Bir tevazu ve mahviyet örneği

Ne yazacağımı bilemiyorum. Hislerim kilitli. Kelimeler sırra kadem basıyor. Her şey adeta bir muammaya dönüşüyor. Dilime lal düşüyor. Hayat bu kadar sisli ve puslu mu? Hani derler ya kelimelerin kifayetsiz kaldığı, hislerin içine kapandığı, hafsalanın durduğu an. 

Böyle anlarda bile hayatın ve kaderin cilveleri insanı boş bırakmıyor. Ani bir gürültü, şaşkına çeviren bir haber, sizi bulunduğunuz bu durumdan, sarsıcı bir şekilde çekip çıkarıveriyor. Acı haber tez duyulur derler. Tez duyduk. İçimiz yandı. Yüreğimizin en hücra köşelerine kadar acıyı hissettik. Ağladık. Metanetli ve kadere boyun eğerek için için ağladık. Kendimizi hiçbir zaman dağıtmadık. Büyük bir teslimiyetle Rablerinin huzurunda boyunlarını bükmüş, kuvvetli bir imanın vermiş olduğu teselli ve teslimiyetle hemhal olmuş bir topluluktan ancak böyle bir ruhani hava saçılabilir etrafa.

Risale Akademimizin sessiz kahramanı ve küçük ağabeyimiz Muhammed Benek, elim bir kaza sonucu Rabbine kavuştu. O'nun sonsuz şefkat ve merhametine gark oldu. O tam bir Anadolu Ağabeyi gibi çalıştı. Kısa zamanda çok işler başardı. Yaptığı kısa videolar ve tanıtım filmleri ile Risale Akademi'nin programlarına en büyük medya desteğini o verdi. Ama hiçbir zaman ismini kullanmadı ve benliğini öne çıkarmaya çalışmadı. Bir tevazu ve mahviyet örneği oldu. Ruhu şâd oldun.

Ramazan-ı Şerif, dünyada bile bâkî hayatın lezzetlerinin tadıldığı çok mübarek bir ay. On bir ayın sultanı oluşu da bundan olsa gerek. İnsanların melekleştiği, ruhani âlemin sınır dibinde yaşadığı çok kıymetli anlarda kader Muhammed’i dünyevi bir sebep ile arasındaki o incecik perdeyi yırtarak sınır ötesine taşıdı. Ne diyelim? Hepimiz oraya müteveccihiz. Kadere boyun eğmişiz.  
Önemli olan insanın azık olarak oraya neleri götürdüğü ve ardında hoş bir sadâ bırakıp bırakmadığıdır. Muhammed, o hoş sadâyı da ahiretin manevi azığını da götürmüş. 

Mühim bir arzusu da iki cihan serveri Muhammed-i Arabî aleyhisselatü vesselamın sözlerini kısa filmler halinde çekerek çağımızın insanlarının göz, kulak ve gönüllerine Asr-ı Saadetten taze bir esinti sunmak idi. Nasip değilmiş. Ameller niyetlere göredir. Rabbim aynıyla kabul buyurur ümidindeyiz. Onun ardından bol bol Kur’an okundu. Onlarca hatim indirildi. İman, sabır, metanet ve müjdeler verici sohbetler yapıldı. Hâlâ da yapılıyor. Kadir Gecesine kadar da devam edecek inşallah. 

Ölüm haktır. Dünden razıyız. Lakin ayrılık acısı çok yakıyor insanı. Bunu da herhalde Cenab-ı Hak pişmemiz ve olgunlaşmamız için veriyor olmalı. Bu büyük bir sınav. Hepimiz sınavdayız. Bazen sorular ağır yerden geliyor. Cenab-ı Hak kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemeyeceğini vaad ediyor ve sabredenleri büyük mükâfâtların beklediği müjdesini veriyor. Yüce Rabbimden Risale Akademi ailesine, hususan İsmail Benek Ağabeyim ve ailesine sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum