Bir nesil yok oluyor; sanal tehlike

Sorumluluk bilincinde olmayan bir neslin en büyük sebeplerinden biri sanal alemdir. Günümüzde internet kullanım yaşı okul çağı öncesi yaşlarına kadar indirgenmiş durumda. Bundan kaynaklı hissen erken olgunlaşan fakat aklen ve mantıken on yıl geriden gelen çocuklar ve ergenler türemektedir.

Sorumluluk almak istemeyen, kural tanımayan ve her istediğini yapmak isteyen bir nesil ile karşı karşıyayız. Sonuç olarak böyle yetişen kişiler ileride evlilik gibi sorumluluk gerektiren bir yapının temel yapıtaşı olmaktan imtina edeceklerdir.

Aileler kendilerine daha fazla zaman ayırmak, daha rahat hareket edebilmek veya ağlayan ve huzursuzlaşan çocuklarını susturmak adına onları internet ekranlarıyla baş başa bırakmaktadırlar. Bu yüzden çocuklarda hissi ve nefsi olgunlaşma erken başlamakta ve çocuklar ergenliğe girmeden ergen hayatı yaşamaktadırlar. Zihinleri uyuşturan bu durum çocuğun aklen ve mantıken olgunlaşmasına engel olup, hayat içindeki sorumluluk bilincinin gelişmesine perde olmaktadır. Bunun en büyük faili çocuklarına gereken ilgiyi göstermeyip kendi sorumluluklarından kaçan veya sorumluluk bilincinde olmayan anne ve babalardır.

İnternetin ve sosyal medyanın aile yapısına verdiği zararları birkaç maddede özetlersek;

1-Çocuklarda ve ergenlerde oyun bağımlılığına yol açıp ileride yapacakları evlilikle ilgili asıl vazifelerinin ihmal edilmesine sebep olur.

Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki eroin ve benzeri madde bağımlılarında, bağımlılığın oluşmasına katkıda bulunan beynin ödül devresi, oyun ve kumar bağımlılığında da devreye girmektedir.

Toplumda az çok bağımlıların halini görmüşüz veya duymuşuzdur. Bağımlıların zararı sadece kendisine olmaz. Ailesine ve çevresine de büyük zararlar verirler. Oynamadıkları zaman, huzursuzluk, keyifsizlik, iç sıkıntısı, sinirlilik halleri başlar. Bu şikayetlerinden dolayı herhangi bir sorumluluk alıp iş yapamazlar. 
Oynadıkları zaman bu şikayetlerinin hepsi bir anda düzelir. Fakat bu sefer de oyunla çok meşgul oldukları için sorumluluk almaya vakitleri kalmaz. Bu kısır döngü devam edip gider.

Bu haldeki kişilerin kendilerine hayırları olmadığı gibi ailelerine de hayırları olmaz. Sorumluluk alıp evlenemezler, evlenseler bile aile yapısını devam ettiremezler.

2-Meşhurluğunu ahlaksızlığı ile kazanan menhus kişilerin örnek alınmasına yol açar. Sonuç olarak çocuklar ailelerinin ahlaki değerleri ile değil de onların ahlaki değerleri ile büyürler. Aile kavramının bu meş’um meşhurlar için ne kadar değersiz olduğunu az çok biliyoruz.

Youtube ve Twitter gibi kanallar aracılığıyla meşhur olmuş! (meşhur edilmiş) ve fenomen haline gelmiş bazı kişiler örnek gösterilerek hayatların ona göre dizayn edilmesine yol açar. (Bu durum hepsi için geçerli değildir, bazı yotuberlere baktığımızda bilimsel veya kültürel değerleri içeren faydalı programlar yapmaktadırlar.)

Uyarıda bulunmak gerekir ki aile yapısını ortadan kaldırarak emellerine ulaşmaya çalışan örgütler özellikle sosyal medyayı çok kullanmaktadırlar. Örneğin sosyal medyaya baktığımızda hiçbir kabiliyeti ve yeteneği olmayan bazı kişilerin özellikle meşhur edildiğini görürüz ki bunlar ya eşcinseldir ya da cinselliği ön plana çıkarılan bazı genç kızlar ve erkeklerdir. Hatta bu derin yapılar öyle ustaca çalışmışlardır ki geçmişte bu genç kızlardan birini topluma yön veren örnek kişiler ödülüne bir bakanlığımız (Gençlik ve Spor Bakanlığı) aracılığıyla uygun gördürmüşlerdir.

Hangi ergene sorsanız sosyal medya aracılığıyla şöhret kazanmayı, kısa yoldan paraya ulaşmak istediklerini ve bir müddet de uğraştıklarını duyacaksınız.

Bu durum ahlaki yönden toplumumuzu dejenerasyona uğrattığı gibi gençleri haram helal demeyip her şeyde en kısa yola sevk ederek hayat içinde pişilerek kazanılan sorumluluk bilincinin oluşmasına engel olmaktadır.

3-Tanımadığı ve güvenmediği kişilerle duygusal arkadaşlıklara ve yakınlaşmalara yol açar. Sonuç olarak can, mal, haysiyet ve namus tehlikeye girer. Böyle bu girdaba düşen bir kişiden mutlu bir aile kurması beklenmez.

Tanımadığınız veya güvenmediğiniz bir kişiye çocuğunuzu 5-10 dakika emanet bırakır mısınız? Şüphesiz bu soruya herkes “hayır” cevabı verecektir. Peki o halde çocuğunuzu saatlerce güvenli olmayan internet ortamına ve ne olduğu belli olmayan kişilere nasıl emanete ediyorsunuz? Bu vakalar bize çok geliyor. 
Hatta öyle bir hal almış ki annesiyle tartışan, babasıyla kavga eden, hemen internetteki samimi arkadaşına açılıyor! ve çözüm yolu istiyor. Niyet bozuksa karşıdaki kişi kendini çözüm olarak sunuyor. Bir bakmışsınız kız veya erkek ortada yok, almış başını başka şehre gitmiş. Karşısında internette beklediği kişiden farklı bir kişi çıkıyor. Ya dolandırılıyor ya şiddet görüyor ya da tecavüze uğruyor. Bundan sonra başlayan psikolojik ve sosyolojik sorunlardan dolayı birine güvenip mutlu bir evlilik veya mutlu bir aile hayatı artık kendisi için hayal oluyor.

Aile saadetini etkileyen sosyal medyanın bu üç tehlikesi sadece bekarlar için değil evli çiftler için de geçerlidir. İleride ondan bahsedeceğiz.

Bunun tedavisi hastalık başlamadan başlıyor. Yani hastalık başladıktan sonra çok da çözümü yok. Yapılacak en büyük şey çocukların ve ergenlerin internet ve sosyal medyadan uzak tutulmasıdır. 
Çocukların akıllı telefon ve internetle buluşması üniversite çağlarına kadar ertelenmelidir. Ödev varsa çocukla beraber oturulup ödev bittikten sonra internet alınmalıdır. Çünkü şimdiki çocuklar ailelerini kandırma yönünden çok maharetlidirler. Ödev bahanesiyle saatlerce internette dolaşsalar ruhunuz bile duymaz. Onları meşgul edebilecek başka sosyal faaliyetlerle internetin yerinin doldurulması ve çocuklara daha fazla zaman ayrılması gerekmektedir. Eğer daha masumane bir şekilde çizgi film veya animasyon filmlerini izlemek için telefon, tablet veya bilgisayar veriyorsanız yine yanlış yapıyorsunuz. Onun yerine uygun gördüğünüz çizgi film ve animasyon filmleri yükleyip DVD çalar ile izletmeniz en uygunu olacaktır.

Tabii şöyle bir durum da söz konusu. Annenin elinde telefon, babanın elinde telefon, saatlerce internette dolaşıyorlar. Böyle durumda olan anne ve babaların çocuklara ve ergenlere telefonu veya interneti yasaklaması çok da gerçekçi olmaz. Ailece elzem değilse onların da kullanmaması gerekir. Çünkü onlar da aynı riskin altındadırlar. Baba sigara kullanıp oğluna sigara kullanmaması yönünde telkinde bulunuyorsa sadece nefesini boşa tükettiğinin farkına varmalıdır. Benzer şekilde bu durum internet için de geçerlidir.

Sahi internet sizin için ne kadar önemli ve size ne kadar lazım? Hiç düşündünüz mü?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum