Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Risale-i Nur Kendini Nasıl İzah Ediyor?-2

"Kur'ân'ı dinleyen insana, Kur'ân'daki ilm-i hakikatı ve nur-u hakikatle dünyanın mahiyetini bildirmekliği ile dünyaya aşk ve alâka pek mânâsız olduğunu anlatmaktır. Yani, insana der ve ispat eder ki:

'Dünya, bir kitab-ı Samedanîdir. Hurûf ve kelimâtı nefislerine değil, belki başkasının zât ve sıfât ve esmasına delalet ediyorlar. Öyle ise mânâsını bil al, nukuşunu bırak git.

Hem bir mezraadır, ek ve mahsulünü al, muhafaza et; müzahrefâtını at, ehemmiyet verme.

Hem birbiri arkasında daim gelen geçen âyineler mecmuasıdır. Öyle ise, onlarda tecelli edeni bil, envârını gör ve onlarda tezahür eden esmanın tecelliyatını anla ve müsemmalarını sev ve zevale ve kırılmaya mahkûm olan o cam parçalarından alâkanı kes.

Hem seyyar bir ticaretgâhtır. Öyle ise alışverişini yap, gel ve senden kaçan ve sana iltifat etmeyen kafilelerin arkalarından beyhude koşma, yorulma.

Hem muvakkat bir seyrangâhtır. Öyle ise, nazar-ı ibretle bak ve zahirî çirkin yüzüne değil; belki Cemîl-i Bâki'ye bakan gizli, güzel yüzüne dikkat et, hoş ve faideli bir tenezzüh yap, dön ve o güzel manzaraları irae eden ve güzelleri gösteren perdelerin kapanmasıyla akılsız çocuk gibi ağlama, merak etme.

Hem bir misafirhanedir. Öyle ise, onu yapan Mihmandar-ı Kerîm'in izni dairesinde ye, iç, şükret. Kanunu dairesinde işle, hareket et. Sonra arkana bakma, çık git. Herzekârane fuzulî bir surette karışma. Senden ayrılan ve sana ait olmayan şeylerle manasız uğraşma ve geçici işlerine bağlanıp boğulma.'" (Sözler, s. 204)

Burada da "Kur'ân'ı dinleyen insana, Kur'ân'daki ilm-i hakikatı ve nur-u hakikatle dünyanın mahiyetini bildirmekliği ile dünyaya aşk ve alâka pek mânâsız olduğunu anlatmaktır." denilmektedir. Daha sonra "Yani, insana der ve ispat eder ki:" denildikten sonra 6 paragraf burası izah edilir.

"Nasıl ki güneşin gurubu, akşam namazının vaktidir. Hem Güneş'in ve Ay'ın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları denilen iki ibadet-i mahsusanın vakitleridir. Yani gece ve gündüzün nurani âyetlerinin nikablanmasıyla bir azamet-i İlâhiyeyi ilâna medar olduğundan, Cenâb-ı Hak ibadını o vakitte bir nevi ibadete davet eder. Yoksa o namaz, (açılması ve ne kadar devam etmesi, müneccim hesabıyla muayyen olan) Ay ve Güneş'in husuf ve küsuflarının inkişafları için değildir." (Sözler, s. 317)

Mesela bu cümlede "yani" denilerek izah edilen kısmın haricinde, birbirini izah eden birçok ibare birbirine münasip şekilde kullanılmıştır. "Güneş'in ve Ay'ın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları" deniliyor. Güneş tutulması, küsuf; Ay tutulması ise husuf namazının vaktidir. Art arda ve sıra ile geçiyor. Kelimeler ile onların anlamları tam münasebettardır. Bu namazları kılmadaki hikmet de şöyle ifade edilir; "Yani gece ve gündüzün nurani âyetlerinin nikablanmasıyla bir azamet-i İlâhiyeyi ilâna medar olduğundan, Cenâb-ı Hak ibadını o vakitte bir nevi ibadete davet eder." Bir önceki cümlede geçen "tutulmaları" ifadesi ile sonraki cümlede geçen "nikablanmasıyla" ifadesi birbirini izah eden iki kelime olarak karşımıza çıkar. Son cümlede de "açılması" kelimesiyle "inkişafları" kelimeleri aynı mânâda kullanılmıştır. Buradan anlaşılacağı üzere, Risale-i Nur bize belli bir metod ve usûlle hakikî lisânımızı öğretiyor.

"Kur'ân'ın şebabetidir. Her asırda taze nâzil oluyor gibi tazeliğini, gençliğini muhafaza ediyor." (Sözler, s. 407)

Burada geçen "şebabet" kelimesini, diğer cümlede geçen "tazeliğini, gençliğini muhafaza ediyor." ifadeleri izah ediyor.

"Felsefe ise, ene'ye mânâ-yı ismiyle bakmış. Yani kendi kendine delâlet eder, der. Mânâsı kendindedir, kendi hesabına çalışır, hükmeder. Vücûdu aslî, zâtî olduğunu telakki eder. Yani zâtında bizzât bir vücûdu vardır, der. Bir hakk-ı hayatı var, daire-i tasarrufunda hakikî mâliktir, zu'meder. Onu bir hakikat-ı sabite zanneder. Vazifesini, hubb-u zâtından neş'et eden bir tekemmül-ü zâtî olduğunu bilir ve hâkeza.. çok esasat-ı fasideye mesleklerini bina etmişler." (Sözler, s. 540)

Burada da felsfesenin ene'ye mânâ-yı ismiyle bakması şöyle izah edilir: "Yani kendi kendine delâlet eder, der. Mânâsı kendindedir, kendi hesabına çalışır, hükmeder. Vücûdu aslî, zâtî olduğunu telakki eder." Bu ifadelerden sonra da "Yani zâtında bizzât bir vücûdu vardır, der." denilerek o ifadeler de izah edilir. Risale-i Nur, kendini bu şekilde izah ediyor.

"Şer'an koca, karıya küfüv olmalı, yani birbirine münasib olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimmi diyanet noktasındadır." (Lem'alar, s. 197)

Burada "küfüv olmalı" ifadesi "yani birbirine münasib olmalı" denilerek izah edildiği gibi, o küfüv ve denkliğin en mühimminin hangi hususta olduğu da ifade edilmiştir. (Not: Küfüv ve denk kelimeleri yakın anlamlı kelimelerdir. Birlikte kullanımı da bir başka metodu bize öğretmektedir.)

"İslâmiyet, iltizamdır; iman, iz'andır. Tabir-i diğerle: İslâmiyet, hakka tarafgirlik ve teslim ve inkıyaddır; iman ise, hakkı kabul ve tasdiktir." (Mektubat, s. 34)

Kelimelerin mânâlarına girmeden, sadece buradaki metoda da dikkat çekmek istiyorum. Öncelikle "İslâmiyet, iltizamdır; iman, iz'andır." tanımını veren müellif, daha sonra da "Tabir-i diğerle:" diyerek bu ifadeleri izah etmiştir, açıklamıştır.

"İmam-ı Rabbânî de ona gaybî bir tarzda 'Tevhid-i kıble et!' demiş; yani 'Yalnız bir üstâd'ın arkasından git!' " (Mesnevi-i Nuriye, s. 7)

Bu ifadelerde de tevhid-i kıble etmenin, yalnız bir üstâd'ın arkasından gimek olduğu ifade ediliyor. Metin, kendi kendini izah ediyor. Mânâ ve muradını, müellifi olan Üstâd Bediüzzaman bizlere söylüyor.

"Ekser küfür ve dalâlet; istib'addan ileri gelir. Yani akıldan uzak ve muhal görür, inkâr eder." (Sözler, s. 65)

Burada da istib'addan ileri gelmesinin; akıldan uzak ve muhal görüp inkâr etmek olduğu ifade ediliyor.

(Devam Edecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
16 Yorum