'Sıra kimde' şayiaları

Kime kızılıyorsa hakkında bir dedikodu çıkarılıveriyor. Korku rüyalarıyla ikame
edilen şey, kanun nizamı olmaktan hayli uzak.

Tutuklanma sırası filancada, falancanın da telefonu dinleniyor, feşmekan teknik
takibe takılmış. Ya bugün ya yarın çalındı çalınacak adamın kapısı” diye sürüp
gidiyor şayialar.

Öyle ki sokak kavgalarında bile duyulmayan ‘şayia’ kılıklı garip tehditler kalem
kavgalarında söyleniyor. ‘Bekçiyle, zabıtayla, garsonla çocuk korkutmak gibi’
harcıâlem söylentilerin ciddiyetle tartışılma zemini buluyor olması çok daha
fena!

Devlet gücü, çoluk çocuğun elinde bir korkutma aracına dönüşüyor. “Seni sürüm
sürüm süründürürüm” demenin bir yolu artık, muhatabına polisli, savcılı, hâkimli
kâbuslar gördürmek. Karşı tarafın rüyasına girip karakola çektirmek, uykusuna
kelepçe sokmak da başvurulan adi yöntemler arasında.

Kime kızılıyorsa hakkında bir dedikodu çıkarılıveriyor. Korku rüyalarıyla ikame
edilen şey, kanun nizamı olmaktan hayli uzak.

Görevini hakkıyla yapan polislere de hukuku üstün tutan savcı ve hâkimlere de
bundan büyük bühtan olmaz. Kolluk öcüleştiriliyor. Lakin bu haksızlığı ortadan
kaldırmak, ‘tedhiş’ amaçlı şayiaları çürütmek yine onların görevi.

Polisler, savcılar ve hâkimler bir kan davasının tarafları gibi “Şeytan azapta
gerek” diyemez. İşler çığırından çıkmadan ‘cadı avı’ safsatasının asılsızlığını
ispat etmek yine onlara düşüyor.

Zihinleri bulandırıp dezenformasyon çarklarına alet olmamak için tekrardan
kaçınıyorum. Fakat şayialar ayyuka çıkmış, söylentiler yayılacağı kadar
yayılmış.

Fitnenin çoğalmasından anlıyorum ki gıybet ve iftira merkezleri işbaşında.
Gayeleri bir yana, mücadele şekli olarak fitneyi çoğaltanlar eskinin psikolojik
harekât taktiklerini kopya ediyor.
İçinde polis, savcı ve hâkim sözcüklerinin bolca geçtiği tevatürler piyasaya
sürülüyor.

Eline çanta tutuşturulmuş, eline kâğıt kalem verilmiş tıfıl kuryelerin, sabiyane
akılların seviyesine tenezzül etmek istemeyenlere ben de bir kopya veriyorum.
Belagatin altın kurallarındandır karşınızdakine anlayacağı dilden konuşmak.

Tanıdığım en büyük belagat ustası ise Said Nursi. İdraksiz sübyanla muhataplığı
gradosuna yediremeyenler, onun parlak belagatinden feyz alsın.
İhtiyaç duyanlara, gıybet ve iftira bahsi için müracaat edebilecekleri bir
kaynak öneriyorum:
Nursi’nin Mektubat adlı eserinden 22. Mektup.

“Gıybet, Kuran nazarında gayet menfur ve ehl-i gıybet, gayet fena ve
alçaktırlar. Gıybet haset, inat ve husumet ehlinin en çok istimal ettikleri
alçak bir silahtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silaha tenezzül edip istimal
etmez.
Nasıl meşhur bir zat demiş; düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yüksek
tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünkü gıybet zayıf, zelil ve aşağıların
silahıdır...”

Tecessüs, başkalarının gizli ayıplarını, kusur ve günahlarını araştırmaktır.
Mahreme dair ifşaat da cemiyeti ifsad eden gıybet zehrinin ham maddesi.

“Nedir alçakların kullandığı bu gıybet” diyeceksiniz.
Nursi’ye göre gıybet şöyle bir alçaklıktır: “Gıybet odur ki gıybet edilen adam
hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese zaten
gıybettir. Eğer yalan dese hem gıybet hem iftiradır; iki katlı çirkin bir
günahtır...”

İtibarsızlaştırmak, insanların şeref ve namuslarıyla oynamak, haysiyetlerine
saldırmaktır gıybet. Yayılan şayianın bir aslı var ve doğruysa gıybettir,
yalansa iftira. Biri alçaklık, diğeri katmerli bir alçaklık. Al birini vur
ötekine...

Said Nursi şöyle yakınır risalelerinde: “Hâkim kendi müddei (yani iddia makamı,
yani savcı, yani suçlayan taraf, yani davacı) olsa elbette ona şekva edilmez.
Kimden kime şikâyet edeyim? Ben dahi şaştım. Gel, sen söyle, bu hale ne
diyeceğiz?”

Bir değil, binbir şayia dolaşıyor ortalıkta. Fitne ve fücuru yayarak korku
rüyaları imal ediyorlar. ‘Şuyuu vukuundan beter’ deyip geçelim mi?
Bu şayialara kendimi alıştıramıyorum ben. Gel, sen söyle arkadaş, o vakit ne
diyeceğiz bu hale?

Akif Beki-Radikal

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.