Abdulkadir MENEK

Abdulkadir MENEK

50. yılın ardından

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin vefatının yıldönümünde bu yıl yapılan anma faaliyetleri, her yıldan çok daha geniş bir katılım ve anlayışla icra edildi. Risale-i Nur’a hizmet eden bütün arkadaşlar, Türkiye’nin ve dünyanın her tarafında, anma ve anlama maksadına hizmet eden çok güzel faaliyetler icra ettiler ve icra etmeye devam ediyorlar.

Bu noktaya gelinmiş olması, çok büyük bir hayır olarak önemli fütuhatlara vesile olacak. Üstad, toplumun her kesiminde, her geçen gün daha çok anlaşılmaya, okunmaya ve sevilmeye devam edilecek.

Bu noktadan sonra artık Üstad Bediüzzaman Hazretleri hakkında yalan yanlış haberlerin ve iftiraların prim yapmayacağı çok aşikar bir şekilde görülüyor.  Birkaç ay önce Cübbeli Ahmet Hoca’nın Habertürk televizyonunda Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’nın konuğu olarak katıldığı programda ifade ettiği ve hiçbir tahkike dayanmadığını kendisinin de itiraf ettiği talihsiz sözler, buna misal olarak gösterilebilir.

Cübbeli Hoca, daha sonra Mehmet Paksu’nun konuğu olarak Moral FM’de katıldığı bir programda, sarf ettiği bu sözlerinden dolayı pişman olduğunu söylemiş ve Nur Talebelerinden özür dilemişti.  Yapılan izahlar karşısında ise, Bediüzzaman Hazretlerinin haklı olduğunu canlı yayında gayet net bir şekilde söylemişti.

Üstad ve Risale-i Nur hakkında yapılan menfi ve aleyhte konuşma ve yayınların hiçbir ilmi ve dini delile dayanmadığı, tamamen şahsi ve kulaktan duyma bilgilerle bu tür sözlerin sarf edildiği tarafımızdan bilinmektedir. Fakat, bu tür konuşmaların ve yazıların, meseleden haberdar olmayan bazı insanların yanlış ve olumsuz bilgilenmelerine sebep olduğu da bir vakıadır.

Şimdi de başka bir yazarın, birkaç yıldan beri, zaman zaman Üstad aleyhinde yalan yanlış ve kulaktan duyma sözlerle yazılar yazdığı görülmektedir.  Alevi bir yazar olarak da tanınan Rıza Zelyut’un son yazısı ise, tam perişan ve saldırgan bir üslupla yazılmıştı. Yazının içeriğine girmeyeceğim. Bu konuda çok şey yazıldı, çizildi. Fakat ‘’Belaüzaman’’ tabiri tam bir seviyesizlik örneği idi. Gerçi Hüseyin Yılmaz’ın yorumu farklı oldu fakat, bu tabirin kullanılmış olması hazmedilecek bir davranış değildi.

Çok kısa sürede, bu konuda da geri adım atılmış olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Haber 7’den Ünal Tanık ve Mehmet Ali Bulut ile görüşen Rıza Zelyut, hakikaten çok ilginç itiraflarda bulunuyor ve artık devrin değiştiğinin ilginç ve canlı bir misalini gösteriyordu. Teferruatına girmeden şunları söyleyebiliriz: Rıza Zelyut gayet açık bir şekilde ve defalarca Bediüzzaman’ı sevenlerden özür diliyor.  Yüzlerce mail aldığını itiraf ediyor ve söz arasında korkmadığını da ilave ediyor.

Gerçi korkmasına hiç gerek yok. Nur Talebeleri, bu dünyada tepkilerini açık ve demokratik bir şekilde ortaya koyar ve gerisini de mülkün ve ceza gününün sahibi olan Allah’a bırakırlar. Ajan provokatörler için kefil olamam, fakat bu dünyada Rıza Zelyut’un Nur Talebelerinden korkmasına gerek olmadığını gayet açık bir şekilde ifade ediyorum. Artık mail, telefon ve diğer demokratik tepki mekanizmaları ile Nur Talebelerinin seslerini daha gür bir şekilde ifade etmeye başlamış olmalarının da sevincini yaşadığımı ifade etmeliyim.

Burada sadece çok kısa bir tavsiyede bulunacağım. Eğer Rıza Zelyut bu yazıyı okuyacak olursa, Bediüzzaman Hazretlerinin, aleviler ile ilgili olarak yazdıklarını dikkatle okusun.  Hatta meseleyi tam olarak anlayabilmek noktasında Mehmet Ali Bulut’tan yardım da alabilir. Eğer samimi bir alevi ise, Bediüzzaman ile ilgili görüşlerinin esas bundan sonra tam olarak değişeceği düşünüyorum.

Üstad’ın vefatının ellinci yılında basında hakkında yazılan yazılara ve yapılan yorumlara ise, büyük bir sevinç ve mutluluk ile bakıyorum. Gazetelerin hemen hemen hepsinde bu konuda müspet görüşler ifade eden yazılar yayınlandı. Artık Bediüzzaman Hazretleri, yavaş yavaş bütün toplum kesimlerine ve her düşünceden insana mal olmaya başlıyor.

Gaziantep’te kurulan ‘’Bediüzzaman Anma ve Anlama Platformu’nun’’ da bu büyük manaya hizmet ettiğini, büyük ve hayırlı bir heyecana vesile olduğunu memnuniyet ile müşahede ediyoruz.  Dokuz gün boyunca 22-30 Mart tarihleri arasında yapılan ve on binlerce insanın katıldığı, büyük çeşitlilik arz eden anma ve kültürel faaliyetler, var olan ümitlerin çok daha gür bir şekilde yeşermeye başladığının da güzel bir numunesi oldu. Gebze’de de buna benzer bir platformun oluşturulduğunu, büyük bir sevinç ve şükran duyguları ile öğrendik.

Haftanın son gününde yapılan faaliyetin bir başka ve ulvi bir anlamı vardı. Bediüzzaman’ın yaşayan talebeleri bu gecenin şeref konukları oldular ve hatıralarını salonu tıklım tıklım dolduran insanlarla paylaştılar. Açılışa şeref veren Abdullah Yeğin Ağabey, rahatsızlığı nedeniyle kapanış toplantısına katılamadı. Aynı şekilde Mustafa Sungur ve Refet Kavukçu Ağabeyler de rahatsızlıkları nedeniyle bu toplantıya katılamadılar.  Abdulkadir Badıllı da, bir başka programı nedeniyle bu faaliyetlere iştirak edemedi. Fakat platforma çıkan Mehmet Fırıncı, M. Said Özdemir, Mustafa Sami Ramazanoğlu, Selahaddin Akyıl, Hamdi Sağlamer ve Gültekin Sarıgül, katılanlarda büyük bir heyecan dalgasının yaşanmasına vesile oldular. 

Gözleri yaşaran çok sayıda misafirin dudaklarından,  ‘’acaba bu muhteşem tabloyu bir daha görebilecek miyiz?’’ kelimeleri dökülüyordu. M. Said Özdemir Ağabeyin yaptığı muhteşem dua ile bu seneki faaliyetler sona erdi. Duygularını ifade eden herkes daha şimdiden gelecek sene yapılacak faaliyetleri beklemeye başladıklarını dua ile terennüm ettiler.

Eminim, bu platforma katkı sağlayan herkes, bu güzel faaliyetlerin toplum vicdanında makes bulmasının ve hüsn-ü kabul görmesinin memnuniyeti içindedir. Bu tür faaliyetlerin dalga dalga yayılması gerekir. Dostlar arasında ‘’muhabbetkarane muaşeret,’’  bu tür yakınlaşmalarla temin edilecektir.

Allah nasip ederse ve ömür verirse, Bediüzzaman’ın 60. Vefat yıldönümünde yapılacak faaliyetleri ve bütün dünyada yaşanacak huzur ve saadet dalgalarını görmeyi ve kardeşlerimle birlikte yaşamayı çok arzuluyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum