Ruhumuza ağır gelenler

Bu yazıya başlarken ilk defa fark ettim ki nasıl duaya başlamadan evvel istiğfar ile manen temizleniyoruz ve salavat ile Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam’a bağlanıyoruz aynen öyle de yazmaya başlarken de evvela istiğfara (bilhassa bâtıl fikirlerden temizlik kastı ile) ve saniyen salavata ihtiyaç var.  

Yazmak, bir bağ kurmak demektir. Hem şimdiye kadarki bütün geçmiş birikimimiz ile (ama müsbet ama menfi) hem de bu yazıyı gelecekte okuyacak herkesle bir bağ.  

Bu kurulan bağın müsbet olması ve güzel semereler vermesi elbette ruhumuzun ağırlıklarından kurtulmuş olmasına bağlı. Ruhumuzun işlerliğini sekteye uğratan o kadar çok şey var ki.  

Sekte dedim de tevafuk etti bu yazımı yazarken de gelen bir telefonla az sekteye uğradı bakalım devamı nasıl gelecek.
Evet, ruhumuzun ağırlıklarından kurtulması için ciddi gayret göstermemiz önemli. Ruhumuza ağır gelen çok şeylerden birkaç maddeyi daha evvel not almıştım öncelikle o maddeleri kısaca paylaşalım: 

•Suriyeli kardeşlerimizin dilenmesi (ve dünyadaki Müslümanların hâl-i hazırları) 
•Bağ koparılan akraba 
•Haset 
•Hırs 
•Kin  
•Öfke 
•Menfaat peşinde koşmak 

Evet itiraf ediyorum karışık olmuş biraz. Derli toplu hallerini çok kitaplarda bulmak mümkün. 

Mâlumdur ki bir evin süslü olmasından daha öncelikli olan, o evin temiz olmasıdır.  
Bizim de ruhumuzu tezyin etmezden evvel onu, onun safiyetine besatetine, hiffetine halel veren ağırlıklardan kurtarmamız esastır. Bir tek kötü huydan kurtulmak on güzel huy edinmeye müreccahtır. Çünkü kaideten; “def i mefasit, celb-i nef’a müreccahtır.”

Peki ruhumuzun güçlenmesi ve kendinden olmayanları kapı dışarı etmesi için ne yapabiliriz? 
Öncelikle ne yaparsak yapalım sükunet içinde ve telaşsız yapmamız işlerimizi kolaylaştırır ve nefsin tahakkümünden ve şeytanın tasallutundan bizi muhafaza eder.  

Nefsimizle ve kendimize güvenerek yapıp etiklerimiz ile, Rabbimize sığınarak ve ihlasın, samimiyetin, devam eden sâfi bir duanın semeresi olarak yapıp ettiklerimiz ne kadar da farklıdır birbirinden değil mi?  

Nurani ve lâtif olan, kesifleri evirip çevirir, hükmünü onlar üzerinde icra eder. Onları da kendine hizmetkâr eder. Nur ile zulmet bir arada bulunamazlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum