ve toplum-2

 

İnsanlar gibi toplumların da idealleri olmalıdır. Bireyleri bir araya getiren ideallerin olmadığı bir yerde insan yığınlarının mülteci kampında oluşan topluluklardan farkı kalmaz. İnsanlar bir ideal etrafında buluşmadıkları sürece bir topluluktan söz etmek mümkün değildir. Topluluklar kendi iradeleri ile ideallerine yönlendikleri sürece toplum olurlar. Gerçek bir toplum için gereken ideal, toplumu oluşturan unsurların tümünü buluşturmak, bireylerin ve bireylerin oluşturduğu toplulukların tümünün fikirlerinin onayını almak zorundadır.

Toplumu oluşturan bireyler bireysel çıkarlarını toplumun çıkarları için feda edebilmelidirler. Bu da ancak bireylerin yüksek idealler etrafında bir araya gelmeleriyle mümkün olur. Nitelikli toplum ancak nitelikli bir ideal etrafında şekillenebilir ve bireysel çıkarlarını aşabilirler. Toplumun genelleşmiş yüksek idealler etrafında, düşünceye açık rahat bir toplum oluşması gerçek topsullaşma sürecinin başlangıcıdır. Toplumu oluşturan bireylerde gerçek bir bireyselleşme yaşanmadan bireysel ilişkilerin idealler ve fikirler çerçevesinde bir araya gelmesi imkânsızdır.

Kurumsal düşünme, duygu ve düşünceleri yeterli altyapıya sahip ve zihni açık bireylerin şahsî menfaatlerinden feragat ederek kurumun çıkarını öne almalarıyla oluşan düşüncedir. Günlük hayatın bireysel çıkarlarına takılıp kalmış, magazin haberleri dışında haberlerle ilgilenmeyen, merak duygusu körelmiş bir insanın hayvanî güdüleri dışında bireyselleşmesi mümkün değildir. Kapitalizmin ortaya çıkardığı “hedonizm” düşüncesine sahip damak zevkiyle hayvanî duyguları güçlenmiş ve nefsanî duyguların esiri olmuş insanların meydana getirdiği toplum, fertlerin sürüye dönüştüğü bir topluluktur.

Merak ilmin hocasıdır. Farklılaşma ve bireyselleşme ve gelişmenin önünü açacak olan merak duygusu, ideallerimizi tarif ettiği ve bilginin beslediği, vicdanların denetlediği bir düşünce sistemidir. Merak çıkar odaklı düşünceyi aşmak ve ideallere yönelmek için gereken yegâne güçtür. Çünkü insan merak duygusunun tahriki ile ideal hedeflere yönelir. Hayatın ayrıntılarında bir ağacın tomurcukları gibi filizlenen kendine özgü yeni oluşumlarla büyür ve gelişir. Yaşadığı topluma yön veren şahsiyetlerin hayatlarını incelediğimiz zaman merak duygusunun yönlendirmesi ile kendisini okumaya ve düşünmeye adamış insanlar olduklarını görürüz.

Toplumda nitelikli bir kişiliğe sahip, fert olarak kendisini geliştirmiş ve içinde bulunduğu toplum düzeninin ötesine sıçrayabilmiş insanlar toplumun ideallerine en büyük katkıyı sağlayan insanlardır. Doğuda Gazali, Farabi, Mevlâna, Yunus Emre, Bediüzzaman; batıda Diyojen, Sokrates, Kant, Dekart gibi önder ve rehber insanlara baktığımız zaman yaşayış biçimlerinin içinde bulundukları toplumunun yaşayış ve düşünüş biçimi üzerinde olduklarını görürüz. Tarihe yön verenler, bireyleri bir arada tutacak olan idealleri belirleyen, doğru bir muhakeme gücü ile yaşadıkları topluma aykırı düşen insanlar olduklarını görürüz. Bu nitelikli bireyler toplumun yapısal enerji kaynaklarıdırlar.

Tarihin akışını değiştirmiş ve çağları peşinden sürükleyebilmiş insanlar düşüncelerini özgür ortamda geliştirdiğini, nitelikli bir bilgi alışverişinin de ancak hür bir ortamda geliştiğini görürüz. Toplum ancak hür bir ortamda karmaşık bir yapıdan kurtularak canlı birer organizmaya dönüşür. Toplumun geneline yansıyan kuramsal düşüncenin arka planında ideallerin beslediği bireysel merak duygusunun yanında, tüm toplum bireylerine ulaşan bilgisel beslenme zenginliği de yatmaktadır.

Toplumu bir magazin toplumu olmaktan kurtarmanın çaresi her şeyden önce özgürlüklerin yaşandığı bir toplum meydana getirmektir. İletişim ve bilgi alışverişini en üst düzeye çıkarmadan ve herkesin bilgiye ulaşmasını kolaylaştırmadan bunu sağlamak da mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan bilginin önünü açmak şarttır. Fikri zayıf, düşüncesi kıt, ideali olmayan bir toplumun gelişmesi mümkün olmaz.

Sonuç:
Dünyada insan aklının ve duygularının tatmin edildiği erdemli ve ideal bir toplum oluşturmanın yolu, toplumu meydana getiren bireylerin kendi hür iradeleri ile kendi benliklerini aşarak yüksek idealler edinmelerine bağlıdır. Bu ideallerini geliştirmelerinin yolu da onların merak duygularını yüksek fikir ve düşüncelerle beslemektir. Bu da nitelikli düşünen bireylerin önünü açmaya bağlıdır. Bu da ancak hürriyetlerin geliştirilmesi ile mümkündür. Bireysel özgürlükler bireysel ideallerin önünü açacak, onlar da nitelikli bir toplumun oluşmasına büyük katkı sağlayacaklardır. Yeterli bilgi, düşünce ve duygu açılımları ile bireyselleşmiş fertler, toplukların; iletişimin kolayca sağlandığı zeminlerde gerçek idealler etrafında buluşma imkânını yakalarlar. Bunun için de felsefik düşünebilen, bilgiyi ve bireyselleşmeyi teşvik eden toplumun benimsediği düşünürlere ve yöneticilere ihtiyaç vardır. Bu gibi toplumlar ancak everensel ideallerin temeli ve öncüsü olabilirler.
Bunun bir başka yolu da yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.