Tillo ey Tillo

Tillo ey Tillo

Tillo ruhu diyebileceğimiz bir ortam akıl-kalp-vicdan platformu olarak bir hikmet hırkası gibi üstümüze ağdı

Taha Çağlaroğlu'nun yazısı:

Tillo ey Tillo

Tillo’ya gitmek, orada Said Özdemir üzerine bir konuşma yapmak, ani ve güzel oldu. Yıllardır Tillo’ya gitme arzusu vardı içimde. Risale Akademi’nin öncülüğünde düzenlenen panel, benim için çok heyecan vericiydi.

Batman’dan Siirt’e, Siirt’ten Tillo’ya akarken manevi bir hâl içine de giriyorduk. Batman’da bir medreseyi ziyaret de ilklerim arasındaydı. İki ehl-i ilmi her tarafı boydan boya kitaplarla (hemen hemen tümü Arapça) dolu bir odada yerde diz çökmüş vaziyette kitap okurken gördüğüm anda çok etkilenmiştim. İkisi de yetmiş yaşın üzerinde olan bu hocalar, zayıf ve çelimsiz, derin ve heybetliydi. Tam da o günün sabahında Kâmil Yeşil’in Yol Durumu kitabında doksan yaşında ve diz çökmüş vaziyette bir kimseyi okumuştum. Aynı manzarayla o gün karşılaşmak, elbette tevafuk eseriydi. Biz yanımızdaki bir hocayla o odaya girer girmez her iki mübarek zat da derhâl ayağa kalktı ve bizimle ilgilendi. Bir tanesi Bediüzzaman’la bir rüyada yaptığı ilmî bir muhavereyi anlattı. Kahvaltıdan sonra Siirt’e geçtik. Kurtalan’a da çok kısa bir süre uğrayarak. Kurtalan, bir ekspres treninin kalkış yeriydi ve nostaljik bir anlam ifade ediyordu. Siirt, ardından da Tillo.

Nihayet Tillo. Kur’an’ın, İslami ilimlerin, nurların çokça okunduğu bir belde. Cuma namazında çarşıdaki cami tıklım tıklımdı. Başımı çevirdiğimde Fırıncı Ağabey’in selamıyla karşılaştım. Biraz sonra Said Ağabey anılacaktı. Bediüzzaman rüzgârı esiyor, “Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler” diyen Erzurumlu İbrahim Hakkı, hocası İsmail Fakirullah hazretleri kalbimizi okşuyordu.

Tillolular bizi ağırladı. Yemekler yendi, çaylar içildi. Panel gerçekleştirildi. Paneli renklendiren şahsiyetlerin başında kuşkusuz ki Münire anne geliyordu. Fırıncı Ağabey de başından sonuna kadar izledi paneli ve katkıda bulundu finalde. Kemalettin Özdemir’in içeriden bir ses olarak konuşma yapması da yakın tarihe tanıklık anlamında güzel oldu. Musa Kazım hocamızın vukuflu konuşması, bölgenin asil ve nezih insanı Öner Ergenç’in samimi sohbeti, hepimizi ışıklandırdı.

Said Özdemir belgeseli güzeldi. İnşallah bu belgesel, 80-90 dakikalık bir belgesele dönüşür diye dua ediyorum.  Bediüzzaman’ın 120 yıl önce geldiği, Okyanus Sözlüğü’nün bir kısmını ezberlediği Hâsiye, İsmail Fakirullah’ın kabri, İbrahim Hakkı hazretlerinin müzesi, Tillo’nun önemli köşetaşları.

Tillo ruhu diyebileceğimiz bir ortam akıl-kalp-vicdan platformu olarak bir hikmet hırkası gibi üstümüze ağdı. Tillo denince içimde bir sekine hâli oluşuyor. Başlanmış fakat bitirilmemiş Said Özdemir romanımı Tillo’da tamamlamak/ tekmil etmek isterdim.