Aile Danışmanı Ayşenur KAHVECİ
Ali ile Ayşe
-Aile Danışmanı-
Bu kez şöyle diyelim; anlaşılmak ya da anlaşılamamak, işte bütün mes’ele bu.
Bilirsiniz, mevzu hep türlü türlü nedenlerden oluşur en başta. Kadın ile erkek tartışır herhangi bir sebeple. İki taraf da nedenlerini, beklentilerini, öfkelerini vs... anlatmaya başlar işte. Dakikalar geçtikçe tartışma kavgaya, kavga öfke patlamalarına, öfke patlamaları belki şiddete, değilse de ruhsal kopuşlara dönüşmeye başlar. Sesler yükselir kalpler sağır oldukça. Tartışmanın başında belki de 2 şiddetindeki deprem artık tsunamilere gebedir. Halbuki o an eşlerden biri üçüncü göz olup bakabilse hadisenin grafiğine, nereden nerelere gelmiş şu küçücük mes’ele. Belki de “Hadi bu hafta çocuklarla bisiklet sürmeye gidelim!” “Hayır onu sonra yaparız, bu hafta akraba ziyaret edelim”den başlayan anlaşmazlıklar, kocaman bi’ 20-30 yıllık ajanda olmuş düşmüş kucaklarına. Ya da büyük büyük manalar doğuran “Beni hiç sevmiyor!” kavgasına evrilmiş hızla. Gözler, kulaklar işlevini yitirmiş gibi, herkes birbirine yabancı olmuş sanki. “Dur şu lafına da cevap vereyim!” hırsı ile, “Nasıl bana bunu söyler, al sana!” kasdı ile kurulmuş bomba yüklü tırlar gibi sıraya girmiş cümleler. On dakika önce çiçeğim, böceğim, erim dediği eşi, şimdi en azılı düşmanı. Cin işi, şeytan işi sanki. Sen ben kavgasına dönen nefis bekçiliği, biz etmekten tâ ötelere atmış ikisini. Kim kimi dinliyor ki anlasın mes’eleyi? E hiç anlamadan çözmek olur mu işi?
Kadın bağırıp çağırıyor ağlayarak, kaç yılın dökümanı dökülüyor dudaklarından. Tek tek cevap vermek mi hepsine!? Bu neyi çözer ki, bir de şunu denesene: “Anlıyorum ki seni ihmal etmişim bu aralar.” Adam çok kızgın, var gücüyle bağırıp sözünü duyurmaya çalışıyor bir şekilde: “Kaç defa söyledim sana biraz kulak versene bana!” “Zaten hep...”ler ile yılmışlıkları yığmak mı ortaya!? Devam et tabi amacın her şeyi daha da zora sokmaksa... Ya da işte anlayış dolu çıkış kapısı burada: “Haklısın önceliklerimi karıştırıyorum son zamanlarda.”
Hemen her ilişkide bu gibi çıkmaz sokak döngüleri oluyordur herhalde. Huzursuzluk sokağına çıkan bu ezberlenmiş yol tarifinden sıkılan tüm çiftler için yeni bir yol daveti olsun bu yazım. Hadi gelin ezber bozalım:
Dinleyin. Evet sadece bu kadar, dinleyin. Kulak işitir, ama siz işitmeyin, dinleyin. Göz illa ki bakar. Ama siz bakmayın, görün.
Hepsi bu kadar. Sonrası hep bahar bahçe sizin oralar.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.