Sözüm hakikat olsun

Kalplere girmeyi başarabilen her bir lâfız, değerini,  manasını taşıyabilmekte; varını, yoğunu

Karartmadan, sükût diyarına çekmektedir.  Gönüller kıblesinde yer edinen sözler, bir âlemi donatıp, kuşatacak vaziyettedir.  Söylenecek bir çift sözün hassasiyet taşımasının neler kazandıracağını tahmin etmek zor olmasa gerek.

Ağızlardan dökülecek sözün kalplere, zihinlere girmesine izin vermek en doğru husustur.  Mevlâna yıllar önce sözün doğru, etkili bir şekilde izah edilmesi gerektiğini dile getirmiştir.  “Sözünü öyle bir izah et ki, havas da avam da istifade etsin. Söz söyleyen kemâl sahibi olursa; ( mağfiret ve hakikat) sofrasını yaydı mı, o sofrada her türlü aş bulunur. Hiçbir misafir aç kalmaz.  Herkes o sofrada kendi gıdasını bulur”.  Netice itibariyle, bu gerçeği manidar bir şekilde vurgulamıştır.  Gönülleri, bakışları, ruhları bulandırmadan insanlara arz etmek en doğru harekettir.  Söze can vermek, mana giydirmek, değer yüklemek esasen faydalı etkili bir durumdur.  Bir çift sözün kötü durumlara mahal vermeden ölçülü, dengeli bir vaziyette dile gelmesi uygun bir haldir.

Sözün tüm derinliğiyle güzelliğini kalplere işlemesi, bir insan için ne kadar önemli olması ortadadır. Sözün üstadı Bediüzzaman, bu konuyu fasih bir şekilde izah etmiştir. “ Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın;  mihenge vurunuz.  Eğer altın çıktıysa kalpte saklayınız, bakır çıktı ise çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız bana reddediniz, gönderiniz.” Bu noktada sözün kıymetli canlı, dipdiri, hayat verici olması önem taşımaktadır.  Nice söz üstadları bu nazarla yaklaşıp, akıllarda,  en önemlisi gönüllerde bir emsal olmuşlardır. Söze duruluk, güzellik, samimiyet, muhabbet, hissiyat katmaları ile bu duruma kanıt kazandırmıştır.

Yaratıcı, gönüllere kıymetli elmas değerinde sözleri varlık âlemi için nakşetmiştir.  Ola ki; cemiyet bu noktada doğruyu, hakkı batıldan ayırıp hakikate, güzele, doğru söze talip olur.  Buna binaen söze paslı, karanlık kasvetli, bulanık anlamlar katmadan doğruyu sergilemekte fayda olduğunun idrakine varılmıştır. Nitekim Hadis-i Şerif bu konuyu çok açık bir nazarla ortaya koymaktadır. “ Sözünü, tesir edeceğini bildiğin zaman söyle .”  Gerçeği, sözü doğru zamanda, doğru yerde, etkili, verimli bir şekilde beyan etmek için zuhur etmiştir.

Umulur ki; o vakit bu derin hikmetli sözler, görmeyen, hasta kalpleri açabilsin.   Yaratıcının kudretiyle, azametiyle, ruhsuz, cansız gönüller bir çift faydalı, güzel, manidar bir lafız ile hayat bulması arzusuyla yazımızı noktalamış olalım.  Ya hayırlı ve doğru olan sözü söylemeyi, ya da; sükûnet içinde kalmayı şiar edinen insanlardan olmak dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum