Anayasa için somut bir öneri: Yeni bir kanun türü

Anayasa için somut bir öneri: Yeni bir kanun türü

Dünkü yazımı bugünkü önerimle desteklemem, tamamlamam gerekecek.

Anayasa tartışmaları artık toplumumuzun ana gündem maddesi.

Ancak, bizim anayasacılık geleneğimizde anayasalar çok detaylı hazırlandığından yeni bir anayasa yapmak da o detayların sayısı ve niteliği ölçüsünde zorlaşıyor.

Genelkurmay Başkanı nasıl tayin edilir, Anayasa Mahkemesi üyeleri nasıl seçilir gibi bir anayasa metninde olması kanımca hiç de şart olmayan konuları da anayasa metnine dahil etme alternatifi dışında bir alternatif de pek düşünmediğimizden, anayasa yapım süreci olması gerektiğinden çok daha giriftleşiyor, zorlaşıyor, ilişkiler anlamında da sertleşiyor.

Bu tartışmaların gölgesinde de temel haklar ve özgürlükler konusu hep ikinci planda kalıyor.

Dün de (11 Ekim Salı, STAR gazetesi) belirttiğim gibi, anayasa yapımı, şayet evrensel standartlarda bir demokrasi ve hukuk devleti istiyorsanız, özünde çok basit ve çok kolay.

Kısa bir anayasa yapacaksınız, anayasa temel hak ve özgürlükleri ve devletin en temel iskeletini belirleyecek; temel hak ve özgürlükler meselesinde Amerika’yı yeniden keşfetmeye hiç gerek yok, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’”ni ya da “AB Temel Haklar Şartı”nı (zaten büyük ölçüde benzerlikler gösteriyorlar) adeta aynen aktaracaksınız, devletin temel iskeletinde de, demokrasi ve hukuk devleti dayatıyor, gereksiz tartışmalara girmeyeceksiniz, mesela Genelkurmay ZORUNLU OLARAK Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanacak, yerel yönetimler üzerinde idari vesayet kalkacak, vs.

Bunların neresi tartışma, uzlaşma gerektiriyor, anlamakta ciddi olarak zorlanıyorum.

Anayasa Mahkemesi üyeleri nasıl seçilir, Genelkurmay Başkanı nasıl atanır gibi meseleler de Anayasa’da yer almayacaklar.

Kanunla düzenlenecekler.

Peki, Anayasa Mahkemesi üyelerinin ya da Genelkurmay Başkanı’nın seçilmesini, atanmasını yasalarla düzenlemek, her iktidarın istediği gibi düzenleme yapması sonucunu vermez mi?

Vermeyebilir, hatta vermez.

Yazımın başlığında da belirttiğim gibi, yeni bir kanun türünün devreye sokulması gerekiyor.

Bu yeni kanun türüne ne denecek, çok önemli değil, mesela fransızlar, ispanyollar organik kanun diyorlar.

Organik kanunlarla olağan kanunların temel farkı, organik kanunların çıkarılması, değiştirilmesi, yürürlükten kaldırılması olağan kanunun gerektirdiğinden fazla, anayasa maddelerinin gerektirdiğinden ise az bir çoğunluk istemesi.

Hangi konuların organik kanunlarla düzenleneceği Anayasa’da yazılır, bu konulara Anayasa girmez, TBMM organik yasa çıkararak düzenler.

HSYK’nın terkibi, Anayasa Mahkemesi üyelerinin nasıl seçileceği, Genelkurmay Başkanı’nın nasıl tayin edileceği, seçim kanunu, vs. organik kanunlarla düzenlenebilir.

Önemli olan bu konulara Anayasa’da yer verilmeyecek olması ama salt çoğunlukla da kolayca değiştirilemez hale getirilmeleridir.

Anayasada bu yeni kanun türünü tanımlarsınız, adına mesela temel (!) kanun dersiniz, anayasa yapım sürecini de rahatlatmış olursunuz.

Bakalım bu aşamadan sonra, temel hak ve özgürlükler, devletin temel yapılanması konularında kimler hala “uzlaşı olmadan anayasa yapılamaz deyip”, ipe un serecekler?   

twitter.com/KarakasEser

Star

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.