Bir hatıra: Allah’ın bir veli kulu ve Suriyeliler

Çocuk ağlamaktadır .
Annesi çaresiz.
Oğluna istediği meyveyi alamaması çok ağırına gitmektedir .
Nasıl istesin manavdan...
İş bulsa, çalışsa, para kazansa, ihtiyaçlarını temin etse keşke…O da her zaman olamamaktadır.
-“Anne ne olur elma" diyen çocuğuna;
-“Selman’ım Zübeyir’im, yavrucuğum sonra alırız ısrar etme” dese de küçük oğlan Selman Zübeyir, illa da elma diyor … Çaresiz anne içinden mırıldanarak geçiriyor.
“- İnşallah Allah’ın bir Veli kuluna rast geliriz…”
“-Ya birkaç kuruş sadaka ya da en iyisi bir iş nasip olur inşallah…”
“-Ya Rahman, Rahim olan Allah’ım bir veli kulunu!" der duasında.
“-Sebep eyle vesile kıl. Ben senden istiyorum…Ya Rabbim.”

...

Hey gidi Halep… Bir yanlış hesap var. “Halep ordaysa arşın burada” ölçer düzeltiriz. Ama bu hesap büyük bir hesap, bu yanlış büyük bir yanlış, bu zulüm büyük bir zulüm! Halep’ten ayrılmak! Mecbur kalmak.. Evlatların babasız, annelerin beysiz kalması, daha da acısı, yurtsuz kalmak, vatansız kalmak…
Arşın var ama Halep!
Ama Suriye!
O çoookkk uzaklarda şimdi.
Halebin iffetli, namuslu kadınları, masum çocukları öz vatanlarından çok uzaktalar.
Onlar yine de çok şükür edip “Türkiye de vatanımız. Bursa da bizi bağrına bastı çok şükür, hepimiz Ertuğrul gazi, Osman gazi torunları olduğumuza göre… Hz.Muhammed’in (asv) ümmeti olduğumuza göre…” demektedirler.
Bursa’da olduklarından memnundurlar.

...

Çarşaflı kadın oğlunun elini sıkı sıkı tutuyor Mihraplı Camiinin önünden karşıya geçerken.
Odunlu köyünde belki bağ bahçe işi bulabilirim düşüncesiyle köye doğru yöneliyor.
Kavşağın hemen sağında Odunlu köyü mezarlığı.
Ellerini açıp Fatiha okurken sevimli çocuk annesinin elini fırsat bilip merdivenlerden inerek, bir mezara doğru koşuyor… Mezarda bir şey görmüşçesine!..
Anne;
“-Orası mezarlık gitme oğlum” dese de çocuk çoktan yakındaki yeni mezara varmıştır bile…
Yeni mezar ve başucunda büyükçe bir elma…!
Çocuk sevinçten
"-Anneciğim, anneciğim işte elma!”
Anne de sevinir “Allah gönderdi” der içinden…
Birkaç adım atıp oğlunun yanına gider bari ona da başucunda bir Fatiha okuyalım bak yeni defnedilmiş, sana da elması nasip oldu der o Sevimli oğlu Selman Zübeyir’e.
Nur yüzlü çocuk ısırdığı elmayı bırakır annesi gibi ellerini kaldırır Fatiha okur bağışlarlar yeni mezarın yeni misafirine, yeni sakinine…
Kadın merak da eder acaba mezar sahibi kim?
Kadın mı, erkek mi?
Eğilir, mezarın başucundaki mezar tahtasında yeni yazılmış yazıyı okur:
“3.9.2015
Veli Ergiden
Ruhuna Fatiha”
“-Aman Ya Rabbi" der "Sen bir Veli kulunu karşımıza çıkardın hem de elma ile… Sana ne kadar şükretsek az….”

...

Odunlu mezarlığından eve istemeye, istemeye dönülmüştür. Fatihalar, Yasinler, ihlaslar okunup dualar edilerek…
Evde hüzün hakimdir… Herkeste… Yeni gelenler taziyede bulunup Fatiha okumaktadır…
Bir ara mezardan en son ayrılan Zafer’e annesi o elmayı sorar;
“- Babanın mezarı üstüne o koça elmayı kim koydu acaba?”
Zafer;
“-Bilmiyorum ama kim koyduysa kaşla göz arasında koyuvermiş ben de fark edemedim…”
Evin en üzüntülü hüzünlülerinden Zübeyir:
“-Hacı dedem elmayı çok seviyordu ya!“
Babaannesi;
“-Zübeyir yoksa sen mi koydun elmayı dedenin başucuna?”
Zübeyir evet diyecek takatte değildir, ağlamaklıdır, gözleri yaşlıdır,içini çekmektedir…
Konuşmalara kulak misafiri olan Ebrar da,
“-Evet evet  abim dedemin mezarına elmayı koydu ben de gördüm yanındaydım” der.
Mesele anlaşılmıştır….
“-Aferin oğlum. Dedeni düşünüyorsun, üzülüyorsun, hepimiz üzülüyoruz. Ama ne yapalım,  takdir-i ilahi… Artık yapılacak, arkasından hayır yapmak, okumak…” der torununa babaannesi Hacı Necla.

...

Onlar bilmezler biraz sonra mezar başına kimlerin geldiğini, orada neler olduğunu…
Suriyeli çocuk ve annesi mi… Onlar Bursa’da da çok. Mezar başına geldiler mi, gelmediler mi bilmiyorum. Görmedim, şahit değilim. Ama belki her gün kapımızın önünden geçiyordurlar zavallı anneleriyle o Selman Zübeyir’ler... Bu Zübeyir’lerden, annelerinden, babalarından, babaannelerinden bir şeyler beklemektedirler... Zübeyir Veli'nin, anneannesinin ve yeni vefat etmiş dedesinin de hayrına...
Bugün onlar muhacir biz ensar..
1923'te biz de onlar gibi muhacirdik unutmayalım…
Allah’ın Veli kulu, sevgili kulu Veli Ergiden’in ve bütün vefat etmiş yakınlarımızın ruhlarına Fatihalar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum