Hatice GÖRGÜN

Hatice GÖRGÜN

Yavaşla ve derin derin düşün…

“Derin iç anlayışın açığa çıkması için dışarıya karşı sağır olmak gerekir.”

Derin iç anlayış!!! Derinin kelime manası; yüzeyden içeriye inen, yoğun, ayrıntılı… 
Derin, çok derin bir kelime. Denizin dibine dalıp oradaki en güzel alemi seyretmek gibi. Ya da uzaya fırlayıp o ulvi âlemi temaşa etmek gibi.  Şems gibi, Mevlana gibi… Bir insanı bütün şeffaflığıyla seyredebilmek gibi. Ruhunun derinliklerine dokunabilmek gibi… Söylemeden konuşmak, dinlemeden duymak gibi. Gözlerimiz kulağımız derimiz bütün hakikatleri layıkıyla yaşamalı. ESMA’daki o muhteşem kuvveyi açığa çıkarmalı.

Bizim bütün derdimizin derin iç anlayış olması gerekir. Derin derin ilerlerken (varlığın özünü tüm ayrıntılarıyla ve yoğunluğuyla yaşarken) dışarıya karşı sağır ve hatta kör olmak gerekir. İçimizdeki kuvveyi açığa çıkarmaya niyet ettiğimiz vakit, o nimet önümüze sıralanıverir.

Derin düşünmeli öncelikle. Huzur içerisinde sessizliğin bütün dingilliğiyle derin derin düşünmeli. Kıymetli zamanları bir bir doldurmalı. Derin düşünebilmek için sorular sormalı. Düşünebilmenin ilk basamağı sağlam sorular sormaktır. Bir bakıma farkındalığımızın da ilk basamağıdır. Bilirsiniz önce bir kıpırdanma olur içimizde. Anlam veremediğiniz anlar yaşarız. Şaşakalırız. Kimi zaman şüphe kaplar kafamızın içini. Engel olamayız. Şüpheler anlam kazanmaya başladıkça sorular meydana gelir. İstilaya uğrarız. Cevaplar birbiri ardına sıralanır. Mantıklı bağlar kurarız. Tam yaklaştım derken uzaklaşırız. Bunun birçok sebebi olabilir. Belki suallerimiz bize ait değildir. Kim bilir belki cevaplarımız çalıntıdır???

Her insan çoğu zaman hırsızdır…
Yaptıklarını ve yapacaklarını düşünmeden harekete geçer. Çoğu zaman o kadar fevri hareket eder ki, davranışının özünü mahiyetini anlayamaz. Onun mevcudiyetiyle yetinir. Var olmak, kabullenmek ve ziyadesiyle kabullenilmektir bütün amacı.  Takdir edilmeyi, popüler olmayı veyahut boşa kürek sallamayı çok sever.  Anlamak, irdelemek, kafa patlatmak, idrak etmek, gibi sokaklara uğramaz, uğrayanları alabildiğine eleştirir. Helalinden ve dürüstçe düşünebilmek, enine boyuna ölçüp tartmak, kesip biçmektir oysa. Kapalı kapılar ardına saklanıp, deve kuşu misali kendini ve çevresini uyuttuğunu zannetmek ve tabii ki kıs kıs gülmek değildir.  Özgün ve alabildiğine sınırları zorlamaktır. Ama namusluca ve helalinden bir yol tutturabilmektir.

Ve her insan çoğu zaman dışarıların insanıdır…
Çoğu zaman yaşantılarımız, ilgilerimiz, okuduklarımız, düşünmeye çalıştıklarımız, aşklarımız, nefretlerimiz başkalarınındır. Bin bir surat oluveririz. Maskelerimiz çoğalır, çoğalır, çoğalır ve o büyük narsist şatolara dönüşüverir.  Birden çok kişiye benzeriz. İfadelerimiz, dış görünüşümüz, tavırlarımız; dinlediğimiz müzik türü, okuduğumuz kitaplar bile kopyala yapıştır olur. İşe yaramaz demeyin, o kadar popüler oluruz ki artık hep böyle devam etmek isteriz. Bu yola baş koymuşçasına çabalarız. Bu yetmezmiş gibi düşünmek istediklerimizi içimizdeki mahzenlere kapatıveririz. Bastırılmış duygular olarak başka insanlara zarar vermek için büyütür de büyütürüz. Bilemeyiz yıllanır, değer kazanır. Değerden düşmez, o ne hindir o içten içe eritir.

Yenilgiler yaşadıkça ve gerçek bir tokat gibi yüzümüze çarpınca! Kaçmak isteriz bütün gerçeklerden. Hiç yaşamamış olmak, bulunmamış olmak isteriz.
Yenilgilerimizden galibiyet çıkartmak yerine tamamıyla toprağa gömeriz. 

Yenilgilerden galibiyet çıkarmakta nasıl olacakmış??? Demeyin. Şöyle ki; her yenilgi, aslında gelecek için galibiyete bir tuğla katmaktır. Harcı tecrübeyle yoğrulmuş galibiyetler.

NİYAZİ MISRÎ Hz. tefekkürle okuduğumuzda şöyle diyor:
“Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş
Burhan arardım aslıma aslım bana burhan imiş.”
Ne güzel de dedirtiyor RABBİM. Ne güzel hissettiriyor.
Dermanı derdin içerisine gizliyor. Nice zıtlıklar yaratıyor her daim ve her daim zıtlıklardan âlemler yaratıyor.  Bizi bizde gizliyor. Âlemde bizi gizliyor.
İşte bu yüzdendir ki;
Her insan kendi özüne doğru yol almalıdır her daim…
Usul usul ve derin derin…
Mesele içerdeyken içeriyi seyretmek. Ve asla masivaya dönmemek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum