‘Afrin’de ırkçılığa dikkat!’

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve en stratejik harici askeri operasyonunu icra ediyor.

Afrin’de düşman kuşatmasını kırmak için TSK tarafından gerçekleştirilen ‘Zeytin dalı’ adlı operasyon; sınırlarımız, güvenliğimiz ve de istiklalimiz için oldukça önemli bir hamle…

Allah bizi muzaffer eylesin.

Az zayiatla hatta hiçbir olumsuz haber almadan bu operasyonun tamamlanmasını Allah’tan temenni ediyorum.

Afrin son derece önemli bir stratejik alana sahip oluşu elbette ki emperyalist güçlerin Kuzey Suriye’de PYD elinde bulunan bölgelerin Akdeniz’le birleştirme gayesinden geliyor.

Amaç, Türkiye’nin Güney sınırlarından arındırılarak Ortadoğu ile olan coğrafik bağlarını kırmak.

Ya da Türkiye’ye sürekli bir tehdit unsuru olarak varlığını göstermek.

Açıkça ve alenice Amerika’nın gayesi bu

Bu nedenle kendi askerini göndermeden parayla beslediği terör unsurlarını kullanıyor; binlerce tır dolusu askeri malzemeyi ‘göz önünde’ terör grupları için sevk ve idare ediyor.

Yani biz sınır güvenliğimiz için zahiren PYD ile mücadele etsek dahi hakikatte düşmanımız artık Amerika’dır.

Ancak bu haklı mücadele ve hareketin yanlış ve ırkçı algı oluşturulmasından endişe ediyorum.

Türkiye dâhilinde yıllarca kirli bir el Marksist örgütü Kürdlere intisap ettirerek, Kürdleri topyekûn hain, iş birlikçi veya terörist ilan etmiş ve ırkçı bir yaklaşımla ötekileştirmişti.

Yani terör sorunu ile Kürt meselesini müsavi tutarak şer ve ifsad komitelerinin ekmeğine yağ sürmüştü.

Nitekim 2005 Ağustos’unda Diyarbakır’da dönemin Başbakan’ı şimdiki Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye özellikle Kürdler canibinde tarihi bir konuşma yaparak ırkçıların, Marksist’lerin daha doğrusu ülkemizin birlik ve beraberliğine tahammül edemeyen unsurların tüm argümanlarını tarumar etmişti.

Peki, Reis o zaman ne demişti?

‘Herkes birinci sınıf vatandaştır. Kürt sorunu sadece bir kesimin değil tüm ülkenin özellikle benim sorunumdur. Sorunları anayasal düzen içinde, daha çok demokrasi daha çok refahla çözüyoruz. Bu devlet, bu vatan, bu bayrak hepimizin…’

Türkiye’nin birlik ve bütünlük iradesini güçlendiren, Kürt meselesinden nüfuz sağlamaya çalışan PKK’nın varlık sebebini ortadan kaldıran, Kürt meselesi ile terör meselesini eş değer tutan ırkçıların kafatasçı algısını ortadan kaldıran bu açıklama elbette yeni bir dönemin başlangıcı olmuştu.

Recep Tayyip Erdoğan’la Kürd meselesinde büyük bir demokrasi trendi yakalayan Türkiye elbette mazlum ve masum Türkiye Kürdlerinin, Suriye, Irak ve İran kısacası Ortadoğu’da kadim bir topluluk olan tüm Kürdlerin hamisi ve destekleyicisidir.

Ancak Kürd meselesi ile terör sorununu birbirinden ayıran ve Kürdleri birinci sınıf vatandaş seviyesine yükselten Türkiye’nin bu hamlesinden umudunu kesen örgüt mensupları Suriye üzerinden yeni hamle ile karşımıza çıktılar.

Suriye’nin yıllarca Esed rejimi tarafından ötekileştirilmiş, kimlik dahi verilmemiş Kürdlerin masumiyetlerini istismar ederek ve Suriye’deki otorite boşluğundan da faydalanarak sınırımızın hemen ötesinde ‘tehdit’ oluşturmaya başlandı.

Türkiye’nin demokratikleşme hamlesinden o kadar kin duymuşlar ki varlık sebebi Marksizm olan ve emperyalizme savaş açan bu yapı sırf Türkiye’ye karşı olması adına en büyük emperyalist devlet olan Amerika ile stratejik ortaklığa girdiler.

Fikir olarak hiçbir şekilde bir araya gelmeyen bu komiteler kuşkusuz Kürd meselesinden, mazlum ve masum Kürdler üzerinden alan açacakları aşikâr...

İşte Afrin hareketiyle başlayan bu hareket için; ‘Türk-Kürd savaşı’ ya da ‘Kürdlerden intikam alınıyor’ gibi ırkçı bir takım algı oluşturuyor.

Yani karşı cepheden Kürdlerin masumiyetinden, dâhilden de ırkçı ve faşist algı oluşturarak Türkiye’nin haklı ve meşru hareketini gölgelemeye çalışıyor.

Yani Afrin’de hedefin Kürdler olduğunu ve dolayısıyla Türkiye’deki mazlum ve masum tüm Kürdlerin duygudaşlığından da etkilenerek Türkiye’deki birlik ve bütünlüğü hedef alınmaya çalışılıyor.

İşte stratejik önemi son derece önemli olan Afrin hareketinin meşru ve haklı amaçlarının akim kalmaması için ırkçı ve menfi milliyetçi sözlerden son derece sakınmalıyız. Çünkü biz Afrin’de Kürdlerle değil, teröristlerle daha doğrusu terörist arkasına gizlenen emperyalist güçlerle mücadele ediyoruz.

Kürdler hem ülkemizde, hem tüm Ortadoğu coğrafyasında barışın, kardeşliğin mümessili bir millet…

Türklerin bin yıllık dost ve aynı zamanda akrabası…

Aynı zamanda dindaşlarımız. Kıblegahımız, Peygamberimiz (asm), Allah’ımız bir

Allah, kin ve nefret tohumlarını berheva ederek bu hassas süreci tamamlatmayı nasip etsin.

Twitter: https://twitter.com/omercelebiresmi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum