B. Said ÇİFTÇİ

B. Said ÇİFTÇİ

Terör A.Ş.

30 yıla yakın bir zamandır süregelen acı terör olaylarının -umudumuz o ki- sonuna geldik gibi. Kimden ve nereden gelirse gelsin, bu sorunu çözmeye yönelik olarak atılan her adım desteklenmeli ve herkes elini taşın altına koyarak çözümün bir parçası olmalıdır. Bediüzzaman’ın buyurduğu gibi, “Aslah tarik musalahadır” (gerçek yol barıştır) sırrınca, herkesin birbirini anlaması için bu ülkenin huzura ve barışa ihtiyacı vardır.

Yüzyıllık sorunların kaynağına indiğimizde iki nedenin bu probleme kaynaklık ettiğini görürüz: Birisi, CHP’nin ve Kemalizm’in altı okunda yer bulan “ulusçuluk”tur. Yani, kendi ulusundan olmayan insanları ve kültürleri ötekileştiren, farklılıkları yutmakla beslenen ve asimilasyon politikaları şeklinde uygulanan ırkçılıktır. Yer-yurt, kişi ve toplum, köy ve şehir isimlerini değiştirmekle başlayıp, kendi ırkından olmayanı hakir ve basit gören, küçümser bir kültür aşılayan bir zihniyettir bu. Eğitimci diliyle “zoraki kültürleme” eylemidir bu.

Diğeri ise, ekonomiktir ki, Kemalizm’in altı okundan biri olan “devletçilik”te toplanmıştır. Devleti kutsayıp, tüm ekonomik politikaları tekelleştiren, sonunda bölgesel farklılıklar meydana getirerek iç göçlerle toplumu karıştıran bir anlayıştır bu. Dengesiz yatırımlar ve dengesiz okullaşma nedeniyle bölgeler arası uçurum gittikçe büyür. Buna paralel olarak da cahillik ve yoksulluk insanlarda, özellikle gençlerde hayata dair olumsuz beklentiler doğurur.

Einstein’in, “Problemler onu çıkaran düşünce biçimiyle çözülemez” der. O zaman bizi bu hallere düşürenlerin düşünme biçimleriyle beynimizi şekillendiremeyiz ve koşullanamayız. 25 yıllık tek parti dönemiyle kökleşen, darbeler, ihtilaller ve muhtıralarla pekiştirilen millet düşmanı-devletçi halk partisi kafası bugünkü terörün ana kaynağıdır. Tekrarlayalım: Terör A.Ş.’nin patronu Kemalist ideolojidir.

Bu ideolojinin enstrümanları nelerdir? Menfi milliyetçilik, devletçilik, ağır ve yüksek bürokratik yönetim tarzı, inancı yok sayma, dinleri ve mezhepleri karşılıklı birbirine karşı kullanma vb. Bu derin yapılanma nihai noktasında orduya ve millete zarar vermiş ve vermeye devam etmektedir.

Şimdi terörden beslenenlerin göbek bağlarını kesme zamanıdır. Bir buz dağı olan derin yapılanmanın suyu ısınmıştır. Bunların tüm kaygısı barışın gelmesidir. Barışı engellemek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlar. Çünkü Terör A.Ş.’nin ortakları onlardır.

Açılım münasebetiyle masum insanları peşine takıp sokaklarda protesto yürüyüşü yapanlar acaba neyi protesto ediyorlar? Barışı mı, insanlığı mı, Kürtlerin kardeşliğini mi? Sonra evlat acısından kaynaklanan hissiyatları kullanıp, o masum insanları sokağa dökmek hangi insani değerlerle bağdaşabilir. Ama belli ki, şu Terör A.Ş.ne kadar da büyük bir rant kapısıymış!

Bir de Ergenekon davasında sanık sıfatıyla bir arada bulunan kişilere bakıldığında enteresan bir yapıyla karşılaşıyoruz: Siyasi geçmişleri farklı insanlar nasıl olur da aynı çerçevede buluşurlar?

Son okuduğumda, 21. Lem’adaki şu ifadelerde bu sorumun cevabını almıştım Bediüzzaman’dan:

“Ehl-i gaflet ve ehl-i dalâlet ise, meftun oldukları menfaatlerini kaçırmamak ve menfaat için perestiş ettikleri reislerini ve arkadaşlarını küstürmemek için, zilletlerinden ve nâmertliklerinden, hamiyetsizliklerinden, mutlak arkadaşlarıyla -hattâ denî ve hain ve muzır olsalar dahi- hâlisâne ittihad, hem menfaat etrafında toplanan -ne şekilde olursa olsun- şerikleriyle samimâne ittifak ederler, samimiyet neticesi olarak istifade ederler.” (Lem’alar, 21. Lem’a)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum