Stres kasları etkiliyor

Stres kasları etkiliyor

İşte stres altındaki kişilerde görülen değişiklikler..

Stres, kuşkusuz ki pek çok hastalığın ve sorunun ana nedenlerinden biri olarak biliniyor. Günümüz insanını derinden etkileyen stres; korku, güvensizlik, umutsuzluk, aşırı heyecan, endişe, baskı gibi duygular nedeniyle vücuttaki dengeyi bozarak, bedende genel bir gerilim oluşmasına yol açıyor. Bu nedenle, günlük hayatımızda çoğu zaman yaşadığımız bu duygular ve beraberinde hissedilen stres hali, vücudumuzu alarma geçirerek çeşitli ağrılara neden olabiliyor.
 
Stresin hormonlarımızı nasıl harekete geçirdiğini ve vücudumuzun bunu nasıl ağrıya dönüştürdüğünü Alman Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hilal Yıldız anlattı:

Vücut strese tepki veriyor
Beynimiz, bir halin stresli olup olmadığını nitelendirebilecek tek organdır. İnsanlar strese girdikleri zaman vücutları buna tepki gösterir ve alarma geçer. Vücutta çeşitli biyokimyasal reaksiyonlar başlar. Özellikle süreğen stres, vücut fonksiyonlarını değiştirir. Stres nedeniyle vücuttaki adrenalin ve kortizol miktarı normal olmayan bir şekilde yükselir. Uzun süreli streste kortizol hormonunun yükselmesi bazı hastalıkların oluşmasına neden olabilir. Ayrıca, kortizol yüksekliğinin beyindeki hücrelere zarar verici etkileri de olabilmektedir.

Stres altında kas gerginliği artıyor
Stres ve stresin doğurduğu gerginlik ve ağrı arasında önemli bir bağlantı vardır. Stres altındayken beynimiz, algıladığı tehlike karşısında ‘savaş’ ya da ‘kaç’ komutunu verir. Bu komutun yerine getirilmesi için de gerekli olan kas gerginliği artar. Ancak, savaşmanın ya da kaçmanın mümkün olmadığı durumlarda artan enerji ve kas gerginliği boşalamadığı için ağrılı kas spazmları ortaya çıkar. Ağrının kendisi de insan için bir tehlike sinyali yarattığından, o da ‘savaş’ veya ‘kaç’ emri verir. Bu durumda kas gerginliği daha da artar. Tam bir kısır döngüye girilir.

Damarları daraltıyor
Stresin neden olduğu gerginlik damarların daralmasına, beynin belirli bölgelerine giden kan akımının bozulmasına yol açar. Diğer taraftan bir dokunun kanlanmasının azalması da ağrıya neden olur. Oksijene ihtiyaç gösteren dokunun yetersiz kanla beslenmesi, özel ağrı alıcılarını uyarır. Bu arada, adrenalin ve noradrenalin gibi stres sırasında sinir sistemini etkileyen maddeler de salgılanmış olur. Bunlar da doğrudan veya dolaylı olarak kasların gerginliğini artırır. Böylece ağrı gerginliğe, gerginlik endişeye, endişe de ağrıların şiddetlenmesine yol açar.

İşte stres altındaki kişilerde görülen değişiklikler:

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hilal Yıldız, stres altındaki kişilerin vücudunda değişik reaksiyonların meydana geldiğine de değinerek bu değişiklikleri şöyle sıraladı:

“Stres altındaki kişide; terleme, hızlı nabız, kalp çarpıntısı, midede ağrı, kasılma, boyun ve şakakta kaslarda gerginlik, nefes alamama, diş gıcırdatma, çenede kasılma, aşırı tedirginlik, konsantrasyon güçlüğü, aşırı duygusallık, halsizlik, hareket edememe gibi şikayetler mevcuttur. Fizyolojik stres, bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir etki yapar ve bağışıklık sistemini bozar. Beyin, bağışıklık sistemi ve hormonlar birbirleriyle ilişki içindedirler. Psikolojik veya fiziksel stres konusundaki çalışmalar, uzun süren yoğun bir stresle karşılaşıldığı zaman hormonal dengeye bağlı olarak bağışıklık cevabında bir düşüş olduğunu ortaya koymuştur. Kanser dahil birçok hastalığın ortaya çıkış ve şiddetinin stresle ilişkili olduğu bilinmektedir.

Ağrı stresi stres de ağrıyı doğruyor
Olağanüstü stres durumunun süreklilik göstermesi vücut sağlığını bozarak, çok çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Vücudun ana merkezi olarak nitelendirilen beyin, ağrıyı azaltabilecek etkiye sahip olabilmektedir. Strese hormonlarımızın verdiği yanıtın vücudumuz üzerindeki etkileri daha uzun sürelidir. Böylece stresin hızlı etkilerine ilave olarak uzun vadede ortaya çıkan geç etkilerinin de insan sağlığını tehdit ettiğini unutmamak gerekir. Stres insanın doğal dengesini bozan bir durumdur. Beyin hücreleri arasında yerleşmiş olan heyecan molekülleri ağrı eşiğini düşürmektedir. Ağrı eşiğinin düşmesi ile ağrı oluşturma potansiyeli çok zayıf olan her türlü uyaran, böylece ağrı oluşumuna neden olabilmektedir. Ağrı ve buna bağlı tahammül, depresyon, korku ve endişeyi de beraberinde getirebilir. Oluşan döngü birbirini tetikler. Böylece ağrı stres yaratır, stres de ağrıyı doğurur.

ensonhaber