Şefkât Rahlesinde Tedris

Muhammed Numan ÖZEL

İman ve İslam Davasında Tebliğ Metodunda Şefkat Eksikliği ve Neticeleri-3

Şefkât yazı serimizde üçüncü yazımı nazarınıza arz ediyorum.

Şefkât, şahs-ı manevînin muhkem bir hal kazanmasında çok önemli bir unsurdur.

Şefkât, insanların birbirine karşı sevgi, merhamet ve anlayışla yaklaşmasını sağlar; bu da cemaatin manevi birliğini, uhuvvet ve tesanüdünü güçlendirir.

Şefkât; her canlıya merhamet etmek, muhtaçlara, ızdırap ve meşakkatlere maruz kalan felaketzedelerin imdadına koşmak, onlara maddî ve manevî yardımda bulunmaktır duygusudur.

Şefkât, Yüce Allah'ın Rahmân ve Rahîm isimlerinin insandaki tecellisidir. "Sır" ifadesi burada gereği manası geliyor.

Şefkâtin şahs-ı manevî üzerindeki etkisini şu şekilde açıklayabiliriz:

Birleştirici Güç: şefkât, cemaat içinde muhabbet ve merhamet rabıtalarını güçlendirir.

Şefkât, uhuvveti pekiştirerek şahs-ı manevîyi daha sağlam bir hâle getirir. Şefkâtle hareket edenler, birbirlerinin kusurlarını örter ve dayanışmayı artırır. Hizmeti âdeta bir hobi veya lokâl faaliyeti olmaktan çıkartır ve hizmet içinde insanları harekete geçiren bir kuvvet olur. Maalesef ki çok yerde Nurculuk hobi hâline gelmiş durumda.

Manevi Destek: şefkât, fertlerin birbirine destek olmasını sağlar. Bir cemaatte şefkât hâkim olduğunda, insanların zor anlarında birbirine sahip çıkmak, ilgilenmek, alakalanmak kendini öne çıkartır. Bu da şahs-ı manevînin mukâvemetini artırır. Şefkât, âdetâ manevî bir çimento harcı gibi cemaati bir arada tutar.

İhlâsın Koruyucu Kalkanı: şefkât, ihlâsı destekler. Şefkâtle hareket eden bir kişi, karşısındaki için samimî bir şekilde iyilik düşünür ve bu, cemaatin ortak gayesine hizmet eder. Bu da şahs-ı manevînin manevî gücünü muhkemleştirir. İhlâsta, sâfilik vardır art niyet yoktur. Sâfilik içinde bir çok kutsî rabıta da bulunmaktadır. Şefkât, ihlâsın koruyucu kalkanı hükmündedir. Bu sebeple şefkât varsa diğer şeylerden söz edilebilir; ama şefkât yoksa ihlâs, samimiyet, uhuvvet.. gibi hasletlerden bahsetmek pek mümkün olamaz.

Lehviyat ve Hevesata Karşı Kalkan: şefkât, nefsin bencil arzularından yani lehviyat ve hevesatından da insanı uzak tutar. Şefkâtli bir kalp, başkalarının ihtiyaçlarına duyarsız kalamaz.

Şefkâtli insan diğerkam ve değerkamlı hayat tarzı benimsemiş insandır. Ben merkezli bir yaşam tarzı ve hizmet metodunu değil.

Şefkâtli insanların tesis ettiği bir hizmet zemini çiçekler açar ve semereler verir. Böylece cemaatin ortak ruhunu -şahs-ı maneviyi- dünyevi tuzaklara karşı da muhafaza eder.

Toplumsal Etkiye Katkı: şefkât, sadece cemaat içinde değil, cemaatin dış dünyaya karşı yaklaşımında da etkili olur. Yani şefkât, âdetâ cemaatin vitrini gibidir. Hizmet eden ve bir dâvâ sahibi olanların anlattıklarından çok yaptıkları çevrede dikkat çeker. Bu sebeple insan şefkâti terk edip kaba ve sert bir yolu, tarzı benimsememelidir.

Bu konuyla ilgili diğer yazımı okumak için tıklayınız

Şefkâtle hareket eden bir şahs-ı manevî, topluma karşı merhametli ve yapıcı bir duruş sergiler, bu da onun tesirini artırır. Toplumda hüsn-ü kabul görüp insanların da sempati duymasına sebep olur. Şefkâtsizlikse tüm hizmetin dibine dinamit yerleştirmek gibidir.

Şefkât, iman hizmetinde cemaatin birliğini ve etkisini güçlendiren bir duygudur, histir.

İman hizmetinde şefkât temalı diğer bir yazım için tıklayınız.

Şefkât, şahs-ı manevîyi sadece fertler arasında değil, aynı zamanda cemaatin hizmet ettiği daha geniş bir çevreyle de bağ kurmasını sağlar.

Şefkât, şahs-ı manevîyi muhkem kılan temel taşlardan biridir. İhlâs, uhuvvet ve ortak gayeyle birleştiğinde, şefkât cemaatin manevi gücünü artırır, birleştirir ve şahs-ı manevîyi lehviyat ve hevesat karşısında dayanıklı hale getirir. Böylece insanların da manevi salâbeti artar. Şefkâtle yoğrulmuş bir şahs-ı manevî, hem içten hem dıştan gelen zorluklara karşı daha sağlam durur. Çünkü cemaatin iç dinamikleri ve manevi kuvveti aktiftir.

Şefkât “hakikat[ın]a yapış ve [kalbini, ruhunu, aklını, latifelerini] vahşet-i mutlakadan ve hadsiz ihtiyacâtın elemlerinden kurtul. Ve o Sultan-ı Ezel ve Ebed'in tahtına yanaş ve o rahmetin şefkâtiyle ve şefaatiyle ve şuâatıyla o Sultan'a muhatab ve halil ve dost ol!”[1]

“en mühim bulduğum vesîle; fakr ile şükr, acz ile şefkâttir.”[2]

Hülasâ, bir cemaat, özelde insan, şefkâti nisbetinde hizmet edip hayata tutuna bilir. Aksi takdirde insan içi boşalmış bir insan müsfettesi olur. Hafazanallah..

Yazı serimizin ilk yazısı

https://www.risalehaber.com/muhammed-numan-ozel-iman-ve-islam-davasinda-teblig-metodunda-sefkat-eksikligi-ve-27833yy.htm

Yazı serimizin ikinci yazısı

https://www.risalehaber.com/muhammed-numan-ozel-insan-sefkati-nisbetinde-insan-olabilir-27856yy.htm

Selâm ve duâ ile.

[1] Sözler (10)

[2] Mektubat (30)

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.