Sözünüzü ister gizleyin ister açıklayın fark etmez, Allah sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir

Sözünüzü ister gizleyin ister açıklayın fark etmez, Allah sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Mülk Suresi 12-15. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

12 . Şübhesiz ki görmeden Rablerinden korkanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfât vardır.

13 . Sözünüzü (ister) gizleyin veya (ister) onu açıklayın (fark etmez)! Çünki O (Allah), sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.

14 . (Hiç) yaratan bilmez mi? (*) Çünki O, Latîf (kalblerdeki bütün incelikleri bilen)dir, Habîr (onlardan haberdâr olan)dır.

15 . O, yeri sizin için itâatkâr kılandır; artık onun omuzlarında (yeryüzünde) yürüyün ve (Allah’ın) rızkından yiyin! Dönüş ise, ancak O’nadır.

(*) “Hem o cüz’î (küçük) zîhayatlarda (canlılarda) pek zâhirî (açık) bir sûrette anlaşılır ki, onun Sâni‘i (san‘atkârı) onu görür, bilir, dinler, istediği gibi yapar. Âdetâ o zîhayâtın masnûiyeti (san‘atlı yaratılması) arkasında Muktedir (güçlü), Muhtâr (irâdeli), işitici, bilici, görücü bir Zât’ın ma‘nevî bir teşahhusu (belirmesi) ve bir taayyünü (meydana çıkışı) îmâna görünür. (...) Çünki meselâ, gözü veren Zât, hem gözü görür, hem ince bir ma‘nâ olan gözün gördüğünü görür, sonra verir. Evet senin gözüne bir gözlük yapan gözlükçü usta, göze gözlüğün yakıştığını görür, sonra yapar. Hem kulağı veren Zât, elbette o kulağın işittiklerini işitir, sonra yapar, verir. Sâir sıfatlar buna kıyâs edilsin!” (Şuâ‘lar, 2. Şuâ‘, 6-7)