Sanattan Tevhide Çalıştayı: İnsan Cenab-ı Hakk'ın Antika Bir Sanatıdır

Sanattan Tevhide Çalıştayı: İnsan Cenab-ı Hakk'ın Antika Bir Sanatıdır

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen “Sanattan Tevhide Çalıştayı”, 29 Kasım 2025’te Râmi Kütüphanesinde gerçekleştirildi

Açılış konuşmasını İİKV Mütevelli Heyeti Başkanı Said Yüce yaptı.

Konuşmasına “Bütün kâinatta mikrodan makroya her şey harika bir sanat-ı ilahidir.” sözleriyle başlayan Yüce, sanatın tüm alanlarının insanın yaratılışındaki ilahî güzelliğe işaret ettiğini ifade etti.

Said Yüce konuşmasında Risale-i Nur’dan bölümler aktararak, insanın “Cenab-ı Hakk’ın antika bir san’atı” olduğunu belirtti ve ekledi: “İnsan, nur-u iman ile a’lâ-yı illiyyîne çıkar; küfür ile esfel-i safilîne düşer.”

Bu bağın, yani “imanın bir intisap oluşunun”, insanın değerini tüm mahlûkatın üzerine çıkardığını vurguladı.

“SANAT, TEVHİDİN MÜHRÜNÜ GÖSTERMELİDİR”

Yüce, sanatçıların eserlerinde kâinattaki ilahî mühürleri fark edip göstermelerinin önemine dikkat çekerek, “San’at erbabımızın, âlemdeki her şeyin üzerindeki tevhid mührünü görüp göstermek gibi bir vazifeleri vardır" şeklinde konuştu.

Sanat tarihinde Osman Hamdi Bey’den Picasso’ya kadar pek çok ustanın eserlerini değerli kılan şeyin kendi imzaları olduğunu hatırlatan Yüce, kâinattaki her varlığın üzerinde de Allah’ın imzası bulunduğunu ifade etti.

HAYATIN İLAHİ MÜHRÜ: TAKLİT EDİLEMEZ

Yüce, hiçbir teknolojinin, yapay zekânın ya da biyolojik araştırmanın hayat sırrını taklit edemeyeceğini belirterek, “Tevhid mührünün en parlak şekilde tezahür ettiği ‘hay’ ismini hiçbir sanatçı taklit edemez. Bal arısının yaratılışı, milyonlarca arının aynı anda aynı düzenle çalışması “bedahetle vahdeti ispat eder” dedi.

KÂİNAT KİTABI KUR’AN’LA OKUNUR

Kur’an’ın sivrisinekten dağlara, karıncadan yıldızlara kadar pek çok yaratılıştan bahsettiğini hatırlatan Yüce, “Kâinat kitabı Kur’ansız okunursa eksik olur; Kur’an da kâinat kitabıyla okunmayınca eksik kalır.” diyerek marifetullahın ancak iki kitabın birlikte okunmasıyla mümkün olduğunu vurguladı.

“KÂİNAT MESCİD-İ KEBİRDİR; İNSAN O MESCİDİN SÂCİD MİSAFİRİDİR”

Yüce, Risale-i Nur’dan yaptığı alıntıyla insanın yaratılış gayesine dikkat çekti:

“Sâni’-i Hakîm, kâinatı bir mescid-i kebir yaptı; insanı ise onda secde eden bir misafir olarak yarattı.”

Yüce, sanatçıların, bu ilahî sanatın ihtişamını başkalarına göstermede kritik bir rol taşıdığını belirtti.

KALBİN KULAĞIYLA HAKİKATİ DUYMAK

Konuşmasının sonunda Yüce, Rabbanî hakikatin sesini dinlemeden sanatın tamamlanamayacağını belirterek, “Sadâ-yı semavîyi kalbin kulağıyla dinlemeyen bir sanatçı hakikati bulabilir mi?” ifadelerini kullandı.

DUA İLE SONA ERDİ

Program, Yüce’nin şu duasıyla son buldu:

“Cenab-ı Rabbül Âlemin bizlere nur-u imanla ilahî sanatın harikalıklarını görebilmeyi, sadâ-yı semavîyi kalbin kulağıyla işitebilmeyi nasip eylesin.”

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.