Selahattin GEZER

Selahattin GEZER

Sevgililer Anı…

Sevgililer günü değil; sevgililer anı yaşıyoruz da kıymetini bilmiyoruz... Güneş ışık kurdeleleri ile her gün altın sarısı kutu ile doğudan gönderiliyor. Teneffüs edilen havanın içinde ki azot ve oksijen diğer gazlarla paketlenerek, her an akciğerlerimize geliyor… Toprak ambarından manevi asansörler ile dalların ucuna giden lezzetler – tatlar rengârenk ambalajlarla önümüze – elimize geliyor… Yağmurlar bizim için yağdırılıyor, yıldızlar bizim için itaatkâr kıpraşıyor, su bizim için pırıl pırıl ve hararet söndürücü… Çok seviliyoruz çok!.. Her anımız sevgililer günü… Her an başımızdan hediyeler yağıyor… Bize hediyelerin en büyüğü her an yüce Allah’tan…

Hediyeler ve sevgililer anı hiç biter mi? Yemek, içmek, yürümek, oturmak, konuşmak, işitmek, görmek hele bir de akıl ve anlamak var ki hediyelerin en kıymetlisidir, ambalajı olan kafa ise en güzel kutudur. Sevdiklerimiz, onlarda birer hediye; yakınlarımız, eşimiz, dostumuz ve tüm muhabbet ettiklerimiz… Ya bir an üzerimizden Allah’ın sevgisi kesilse!.. İnsanı böyle seven, merhamet ve şefkat-i ilahiyenin beklediği; bizimde gerçek manada sevmemiz ve itaat etmemizdir!

Bütün bunların yanında, sevildiğinin farkında olmamak ve sevilmemesi gerekeni sevmek; işte o zaman insan tükenmiştir… Ve sevgide çuvallamış olanlar için 14 Şubat kusurları maskeleme hali olarak ortaya çıkmıştır...

Pardon, fazladan sevginiz var mı?

Pardon, fazladan sevginiz var mı? Elinizde – kalbinizde kullanılması hiç düşünülmemiş sevginiz var mı? İçinizi bir arasanız, belki dibinizde köşenizde unutulmuş,  gün yüzüne çıkmamış ama çıkması gereken sevginiz mutlaka vardır… Siz yorulmasanız, biz kalbinizi tıklatsak ve bir avuç, bir fincan ya da bir kaşık sevgi varsa… Fazladan sevginiz var mı; yalnız kalmışa, zulüm görmüşe, acılar içindeki Müslüman çocuklarına ve Afrikalı mazluma, haber bekleyene, sahiplenmeyi bekleyen vatan toprağına, değerlere, yol gösterenlere, aç olanı doyuran, çıplağı giyindirenlere, vatana gerçek manada hizmet edenlere, size hakikatleri anlatanlara, hayatını Allah’a gerçek kul olma yolunda feda edenlere, küfrün belini kırıp, dalaletten kurtaranlara… Bunlara sevgisini mahrum etmeyenler zaten kadınları ve anaları el üstünde tutar.

Allah’tan başka, birileri alın size anneler günü, sevgililer günü vs. gün belirliyor ise bunda bir oyun ve biz nasıl istersek öyle seveceksiniz numarası vardır! Önemlerimizi bir güne sığıştırarak, diğer günleri bildiğinizi okuyun der gibiler… Onca yıl anneler günü kutlandı da analara saygı – sevgimi arttı? Anneye – babaya karşı ses saygılı halde mi çıktı? Tayin edilen diğer günler gibi sevgililer günü de, kapitalizm için, artan kazanç kapısı olmuştur. Tükettirerek tüketiyorlar… Sevdiğinize en güzel hediye; 365 gün sevmektir. Allah’ın istediği şekilde sevenleri de Allah sever…

Evet, bize gün dayayanlar, nasıl sevmemiz gerektiğini de dikte ederler… Oysa onlar ayrı dünyaların tuhaf sevgiler yaşayanlarıdır… Bizler ise; Hz. Peygamber nasıl sevmiş, O’nun gibi sevmeye niyet ve gayreti içinde olanlarız... Kısaca biz ayrı dünyaların çocuklarıyız... Bizler bizi seven Allah nasıl emretmiş ise sevdiklerimizi öyle sevmeliyiz... Madem Allah 365 günde bir güne insanı sevmeyi sığıştırmamış, her an sevmiş bizimde har anımız sevgililer günü olmalı. Sadece karşı cinse değil, sevdiklerimizi Allah için sevmeli, Allah için sevilmeli ve Allah için muhabbet etmeli vesselam.  İman-ı billah, Marifetullah, Muhabbetullah dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum