Habibi Nacar YILMAZ

Habibi Nacar YILMAZ

Trabzon mezunu kardeşlere teşekkürler

Diğer yerlerde nasıldır, bilemiyorum ama Trabzon mezunu kardeşler arasındaki irtibat, muhabbet, hâl ve hatır sormalar ve mutad toplantılar hiç eksik olmadı. Önce 90'lı yılların ortalarında epeyce bir mezun kardeşler toplantıları yapılmıştı. Sonrasında, iki senede bir yine Trabzon'da belli bir program dahilinde yapılanlar sayesinde, çok kardeşle hasret giderip hatıralar yad etmiştik. Pandemi süresince ise, yapamadık. İnşallah yine devam eder.

Bu arada mezunlardan vefat eden abi ve kardeşlerimiz oldu. Onları da rahmetle hatırlayıp dualar ediyoruz. Necip Küçükterzi, Osman Erdal Tiryaki, İbrahim Altun yine makineci İbrahim Ethem Demircioğlu, Osman Nuri Yıldız kardeşlerin vefatları hüzün verdi bize. Sadece günah cihetiyle aramızdan ayrılan bu mezun kardeşlere, sizden de dua istiyoruz inşallah. 

Yine Trabzon'da kadim abilerden Müslim Selçuk, Halil ve Hayrettin Gürsoy, Yılmaz Er abi ve oğlu İbrahim Er, Mustafa Dinçer, Mustafa Karpuz, mobilyacı Mehmet Nuri Şen abiler, Niyazi Hocamız şimdi aklıma gelen ve rahmet duası bekleyen, hizmetlerini bitirip ücret dairesine alınan vazifedârlardan.

Şöyle hayalimi çalıştırıyorum da ne güzel günler yaşamış ne çok hasretle yad edebileceğimiz günlerimiz olmuş, bu abi ve halen yaşayan kardeşlerle. Bunları düşündüğün zaman, aklıma hemen 20. Mektup'ta geçen "Sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor, her ameliniz yazılmıştır, her hizmetiniz kaydedilmiştir." cümleleriyle devamında 10. Söz'deki "Demek şu geçici, kararsız vaziyetler; sabit suretler, baki meyveler veriyorlar." cümleleri geliyor. Sonra vefat edenleri gözümün önüne getiriyorum bu defa da cümlelerin devamı olan "Ne mutlu sizlere ki hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz, zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete  gidiyorsunuz." cümleleri bize hem teselli hem de müjde veriyor.

Mesela Trabzon'da halen hayatta ve her müşkilimizde de müracaat ettiğimiz, meseleleri suhulet ve sükunetle hâl yoluna koyan Mehmet Salih abimiz; sebat, metanet, meslek, meşrep dersleri ile istikamet abidesi rahmetli Mustafa Dinçer abiler, sönmeyen şevki ve sehavet ile rahmetli Yılmaz Er, Raşit Zil ve Ramiz Selçuk abiler ayrı ayrı hafızalarda ve berzahta yerlerini aldılar.

Şahsen daima endişem, ömrümüzün kalan kısmını istikametle de bitirebilecek miyim, olmuştur ve oluyor. Layık olacaksın ki hüsn-ü hatimeye(imanla kabre girebilme)erebilesin. İşin şakası yok ki tekrar geri döneyim, ben dünyayı şaka zannetmiştim bu sefer ciddiye alacağım daha dikkatli olacağım, diyebilesin.

Yine İstanbul'dayız. Bir pazar sabahı ve yine bizim mezun Ahmet Temel kardeş, Esenyurt'taki Hüsnü Bayramoğlu abinin ders yaptığı dershaneye götürdü bizi. Orada Onuncu Sözün ilk kısmını okuduk. Ayrı bir feyz ve nur aldım gerçekten. Sekizinci Suretteki "İşte bak ey sersem! Sen yalancı vehmini, hezeyancı aklını, aldatıcı nefsini tasdik ediyorsun." cümlesi beni sarstı ve düşündürdü. Bu, akıl, vehim ve nefis bizde de yok mu arkadaş? Var. O zaman, her daim bu hitaba muhatap olabiliriz. 

Yalancı vehmin ve zannın, beş altı  günlüğüne kurulmuş ve her gün dolup boşalan bu misafirhaneyi, temelli zanneder de ebedî kalacak gibi boşuna geçirirse, öyle güzel bir sonu yakalayabilir miyiz?

Sözü yine Trabzon mezunu kardeşlere getirerek devam ettirmek istiyorum. Dershanelerde kalan kardeşlere çoğu zaman "Şimdi çok okuyun, kendinizi yetiştirin, hazırlıklı olun; sonra bu fırsatları bulamazsınız." diye söylerdik. Mezuniyetten sonra maalesef sosyal hayat ve ağır şartlar, bazı ailevî durumlar insanı sarsabiliyor ve zaruri hizmetlerden geriye bırakabiliyor. İşte bu ağır şartlara rağmen kendilerini istikametle muhafaza edebilmiş, hem ifrat irtibatın santrali olabilmiş birkısım mezun kardeşlerle İstanbul'da Said Özadali abinin Dilrûba'sında buluştuk. Çeşitli mânilerden dolayı gelemeyen kardeşler telefon açtılar, mazeret bildirdiler.

Soyadı gibi istikamet, hizmet ve irtibatta demir gibi, cevvaliyette ve şevkte örnek insan ve otuz dört senedir şahsen görüşemediğim Abdusselam Demir kardeş, yine irtibatı, alakası hiç kopmamış Tarihçi Rafet Demirci kardeşi, Alibeyköy'den ve bizi Eyüpsultan'dan aldı. Hizmette sebatı, fedakarlığı, sahabeti, cömertliği ve asil duruşu ile tanıdığımız Elektrik Mühendisi Hasan Ali Cesur kardeşle, yine Trabzon'da çok güzel izler bırakmış Elektrik Mühendisi Nurullah Aydın kardeşlerle buluşturdu. 

Hani bir hadiste geçiyor ya. Dünyada üç şeyde rahatlık vardır: Tilavet-i Kur'an, münacat-ı Rahman, sohbet-i ihvan. İşte bunların üçü de bu buluşmada vardı. Eski hizmet hatıraları, mezun kardeşlerden hizmet haberleri, ileride yapılabileceklerin planları ikramlar eşliğinde konuşuldu. İkindi namazı, Kur'an tilaveti ve ders ile iki saatten fazla hasret giderdik. Üniversite günlerini, o dönemindeki hizmetleri, iyi kötü hatıralarımızı yad ettik. Tâ muhtarlarımızdan dershane isimlerine kadar, birlikte kaldığımız arkadaşlardan esnaf abilere, dirilerden ölülere kadar aklımıza gelen her şey konuşuldu. O dönemin şevkli dersleri, kitap sergileri, ilçe dersleri okuma programları, güzel hatıralar eşliğinde anlatıldı. Şu anda Trabzon'da olan ve kalan arkadaşlar ve abiler ile ilgili bilgiler aktarıldı. Abdüsselam ve Cemal Çelebi kardeşlerin cadde üzerinde açtığımız sergide risale sattıkları için sorguya çekilmelerini unutmuştuk. Hüzünle hatırladık. O dönemin sıkıntılı hâlleri maalesef çoktu. Yine de nasibimize az düşmüştü. 

Kırk yıldan fazladır İstanbul'a gelip giderim. Birkaç günden fazla kalamıyorduk. Bu sefer hasta olan abimin de yanına uğradığımızdan üç haftalık bir kalışımız oldu. Maşallah, arkadaşlar sayesinde, kendi adıma çok semeredâr ve feyizli geçti. Uhuvvet, muhabbet ve kaynaşmaya vesile oldu. En çok da buna muhtaç değil miyiz zaten?

Evet dostlar, ne demiştik hizmette sınır ve sinir yoktur. Hizmetin yeri, zamanı, saati de olmaz. Bir yerde bir güleryüz, başka yerde mırıldandığın bir cümle, bir yerde de küçük böyle bir yazı başkasına hizmete medar olur bakarsın. Başka neyimiz var ki? 

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum