Abdulkadir CEYLAN
Horhor Talebelerinden Molla Abdullahê Koği-2
Değerli dostlar! Bu yazımızda Büyük mücahid ve alim Mela Abdullahé Koği’nin ilmi faaliyetleri, görev yaptığı yerler ve bazı tavsiyelerini aktarmaya çalışacağız inşaallah.
Seyda Mela Abdullahé Koği, Bediüzzaman Said Nursi’nin yanında okurken Üstad onu çok sever, çünkü Seyda çok zeki ve çalışkanmış. Üstad ona üç şart sunmuş. 1. Evlenme, 2. Birbirimizden hiç ayrılmayalım. 3. Seyda bunu söylememiş, sırdır demiştir. Ancak Seyda bu şartlara riayet edemeyeceğini söylemiş. Buna rağmen Üstad, onu çok sevdiği için ders vermiştir.1 Seyda Mela Abdullahé Koği’nin oğlu Almanya’da mukim Mela Sıddık Okumuş’un anlattığına göre Üstad, Mela Abdullah’a “ben seni çok sevdim, benden ayrılmanı istemiyorum” demiş. Mela Abdullah ise Üstad’a “ben rüyamda Seydam Mela Hüseyin’i gördüm, benim onun yanına gidip, onun yanında okumam gerekiyor” demiş. Üstad’ta espriyle “öyleyse elde edeceğin kazanç yarı yarıya olacaktır.”2
Seyda Mela Abdullahé Koği savaştan sonra Silvan'a gelir ve Molla Hüseyin Küçük'ün yanında okumaya devam eder, ondan icazet alır. İcazet aldıktan sonra Diyarbakır bölgesinde imamlık ve müderrislik yapmaya devam eder.3
Koğuk köyüne gelir ve burada yaklaşık 19 yıl görev yapar. Bütün mesaisini talebe yetiştirmeye, halk arasındaki sorunları çözmeye adar.4 Dr. Öğr. Ü. Mahsum Aslan, Seyda’nın ilmi faaliyetlerine dair şu bilgileri verir: “Melle Abdullah Koğî, tedrisat konusunda kendi döneminde merci olmuş, ilim ehli talebeler ondan ders almak için gayret göstermişlerdir. Fıkıh ilminin yanı sıra itikâdî ve tasavvufî alanlarda da önemli etkileri olmuştur. Ayrıca Şâfiî mezhebi açısından verdiği eğitimle de yaşadığı yerlerde ve yetiştirdiği talebeler üzerinde etkisi olmuştur. Koğî, yetiştirdiği nüfuzlu talebeleriyle halkın teveccühünü kazanmış ve ehl-i sünnetin savunucusu olmuştur. Şîa ve Vahhâbî düşüncenin bölgeye sızmalarını engellemeye çalışmıştır. Onun bu ve benzeri çabası bölgede sözünün geçerli olmasına vesile olmuştur.”
İlim ve cesareti ile meşhur olan Melle Abdullah, Hz. Peygamber’in (asm) sünnetine ve ashabın çizgisine bağlı olan, derslerinde ve sohbetlerinde selef-i salihin sözlerine ve eserlerine çokça atıflar yapan, siyeri ve ashâb-ı kirâmın hayatını çok iyi bilen bir âlimdi. Hangi sahâbînin hangisiyle akraba olduğunu çoğu kez biliyordu. Çok güçlü bir hafızaya sahipti. Talebeleri ve oğlu Melle Ferit’in ifadesine göre “hafıza yönünde adeta sözlük gibi, adeta Müncid (Arapça sözlük) gibiydi.”
İlim hayatında etkilendiği şahsiyetlerin başında Üstad Bediüzzaman ve Şeyh Hazret gelmektedir. Tasavvufta hocası Melle Hüseyin Küçük gibi o da Şeyh Hazret’e bağlıydı. Onun yanında seyr-u sulûkünü tamamlamıştı. Tasavvuf ilminin ve Nakşibendî tarikatının adabını tam yaşıyor ve yaşatıyordu. Takva yönü güçlü olan Koğî, talebelerinde de bu hassasiyeti arzu ediyordu. Hatta kaldığı köyde erken camiye gidiyor talebeler arasında sabah namazına üç gün üst üste katılmayanlara “Oğlum biz fâsık talebeye ders vermeyiz. Eğer sen cemaate devam etmezsen kendine başka bir yer bul” diyerek onun başka yere gitmesini istiyordu. Tasavvufu hem kendisi yaşıyor ve hem de çevresindeki insanlara yaşatmaya çalışıyordu.
Fıkıhta Şâfiî, itikatta Eş‘arî mezhebine mensup olan Koğî, mezhepler konusunda çok hassastı. Hocası Mola Hüseyin Küçük ile hacca giderken Suriye’de Şeyh Ahmed el-Haznevî’yi ziyaret ettikten sonra Rakka’da Melle İsmail adında bir vahhabî/selefî âlim ile mezhepler konusunda tartıştığı ve çevre âlimlerden takdir gördükleri ifade edilir. Oradan Suriye’nin liman kenti Lazkiye’ye giderler. Bir gemiyle Suudi Arabistan’ın Yenbu limanına ulaşırlar. Oradan da iki günlük deve yolculuğu sonunda Medine’ye ulaşırlar.
İlim tedrisatıyla uğraştığı için herhangi bir eser kaleme almamıştır. Yazısı ve hatları çok güzel olduğundan bazı ders kitaplarını kendisi istinsah etmiştir. Birçok eser istinsah etmesine rağmen çoğu eserleri kayıptır. Koği, başta fıkıh olmak üzere İslamî ilimlerin tümünde mütehassıs bir âlimdi. Fıkıh, hadis, usul, siyer ve alet ilimlerinde daha çok ön plandaydı. Edebiyattan keyif alıyordu. Arapça ve Farsça birçok şiir ezberlemişti. Oğlu Melle Ferit, babasının dönemin Müslümanların durumuna yönelik her zaman tavsiyelerde bulunduğunu ve sürekli Al-i İmrân Suresinde bulunan şu âyeti dile getirdiğini ifade eder: “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.”5
Ayrıca emr-i bi’l-ma‘rûf ve nehy-i ‘ani’l-münker konusunda çok hassas olduğunu görev yaptığı yerlerde adeta kadı görevini yerine getirdiğini ve birçok davayı mahkemeye intikal etmeden kendisi tarafından çözüme kavuşturduğunu ifade eder. Koğî, civar köylerde ve bölgede meydana gelen kan davası, miras, talak (boşanma) gibi birçok anlaşmazlığı çözer, davaları çözmeye giderken öğrencilerinden ilmî seviyesi iyi olanları da yanında götürür ve böylece fıkıh alanında daha da ileriye taşıyarak onlara tecrübeler kazandırmaya çalışırdı.6
Melle Abdullah, Koğî köyünde imamlık ve müderrislik yaparken Bismil’e müftü yapılmak üzere çeşitli teklifler alır. İcazetnamesi İstanbul’a gönderilir. Orada resmi makamlarca değerlendirildikten sonra Bismil’e müftü olarak atanır. Müftülük vazifesi haberini alınca ara sıra ziyaretine gittiği hocası Melle Hüseyin Küçük’e gider. Müftülük haberini hocasına iletir. Bunun üzerine hocası kendisine dönemin şartlarının zor olduğunu, medyanın ve siyasetçilerin resmi görevlilerle çok uğraştığını dolayısıyla tedrisattan kopacağı için olumlu karşılamadığını ifade eder. Melle Abdullah bunun üzerine müftülük görevinden vazgeçer.7 Abdülvahit Yıkılmaz hoca müftülük teklifinin Sergelya köyünde imamlık yaptığı sırada teklif edildiğini beyan eder.8
Seyda Melle Abdullah, evlendikten sonra yaklaşık 14 sene Mardin’in Savur ilçesine bağlı Sürgücü (Avînâ) köyünde imamlık yapmıştır. O dönemde Arapça ve din eğitimine yönelik dersler yasak olduğu için gizliden ders vermiş ve talebe yetiştirmiştir.9 Oğlu Mela Sıddık Okumuş hoca da bu bilgiyi yaptığımız telefon görüşmesinde doğrulamıştır.
Bismil Haber Sitesinde Seyda’nın oğlu Mela Üsamüddin Okumuş’a dayandırılarak verilen bilgiye göre 1941 yılında Sürgücü’ye gelmiş ve burada 1952 yılına kadar Sürgücü’nün tek camisi olan tarihi Tepe Camii’inde imamlık yapmıştır. O Sürgücü’de herkes tarafından sevilen ve sayılan bir şahsiyet olarak ün salmıştır. Seyda olarak saygınlığı ve otoriterliği sayesinde Sürgücü’de kaldığı süre zarfında köyde hiç kavga, öldürme gibi kan davası olayları vuku bulmamıştır.
Geçmişte Sürgücü’de imamlık yapan birçok imam onun yanında yetişmiştir. Sürgücü’deki Öğrencileri arasında akla gelenler: Mele Weysi (Süer), Şeyh Hasan (Adanır), Mele Sıraç (Adanır), Mele Süleyman (Turay), Mele Şeyhmus (Direkçi), Mele Fehim (Yıldız), Mele Şeyhmus (Turgay), Mele Şükrü (Çelik) (Bernişt).10
Seyda, Koğuk ve Avina (Sürgücü) dışında Bismil’in Başköy (Başko), Akbaş (Sergewra’) ve Çınar’ın Başalan (Sergelyâ) köyünde imamlık yapmış ve gittiği her yerde medrese usulü dersler vermiştir. Toplamda yaklaşık 55 sene imamlık yapmış olan Melle Abdullah bölgenin çeşitli medreselerinde ders vermiştir.11 Sergewra’da dokuz yıl kalır.12 Seyda Avina’dan Sergewra’ya Seyda Mela Hüseyiné Küçük’ün oraya gitmesi için mektup yazması neticesi gitmiştir. Mela Abdullah, Seyda’sının emirlerine riayeti farz kabul ediyordu.13
Seyda Melle Abdullah vefatından beş sene önce ağır bir kaza geçirir. Kazadan dolayı kolundan ve ciğerlerinden sıkıntı çeker. İyileşir ancak belli bir zaman sonra hastalığı nükseder ve nefesini etkiler. Doktorlar istirahat edebileceği, elektriğin de bulunabileceği bir evde yaşamasını tavsiye eder. Bunun üzerine Diyarbakır’ın Çınar ilçesine yerleşir. Bu dönemde oğlu Melle Ferit, Seyda’nın icazetini alarak Ankara’da Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagör’ün referansıyla dönemin Diyanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan’a takdim eder. Bunun üzerine icazetname, Milli Eğitim Talim ve Terbiye Kurulu’na gönderilir. Oradan icazetnameye Yüksek İslam Enstitüsü diplomasına muadildir yazısı verilir. Bunun üzerine Melle Abdullah, Çınar ilçe vaizi olarak göreve başlar. Çınar halkı Seyda’yı güzelce karşılar ve onu kucaklarlar. Vaazları çok dinlenen bir âlim olduğundan kısa sürede halk ona çok ilgi gösterir. Hatta bir şahıs arabasını Seyda’nın emrine vererek ilim ve irfan hizmeti için kullanılmasını arzu eder. Ancak yaklaşık bir yıl görev yaptıktan sonra Kürtçe vaaz verdiği için istifa etmek zorunda kalır.
Melle Hüseyin Küçük’ten ilmî icazetnamesini aldıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yapan ve birçok öğrenci yetiştiren Melle Abdullah’ın yetiştirdiği bazı öğrencileri şunlardır: Oğlu Melle Ferit (İzmir Emekli vaizi), Melle Mehmet Emin Er, Melle Hıdır Hêşerî, Melle Hadi Küçük (Hocası Melle Hüseyin Küçük’ün oğlu), Şeyh İsmetullah Karazî, Melle Ali Zila, Çınarlı Melle Hasan, Melle Hıdır Ğursî, Melle Ali Sergelya, Seyyid Melle Ali, Seyyid Melle Masum, Melle Mahmud Yuvacığî, Melle Adem, Müftü Mehmet Bilici, Müftü Ahmed Bilici, Müftü Melle Süleyman Ağrı, Melle Abdulvahap Derizbînî, Seyyid Abdulvahap Derizbînî ve Melle İmâduddîn. Melle Abdullah, ders verme ve talebe yetiştirme yönünden çok istekliydi.
Ömrünün son anına kadar tedrisattan kopmamıştır. Zira ders verme onu hayata bağlayan hususlardan biriydi. Bölgede istikrarın bozulduğu ve zor şartların oluştuğu dönemlerde bile kendisini talebe eğitmekten mahrum etmemiş ve zor günlerde bile birçok talebe yetiştirmiştir. Böylece ömrünü tedrisatla geçirmiştir. Eser telif etme yetkinliğine rağmen tedris faaliyetlerine olan iştiyakı ve bağlılığından dolayı eser yazmamıştır. Ancak o dönemde matbu kitapların azlığından dolayı bazı kitapları kendisi istinsah etmiştir. 1985 yılında 97 yaşında iken Diyarbakır’da vefat eden Seyda Melle Abdullah Koğî, cenazesi Silvan’a götürülerek orada defnedilmiştir.14
Seyda akraba haklarına riayet konusunda çok tavsiyede bulunmuştur. Akrabalarından Hacı Şakir Yıkılmaz’ın oğlu Hacı Abdulvehhab’ın anlattığına göre küçük yaştayken babasıyla beraber Seyda’yı ziyaret ettiklerinde Seyda şöyle demiştir: “Şakir, ben yaşlıyım, vücudum da ağırdır ayrıca fakihler olduğu için sizi pek ziyaret edemiyorum. Akrabanın hakkı Cuma gününün kudsiyeti gibidir. Nasıl ki Cuma’ya riayet lazımdır. Akrabaya da bu şekilde ehemmiyet verilmelidir.”15
Seyda evlatlarına yaptığı tavsiyede bu zamanda ilim kıtlığı olması nedeniyle dini ilimlerde talebe okutmanın farzı ayn olduğunu söyler.16 Seyda’nın Cumhuriyet döneminde Bediüzzaman Said Nursi ile görüşüp görüşmediğine dair bir bilgiye ulaşamadık. Ancak talebelerinden Üstad’la görüşmüş olan Mela Aliyi Zila ile Mehmet Emin Er Hoca Efendiler vasıtasıyla Üstad’tan haberdar olmuş olabileceğini düşünüyoruz.
Değerli dostlar! Bu iki yazımızla az da olsa Seyda Mela Abdullahé Koği’yi anlatabilmişsek kendimizi bahtiyar addedeceğiz. Cenab-ı Hak başta Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi olmak üzere vefat etmiş tüm âlimlerimize rahmet eylesin. Mekânları cennet olsun. Bir başka yazıda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun. Selam ve dua ile.
Dipnotlar:
1. Torunu Abdülvahit Yıkılmaz Hoca’nın beyanı
2. Oğlu Seyda Mela Sıddık Okumuş ile yapılan telefon görüşmesi
3. Abdülvahit Yıkılmaz, Molla Muhammed Said El-Amedi (Yıkılmaz) İlmi ve Tasavvufi Yönü, e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi -www.e-sarkiyat.com- ISSN: 1308-9633 Sayı: IV, Kasım 2010, sh. 141
4. Mela Sıddık Okumuş’un beyanı
5. Ali İmran Suresi: 110
6. Dr. Öğr.Ü. Mahsum Aslan, Seyda Abdullah Koğî (1896-1985) Seyda-Diyarbakır, Şark Uleması c. 1, ed. Prof. Dr. İbrahim Baz, İlahiyat Yayınları, Ankara 2023, sh. 245-247
7. Mahsum Aslan, a. g. e, sh. 242-243
8. Abdülvahit Yıkılmaz Hoca’nın beyanı
9. Dr. Öğr.Ü. Mahsum Aslan, Seyda Abdullah Koğî (1896-1985) Seyda-Diyarbakır, Şark Uleması c. 1, ed. Prof. Dr. İbrahim Baz, İlahiyat Yayınları, Ankara 2023, sh. 242
10. M. N. A, İmamların Toplumsal barışında rolü; Bismil ve Sürgücü’de Mele Abdullah Okumuş, Bismil Haber, 10. 04. 2025; https://www.bismilhaber.com.tr/imamlarin-toplumsal-barisinda-rolu-bismil-ve-surgucude-mele-abdullah-okumus
11. Mahsum Aslan, a. g. e, sh. 242
12. Abdülvahit Yıkılmaz hocanın beyanı
13. Mela Sıddık Okumuş’un beyanı
14. Mahsum Aslan, a. g. e, sh. 243-244
15. 07. 12. 2025 Tarihinde Hacı Abdulvehhap Yıkılmaz ile Yüz yüze görüşme
16. Mela Sıddık Okumuş Hoca’nın beyanı
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.