Haydi yiyiniz

Ramazan Risalesi’nden

Orucun Cenab-ı Hakkın rububiyetine, insanın şahsi ve sosyal hayatına, nefis terbiyesine ve İlahi nimetlerin şükrüne bakan yönleri var. Orucun hikmetleri elbette bunlarla sınırlı değil. Daha bizim idrak edemediğimiz birçok hikmetleri var.

Oruç, İslamın beş erkânının birincilerindendir. Nasıl imanın esasları birbirinden ayrılamaz bir bütün ise, İslamın erkânları da öyledir. Hepsi de birbirini tamamlayan erkânlardır, biri birisiz olmaz.

İmansız amel olmadığı gibi amelsiz iman da neredeyse yok gibidir. Amel imanın göstergesidir. İmanın esaslarını görünür kılan da İslamın erkânlarıdır.

Kur’an her şeyden evvel oruç ayı olan Ramazan-ı Şerifte, bin aydan daha hayırlı neticeler veren Kadir gecesinde, insanlara doğru yolu göstermek ve hak ile batılın arasını ayırmak için nazil olmuştur. Bu nedenle Kur’an, Ramazan ayının dışında da her an bize orucu hatırlatmalıdır.

Oruç insanı durulaştırır, dinginleştirir, nefsine, öfkesine, hırsına hâkim olmasını sağlar, başkalarını düşünen ve hesaba katan, hakkaniyete önem veren, şefkat ve merhamet dolu, adeta melekleşmiş nurlu bir sima haline getirir, kendisine bakanlara huzur, sükûn ve emniyet verir. Nefsine, öfkesine ve hırsına hâkim olamayan doğru yolu bulamaz, hak ile batılı birbirinden ayıramaz. Kur’an’ın Ramazan ayında nazil olmasının bir hikmeti de bu olmalıdır.

Kur’an’ı, nefsin süfli isteklerinden ve lüzumsuz hallerden uzak, melekler gibi huzur içinde, akıl, kalp ve ruhu ile yeniden nazil oluyormuş gibi, Resul-i Ekremden (a.s.m.) işitiyor gibi, belki Hazret-i Cebrail'den, belki Mütekellim-i Ezelîden dinliyor gibi bir kudsî hâletle dinlemek, hazmetmek ve hayata geçirmek orucun bereketiyle olur.

Allah emretmeden helal rızıkları bile yiyemiyorsak, bir söz söylerken, bir iş yaparken, bir davranışta bulunurken yine Allah’ın “Haydi yiyiniz” emrini bekler gibi, o söz, davranış ve işten önce “Acaba Cenab-ı Hak bu konuda bize ne emrediyor” sorusunu sorup ona göre doğrusunu yapmamız icab eder. Oruçtan esas maksat da budur herhalde.

Oruç, sebepler ağı ile etrafımıza ördüğümüz gaflet perdesini yırtar ve bizleri hakiki nimet sahibi ile karşı karşıya bırakır. Aciz ve fakir olduğumuzu, her an O’na muhtaç olduğumuzu ayan beyan gösterir.

Oruçlu olmak, sosyal hayat için en iyi empati yapma yoludur. Başkalarının ne halde olduklarını anlamak için uzaktan bakmak değil de bizzat yaşama, hissetme, anlamaya ve idrak etmeye çalışmadır. Gasp edercesine, hırsızcasına ve hayvan gibi yutmaların önüne geçmektir.

Oruç nefsin keyfemayeşa hareketlerini, serkeşliklerini, hatta firavunluğunu kırar, aklını başına aldırır, hizaya getirir, dizginini insanın eline verir, üstelik manevi feyziyle, bereketiyle, bire otuz bine varan sevaplarıyla destek verir.

Cenab-ı Hak, hakiki manada Ramazan-ı Şerifi idrak edebilen ve yaşayabilenlerden etsin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum